İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi ve TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası iş birlikteliğiyle düzenlenen “I. Küresel Deniz Teknolojilerinde İnovasyon ve Deniz Ulaştırmasının Geleceği Konferansı” 24-26 Kasım 2010 tarihleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde 24 Kasım saat 9:30 'da 1. Oturum ile başladı.

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in açılış konuşmasını yaptığı konferans yoğun ilgi gördü. Şahin, konuşmasında Üniversite olarak bu tür çalışmalara her zaman destek olacaklarına söyledi. Geçtiğimiz yıl üniversiteler arasında tartışılan en önemli 2 konunun AR-GE ve innovasyon olduğunu konusuna değindi.

Rektör Muhammet Şahin'in ardından konuşma yapan İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nil Güler denizciliğin anlaşılması için daha fazla araştırma,bilgi edinme ve bilime ihtiyaç olduğuna değinirken denizcilik sektöründe yöneticilerin,denizcilerin ve işçilerin daha iyi eğitim ile sonuçların çok daha iyi olacağını söyledi.

GEMİMO başkanı Feramuz Aşkın Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği Gemi Makina İşletme Mühendisleri Odasının kuruluşunun 50. yılını kutladıklarını hatırlattıktan sonra TMMO Birliği oluşumundan sonra kurulan ilk oda olan GMİMO'nun kuruluşundan bugüne kadar türk denizciliğinin gelişmesinde ve büyümesinde ve bugünlere gelmesinde üzerine düşen görevi büyük bir özveri ile gerçekleştirdiğini vurguladı. "1960 yılından beri sadece Gemi Makine İşletme Mühendislerini üye olarak kabul eden odamız 2005ten itibaren deniz ulaştırma İşletme mühendislerini de bünyesine almaya başlamıştır ve böylece mesleki bir bütünlük de sağlanmıştır, bu seneye kadar sadece 1 okuldan üye alabilen odamız, 2013'ten itibaren 10a yakın fakülte ve yüksekokuldan üye olarak denizciliğin gelişiminde etkili olabilecek bir oda durumuna gelecektir" diyen başkan" sözlerine şöyle devam etti; "Denizciliğin bugünkü durumuna bir göz atmak gerekirse büyük ülkü sayamadığımız ve uzun zamanda bile başaramadığımızı göreceğiz. Dünyada sektörel bazdaki hızlı gelişimin ve teknolojik ilerleme ile yenilemenin oldukça gerisinde kaldık diyebiliriz. Bugünlerdeki denizcilik sektörümüzün durumu bunun canlı bir örneğidir. Global büyüme ve gelişimin, Türkiye üzerindeki yansımalarını kendi başarımız gibi değerlendirip büyük hatalar yaptık. Geçmişimizden ders almadan aynı hataları yapmaya devam ettik. Gemi makinalarına yönelik bir üretim gerçekleştiremedik. Geçen bunca sene içerisinde denizcilik, taşımacılık inaşaat ve en önemlisi denizcilik eğitim politikalarını bile oluşturamadık.

 

Denizcilik Fakültelerinin Artması Sıkıntı Yaratabilir

Denizcilğimizi günün şartları içerisinde yeniliğe dönük olan program, araştırma ve geliştirme yapmadan yönetmeye çalıştık. Üniversitemiz ve idarelerimiz denizciliğin gelişmesi ve çağdaşlaması ile ilgili olarak üzerlerine düşen göreceleri yerine getiremediler. Son zamanlarda denizcilik eğitimi veren eğitim kurumlarında çok büyük artışlar oldu. Artık 8 tane fakülte ve yüksek okul denizcilik eğitimi vermeye başlamıştır. Bugün için sevindirici gibi gözüken bu durumda dikkat edilmesi gereken önemli bir konu var. O da denizci kökenli akademisylerin azlığı. Henüz 1 veya 2 okul varken bile sıkıntı çekilirken bu kadar sayıdaki okulların bu sorunu nasıl çözceceği merak konusudur. Deniz eğitimin farklı misyonlu bir eğitim olduğu unutulmamalıdır. Okullar sadece gemi adamı yetiştirmek misyonu ile birlikte üniversitelerin asli görevi olan bu meslek dalının dünyadaki gelişmelere paralel bir şekilde ve hatta daha ileri seviyede yerine getirmelidir. Dünya deniz endüstrisi ile olan, aramızdaki farkın kapatılması için ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak bir çalışma içerisinde bulunmak zorundalar. Bu amaç için de, oluşturulan deniz eğitim konsayine büyük görevler düşmektedir. Bu kongrenin ilk kıvılcımını oluşturan denizcilik eğim konseyi aktif olarak çalışmalı ve denizciliğin kanayan yarası olan denizcilik eğitimine çağdaş ilerici ve en önemlisi üretici çözümler üreten bir yol haritasını ortaya koymalıdır. Bugün başlayan kongrenin bu amaç için bir milat olmasını ve bu tür çalışmaların bilimsel esaslı ve koordineli bir şekilde sürdürülmesini diliyorum."

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı konuşmasında mühendislik mesleğinin önemine değindi. Türkiye'de denizcilik dendiği zaman akıla üç tarafı denizlerle çevrili ülke cevabının gelmesi ancak içeriğine hak edilen önemin vermediğini vurgulayan Soğancı sözlerine şöyle devam etti: 'Dünyada değişen ekonomik şartlar siyasi olaylar ve teknolojik gelişmelere paralel olarak deniz taşımacılığı uygulama ve hız bakımından konteyner ro ro taşımacılığına doğru kaymıştır. Ancak Türkiye'de bu taşıma aracında gereken payı alamadığını söylemek yanlış olmayacaktır.'

Deniz Turizmi ve Yatçılığı Şüphesiz Balıkçılığa Önem Verilmeli

Türkiye'nin Denizcilik sektöründe hakettiği yere gelebilmesi için dünya standartlarına uygun ve teknolojik gelişmelere uygun limanlara sahip olması gerekdiğine değinen Soğancı, Liman hizmetlerini makro düzeyde geliştirecek taşımacılık ve liman teknolojilerine ayak uydurması ulusal ve uluslararası eğitim politikası oluşturularak diğer devletlerle rekabet potonsiyeli sürekli yükselmesi, dış ticaret taşımalarının geliştirilmesi, deniz turizmi ve yatçılığı ayrıca balıkçılığa önem verilmesi, Liman ve bayrak devleti kontrol mekanizmasını daha bilgili ve donatılı olarak sağlanması ve geliştirilmesinin gerekli olduğunu söyledi.

Limanlarımızı Kara ve Demiryolu İle Güçlendirmeliyiz

Deniz Yoluyla transit taşımaları arttırmak için limanlarımızı kara ve demiryolu bağlantıları ile güçlendirerek komple taşımacılığa uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Soğancı sözlerine şöyle devam etti: Liman işletmeciliğinin gelişen teknolojiye ve taşımacılığa ayak uydurması bir zorunluluktur. Denizciliğin gelişmesini sağlayacak çözümün salt özelleştirmelerde olacağını düşünmek ileride Türkiye'nin bu yönde gelişmelerinin ne kadar olacağını hepbirlikte göreceğiz.'

Ticari amaçla denizcilik sektörüne ilgili ilgisiz kurumların müdahalelerinin önlenmesi gerektiğine dikkat çeken Soğancı, Sektörün en önemli sorununun denizcilik eğitimi olduğunu ve öncelikle bu alana önem verilmesi gerektiğini söyledi.

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı'nın ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Ulastirma Bakanligi Mustesar Yard Suat Hayri Aka, İçinde bulunulan durumun bilgi toplumu çağı, teknolojik gelişmelerin takibi ile teknoloji ve inivasyonun hayatın her alanında olduğu gibi, Türkiye'de denizcilik sektöründe etkin bir şekilde kullanılmasının zorunlu olduğunu dile getiren Aka, Ulaştırma Bakanlığı ve Müsteşarlığın inivasyon odaklı gerçekleştirdiği çalışmalar ve projeler ile son yıllarda Türk denizciliğine önemli katkıları olduğunu söyledi.

 

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı'ya Katılmıyorum

TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı'nın karamsar olduğunu söyleyen Aka, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Kat ettiğimiz mesafe elde ettiğimiz gelişme, sektörümüzün söylenen durumda olmadığını gösteriyor. Kendisi de bir denizci olan ve bilgi ve uzmanlığa büyük önem veren sayın Bakanımızın önderliğinde başlattığımız eğitim ve denetim seferleri doğrultusunda denizcilik müsteşarlığında çalışan denizcilik eğitimi almış gerçek denizci sayısı % 5 'ten % 30 'a çıkarılmıştır. Söz konusu denetim sonucunda 2003 yılında kara listede yer alan gemilerimiz 2009 yılı itibari ile bayraklarını beyaz listede olmanın gururu ile dalgalandırmaktadır. Bu başarı ile birlikte Türkiye deniz ticaret filosunun uluslararası itibarı ve diğer ülkelerin neznindeki avantajlı konumu da şüphesiz önemli bir şekilde artmıştır.

Denizcilik İdaresi Sıfır Noksan  

Denizcilik eğitiminde önemli bir kaliteye ulaşıldığını dile getiren Suat Hayri Aka, AB'nin deniz güvenliği ajansı EMSA'nın son raporunda denizcilik idaresi sıfır noksan olduğunu ve denizcilik eğitim kurumları hakkında da olumlu değerlendirmeler yapıldığını ve böylece Türk gemi adamlarının AB ülke bayraklarında çalışma yolu açıldığını söyledi.

Denizcilik Müsteşarlığı ana arama ve kurtarma koordinasyonu merkezinde Türkiye'nin arama ve kurtarma sorumluluk sahası içinde teknolojinin tüm imkanlarından yaralanıldığını, geliştiren gemi takip hizmetlerinin otomatik tanımlama sistemleri, uzak mesafe izleme takip sistemleri gibi çeşitli teknolojik uygulamalarla gerek çevre denizlerin gerekse boğazların güvenliğine azami bir hassasiyet gösterildiğini sözlerine ekledi.

Konferanstan Fotoğraflar

İstanbul Teknik Ünüversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğrencileri de Oradaydı

 

 

 

 

 



 

Editör: TE Bilişim