Almanya'da yapımı tamamlanan Koca Piri Reis gemisi, 4 bin mil sürecek İzmir yolculuğunda 10 gün boyunca dev dalgalarla boğuştu. Prof. Dr. İzdar başkanlığındaki ekip 16 Kasım 1978'de İzmir'e ulaştı

O gün gazeteler Piri Reis'in geldiğini yazıyordu. Petrol ve diğer yeraltı zenginliklerini araştıracak her türlü donanıma sahip gemiyi Yunanistan'ın da almak için girişimlerde bulunduğu iddia ediliyordu...



Almanya'daki tersanede yapımı 1978 yılında tamamlanan Koca Piri Reis gemisi Türk bayrağı çekilmesinin ardından Embden Limanı'ndan İzmir'e doğru yola çıktı.
Gemi 4 bin mil sürecek ilk yolculuğunda fırtınaya yakalandı.
Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü'nün o dönemki müdürü olan Prof. Dr. Erol İzdar başkanlığındaki ekip zaman zaman dalgaların en tepesinde zaman zaman da en dibinde tehlike dolu yolculuğun ardından 16 Kasım 1978'de İzmir Limanı'na ulaşabildi.

TÜRK BAYRAĞI ÇEKİLDİ

İzdar, hiç unutmadığı o günü saat saat anlattı. 5 Temmuz 1975'te yapımına karar verilen Koca Piri Reis, 3 yıl süren çalışmanın ardından 1978 yılının Haziran ayında tamamlanmıştı. Gemiye deneme seferinin yapıldığı 26 Haziran 1978 günü Kaptan'ı Derya Piri Reis'in adı verilmesi uygun görüldü. Gemi kaptanı Fatih Türküstün, enspektör Aclan Saatçioğlu, tersane tarafından gemi limana girinceye kadar tahsis edilen garanti ve intikal sorumlusu R. Janssen, gemi başmühendisi Nihat Yazıcı,
makine zabiti Bilal Nuriler, usta gemici Kemal Deriş, elektrik teknisyeni J. Buss, İzmir'in köklü aileleri arasında yer alan Kardıçalıailesinin ferdi olan elektronik yüksek mühendisi Tarık Kardıçalı, deniz biyoloğu Dr. Sumru Ünsal, bugün Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. Hüseyin Avni Benli, deniz jeolojisi uzmanı Şerif Başoğlu'ndan oluşan mürettebat, 18 Ekim'de güverteye çıktı. Ekip, Türk geleneklerine göre kurban kesip, Türk bayrağını Piri Reis'in direğine "toka" etti.

4 BİN MİLLİK SERÜVEN

Gönderinde Türk bayrağı dalgalanan Koca Piri Reis, Emden Limanı'ndan geceyarısı demir aldı. 4 bin millik ilk seferine çıkacak olan Koca Piri Reis'in onuruna gökyüzü adeta patlamıştı. Kuzey Denizi'nde karada yürümeyi dahi imkansız hale getiren 9 bofors şiddetinde fırtına çıkmıştı. Ekip, geminin denenmesi için fırtınanın en iyi ortamı sunduğu görüşündeydi ve rastgele denilerek limandan çıkıldı. 21 Ekim'de Borkum Adası'nda cihaz ikmali yapıldı ve yola devam edildi. Ancak gece yarısı fırtına şiddetini daha da artırmıştı. Kaptan Türküstün, güvenli seyir için Ijmuiden Limanı'na yanaşmaya karar verdi. Ertesi gece yeniden denize açılan mürettabat, hızını bir türlü kesmeyen fırtınada Dover Kanalı'na girmek için canla başla çalıştı.
Manş Denizi'ne girdiklerinde bu kez Atlantik'in batısından gelen dev dalgalar, 36 metrelik Koca Piri Reis'in mürettebatını heyecanlandırmıştı. Bazen dalga tepelerinin üzerine çıkan Piri Reis, bazen de dalgaların en dip noktasında gözlerden kayboluyordu. Normandiya açıkları işte böyle bir havada aşılırken 24 Ekim'de gemi Brest Limanı'na demirlemeyi başardı. Ertesi gün yeniden demir alan gemi, Biskaya Körfezi ile İberya Yarımadası'nın Atlantik kıyılarını geçip Lizbon'a ulaştı. Portekiz Büyükelçisi Nejat Balkan, gemi personelini verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda ağırladı. 10 gündür fırtınayla boğuşan ekip için bu davet, en büyük moral kaynağı oldu.

GECEYARISI KUŞADASI'NDA

30 Ekim'de Lizbon'dan ayrılan Koca Piri Reis, Kadiz Körfezi'ni geçtikten sonra Cebelitarık'ı da arkasında bırakıp Trablusgarp'a geldi. Büyükelçi Mustafa Aşula burada ekibi yalnız bırakmadı. Ekip, yolculuk sırasında Malta'nın Valetta Limanı'nda Petrol Kirlenmesi Mücadale Merkezi Direktörü Phillippe Le Lourd'un deniz araştırmaları hakkında düzenlediği toplantıya da katılarak, uluslararası bilgi paylaşımında ilk adımı atmış oldu. Koca Piri Reis daha sonra Güney Adriyatik, İyon Denizi, Matapan Burnu'nu geçtikten sonra Ege Denizi'ne girdi. 14 Kasım 1978'de gece yarısını tam bir saat geçerken Kuşadası Limanı'nda Türk ziyaretçileriyle buluştu.

Yunanistan almak istemiş
Mürettabat aynı günün akşamı Kuşadası'ndan ayrıldı. 16 Kasım'da İzmir'e demirlediği sabah, gazeteler Koca Piri Reis'in geldiğini yazıyordu. Akdeniz'in en modern gemisi olarak lanse edilen, başta petrol olmak üzere yeraltı zenginliklerini araştırmak için her türlü donanıma sahip olan gemiyi Yunanistan'ın satın almak için girişimlerde bulunduğu da o günlerde gündemdeydi.
Koca Piri Reis, İzmir'e demirledikten sonra 1979 yılının Şubat ayında Körfez'de araştırmalar yapmak için göreve çıktı. Mart ayında tüm kadrosu tamamlandı. Mayıs'ta İller Bankası Genel Müdürlüğü'nün talebiyle güney Akdeniz kıyı kentleri deniz deşarj etüdleri için denize açıldı. Haziran ve Temmuz'da ise Saros Körfezi ve Marmara'nın kuzeyinde araştırma cihazlarını denemek üzere eğitim çalışmaları yaptı. Orta Ege ve Karaburun ile Midilli arasında, Ayvalık Midili arasında, Edremit Körfezi'nde canlı yaşamını mercek altına aldı. Yaz aylarında geminin rotası Türkiye Elektrik Kurumu'nun nükleer santral yeri seçimi ile ilgili araştırmaları için Karadeniz'e kaydırılıyordu.

Körfezde kopan telefon kablolarını buldu

Denizde geçirdiği bir günün maliyeti 5 bin lira olan Koca Piri Reis, İzmir Körfezi'nde kopan telefon kablolarını bulmasının ardından kamuoyunda iyice adını duyurmuştu. 1980 yılının Haziran ayında, Körfez'de demir atan bir gemi denizaltında bulunan Karşıyaka-İzmir telefon kablolarını parçalamıştı. Tam 6 bin abonenin telefonu susmuştu.
Günlerce denize dalan dalgıçlar kabloların parçalandığı yeri bulamadı. Görev Koca Piri Reis'e verildi. "Side scan sonar" sistemine sahip olan Türkiye'nin ilk araştırma gemisi Piri Reis, kabloların koptuğu yeri nokta atışıyla buldu. Kabloların onarılmasının ardından telefonlar yeniden çalışmaya başladı.

Kenan Evren'den teşekkür

Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, 12 Eylül 1980'de ülke yönetimine el koydu. Aradan 5 yıl geçtikten sonra, Koca Piri Reis Haliç'in baştan yaratılması için aldığı görev sonrası Kenan Evren'i "Cumhurbaşkanı" olarak güvertesinde ağırladı. Evren, o gün seyir defterine, "Mezbelelik haline gelen Haliç'in tarihteki güzelliğine yeniden kavuşturulması çabalarına destek verdiği için gemi personeline başarılar dilerim" diye yazdı.

Gülbahçe'de jeotermal buldu

Petrol ve doğalgaz araştırmaları için Akdeniz'e açılan Koca Piri Reis gemisinin son araştırmasını Ege'de yaptığı ortaya çıktı. Körfezde, Gülbahçe ile Özbek arasında sismik araştırma yapan Koca Piri Reis, yeni jeotermal kaynaklar buldu. Araştırmayı gerçekleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdeniz Özel, suyun deniz tabanındaki çıkış sıcaklık değerinin 35 derece olduğunu, derin rezervdeki ısı değerinin ise 100 dereceyi bulduğunu söyledi.
Sismik araştırmalar yapmak üzere Urla'dan demir alan Koca Piri Reis'in Akdeniz'den önce İzmir Körfezi'nde yeni jeotermal kaynakları bulunduğu belirlendi. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Erdeniz Özel ile beraberindeki Dr. Cem Günay ve Dr. Mustafa Eftelioğlu ile jeofizik yüksek mühendisi Bade Pekteçinöz'den oluşan ekip Gülbahçe Körfezi'nde, Gülbahçe ile Özbek köyü arasında Ilıksu fayının üzerinde su altında 30 ile 35 dereye ulaşan kaynaklar buldu.

TEMİZ ENERJİ

Rezerv konusunda henüz bir araştırma yapmadıklarını ancak yeri saptadıklarını ifade eden Prof. Dr. Erdeniz Özel, "Bu alanın gelecekte yüksek potansiyelli alternatif enerji üretim merkezleri olabileceğini söyleyebiliriz" diye konuştu. Bölgede 26 ayrı noktada sıcaklık ölçümleri gerçekleştirdiklerini söyleyen Özel, deniz tabanındaki normal sıcaklık 21 derece iken sıcak bu çıkışlarının olduğu alanlarda bunun ortalama 22.8 dereye olduğuna dikkat çekerek, "Biz 35 derecelere ulaşan kaynaklar bulduk" dedi.
Derindeki su sıcaklığının 100 dereceyi bulabileceğini ifade eden Prof. Dr. Özel, "Gülbahçe KÖrfezi ve çevresi mevcut konumuyla jeotermal kapasitesinin geniş bir alana yayıldığı bir sıcak su kaynak alanı. Türkiye'nin batısındaki diğer jeotermal alanlarda olduğu gibi burası da büyük faylar ve kırılma sonlarıyla yakından ilişkili" dedi. Çalışmanın rapor haline getirilip ilgili birimlere sunulduğunu söyleyen Özel, "Önümüzdeki dönemde rezerv konusunda yapılacak bir çalışmayla bu enerjinin değerlendirilmesi hepimizin büyük arzusu. Çünkü hem temiz hem de maliyet açısından ekonomik bir enerji türü" dedi.
Editör: TE Bilişim