İdris İlhan Cindemir'i kaybettik

Denizcilik camiasına çok uzun zaman hizmet vermiş, Tuzlada Cindemir tersanesinin sahibi sahibi olan  Cindemir Kardeşlerden İlhan ÇINDEMİR dün saat  21:45 civarında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda ederek hakkın rahmetine kavuştu.

İlhan ÇINDEMİR'in cenazesi bugün (03.12.2009) ikindi namazına müteakiben Çengelköy Yeni mezarlık camisinde kılınacak cenaze namazı sonrası aynı mezarlıkta toprağa verilecektir.

62 yaşında erken sayılacak bir dönemde aramızdan ayrılan İlhan ÇINDEMİR'e DenizHaber olarak Allah'tan rahmet, kederli ailesi ve tüm denizcilik camiasına başsağlığı diliyoruz.

Çocukluk arkadaşları Hüseyin Tuna anlatıyor: (Çengelköy Gazetesinden)

"Bundan tam 48 yıl önce,Havuzbaşın’da avukat Rafi Bey'e ait muhteşem bir arazi ve üzerinde iki ahşap köşk(ikisi de yandı),iki tek katlı müstakil ev,bir de bizim alt katında oturduğumuz 3 katlı apartmanı olan. Bahçesinde hemen bütün meyveleri,yenilebilir yeşillikleri ve çok çeşitli çiçekleri olan cennet gibi bir çayırlıkta oturuyorduk. İlk Okula o yıl başlayacaktım. Evimiz Çengelköy İlk Öğretim Okulunun hemen yanında ki çeşmenin üzerinde idi. Bir gün sevgili kuzen kardeşlerimle (Tahir,Ayfer,Ayla,Cemile)doğa harikası bahçemiz de oynarken,tam karışımızda ki tek katlı 6 odalı eve büyük bir kamyon geldi.Bahçemizin yeni sakinlerinin eşyalarını boşaltmaya başladı. Efendim gelenler yeni komşularımız "Çındemir" ailesiydi.

Çındemirler,babaları merhum Muhammer amca (Çındemir),yine merhumeler anneleri Gülşen Hanım teyze ve otoriter halaları Hayriye hanım teyze ile beraber dört erkek kardeş,İlhan,Ayhan abiler , yaşıtım Kayhan ve ufak kardeşleri Erhan bahçemize yeni bir tat ve yeni bir renk katmışlardı.İlhan ve Ayhan abiler bizler- den büyük oldukları için,futbol oynamak dışında pek bizlerle vakit geçirmezlerdi.Biz daha çok Kayhan ve Erhan'la anlaşıp çeşitli oyunlar oynardık.

Kayhan'lar aslen Trabzon'un Sürmene eşrafından gelmekteydiler.En büyük abileri İlhan Çındemir Sn.Benoit Fransız okulunda okurken,2.büyük abi sevgili Ayhan Çındemir.Babası ile beraber,Karaköy perşembe pazarında ki kalafat yerinde,gemilere kalafat çekiyorlardı.Kayhan Çındemir'le ben ve kuzenim Ayfer Çengelköy Havuzbaşı İlk Okulunda ,aynı sınıfta okuyorduk,daha sonra , Kayhan'la Anadolu Hisarı Orta Okulunda da beraber okuduk.

Ne güzel günler geçirdik.Bahçemiz de oturan sakinler de,halishane bir komşuluk,candan ve samimi bir dostluk vardı aramızda.Hep beraber eğlenip ,şarkılar söyleyip,kahkahalar atan annelerimizin kontrolün de kendi halimiz de oynardık.Gün geldi 4 kardeşte babalarının yanında birleştiler ve işte o zamanlar şimdi sahip oldukları tersane ve fabrikaların temelini 4 erkek kardeşi yanında birleştiren ,Muharrem amca ve onları bir kuş gibi besleyip büyüten anneleri Gülşen Hanım teyze atmışlardır.

Efendim Kayhan ile geçtiğimiz pazar günü, sevgili Can Cumurcu'nun kurucu üyesi ve binası’nın sahibi olduğu "Çengelköy taraftarları derneği" lokalin de buluştuk.Aynı zaman da Can ve Labada Hüseyin'de bize katılmışlardı.Aslında Semih Koçer ve Can'ın abisi Teoman Cumurcu da katılacaktı,ama Teoman’ın ailevi bir işi çıkmış,Semih'te gençliğimizde olduğu gibi yine sözünde durmuş,Ali Sami Yen stadı'ndan bizlere telefonla da olsun katılmıştı.Efendim bizleri bir araya getiren de,bendenizin müstakbel damat adayım Ersin Öge'ydi.Bizim çocukları zaman zaman Can'ın Lokalin de gördüğüm halde Kayhan’ı belki 15-20 yıldır görmemiştim.Yok canım o kadar da değil ,sadece saçlarımızın rengi değişmiş,biraz da omuzlarımız çökmüştü.Gözler..! evet bıngıl bıngıl bakan o gözlerimiz aynıydı,evet aynı gözlerdi onlar.Akşama kadar muhabbet ettik,eski günlerimizi yâd ettik.Bir daha ki sefere Ömer Beker'i,Hikmet'i,Monkirik Aydın’ı da çağırıp bir Fenerbahçe muhabbeti yapacağız İnşallah.

Kayhan ve kardeşleri işlerini bayağı genişletmişler.Babalarının ve kendilerinin de olağanüstü bir mesai ile çalışmaları sonucu, Perşembe pazarından Tuzla'ya taşınmışlar bir de maşallah bir tersane satın almışlardı.Kayhan bana kısaca anlattı ve yanların da 550 kişinin çalışıp,ekmek yediğini söyledi.Önümüzde ki günler de,ısrarla beni ve kuzenim Tahir Fıstıkçıoğlu'nu Tuzla'ya tersane'ye çağırdı.Kayhan Çındemir şirket’in yönetim Kurulu Başkanı olmuş,artık küçük işleri çeşitli müdürlere bırakarak daha tepeden ve makro düzeyde yönetime katıldığını söyleyerek,şöyle devam etti.

Çındemir Makina Gemi Onarım ve Tersanecilik A.Ş. Bu gün tersane olarak sektörde hizmet veren firmamız;1917 'de genellikle ahşap gemilerin demir aksamlarını onarım,ileriki yıllarda gemilerin perçinli saç ve buhar kazanlarının onarımını yapan bir atölye olarak tesis edilmiştir.1965 yılında şirketleşe işletmemiz giderek gelişen gemi onarım teknolojisine ayak uydurmakla beraber ,babadan oğla geçen bir süreçte günümüze kadar geleneklerine bağlılığını kaybetmeden ulaşmıştır.Giderek büyüyen işletmemize gemicilikte olmazsa olmaz olan çalışma endüstrisi ile ilgili, uluslararası işlerde çalışabilmemizi sağlayacak İSO 18001 İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir belge ve OHSAS -14001 çevrecilikle ilgili belgeyi de alıp,yabancı şirketlerle rekabet edebilecek bir düzeye gelmiş durumdayız.

Şirketimiz 1991 yılında İstanbul Tuzla bölgesine taşınıp,1999 yılın da envanterimize kattığımız "Yüzer Havuz" ile Çındemir Tersanesi olarak bakım,onarım ve havuzlama faaliyetlerini sürdürmektedir.

Ne güzel,ne kadar hoş bir durum değil mi efendim.Çocukluk ve sınıf arkadaş'ın günün birinde bir büyük şirket patronu olarak karşınıza çıkıyor ve siz sanki yıllar geçmemişte aynı yaştaymışız gibi aynı sevgi,aynı saygı ve aynı muhabbetle eski günlere bir kaç saatliğine de olsa bir yolculuğa çıkıveriyorsunuz,çıkıveriyorsunuz çünkü sizin çoktaaan unuttuğunuz bir oluş, bir anı veya bir arkadaşı,o unutmamış anlatıyor o anlattıkça zihniniz açılıyor ve eskiye dönü veriyorsunuz.Ha keza siz hatırlıyor o eskilere gidiveriyor.Çındemirler’e eski bir dost ve Çengelköylü olarak.başarılar diler,daha sağlıkla uzun yıllar çalışmalarını dilerim.Hayırlı işler olsun...!"

 

 

Editör: TE Bilişim