İddialar ise çok. Kimi, mürettebatından bir kişinin cesedinin bulunduğu geminin kaçırılıp satıldığını, kimi ise batırıldığını söylüyor.
 
TM Container Lines Taşımacılık Şirketi'ne ait 1958 yapımı 'Rahma' isimli gemi, 12 Mart 2003'te Ambarlı Soyak Limanı'ndan Libya'nın Misurata Limanı'na gitmek üzere yola çıktı. Gemi seramik ve bakır tel yüklüydü. Gemi 10 kişilik mürettebatla hareket ettikten iki gün sonra kaptan, 'Hava muhafeleti nedeniyle Girit adası açıklarında demirleyeceğini' bildirdi. Son mesajı bu olmasına rağmen geminin 16-17-18 Mart tarihlerinde bazı ülkelerin radyolarına yardım sinyali gönderdiği anlaşıldı. Sinyal verilen bölgede yapılan aramalarda ise gemiden herhangi bir iz bulunamadı.

Battı Bilgisi Yok
 
Ailelerin isteği üzerine konuyla ilgili olarak Interpol'e de başvuran Denizcilik Müsteşarlığı'nın 12 Ağustos 2003'te aldığı cevap, geminin Malta, Cezayir sınırlarına girmediği, gemi sahibi Şahap Kerküklü'nün kaptanla telefon görüşmesi yaptığı ve ilgili tahkikatın sürdüğü yönündeydi. Müsteşarlık, geminin battığına dair resmi bir kayıt olmadığını ve korsan olarak denetimsiz ülkeler arasında ticaret yapma ya da insan kaçakçılığına karışma ihtimalinin olduğunu vurgulandı.
 
Kaptanı Silah Kaçakçısıydı
 
Gemi hakkında ortaya atılan iddialar ise kafaları karıştırdı. Ailelerin ilk avukatı Turan Aydoğan, 2003'te geminin kaybolmadan önce bazı numaralarla temas halinde olduğu bilgisine ulaşıldığını söyledi. Buna rağmen iletişim kurulan numaraların tespit edilemediğini ifade eden Aydoğan, "Kesin bir şey söylemek mümkün değil ama uluslararası suç şebekesi yasadışı bir şeyler taşıyor olabilir. Gözden çıkarılmış ve batırılmış da olabilir" dedi. Ailelerin yeni avukatı Mehmet Doğan ise, mürettebat için 'iş kazası' diyerek mahkemeden gaiplik kararı aldıklarını, açılan davada da geminin sahibi Şahap Kerküklü'nün 2 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade etti.
 
Doğan, şunları kaydetti: "Tek somut veri 2008'de Libya açıklarında bulunan Nuray Çavuşoğlu'nun çürümüş cesedi. Cesette kendisine ait pasaport bulundu. Geminin sahibinin Iraklı olması ve o dönemde Irak Savaşı'nın patlak vermesi gemide silah olduğu iddiasını doğurdu. Zira söz konusu kişi silah kaçakçılığından sabıkalıydı. Gemi sahipleri yaptıkları şikayette geminin kaptan tarafından kaçırılıp satıldığını iddia etmişlerdi."   

Çaresizlik bizi kahrediyor
 
Geminin aşçısı Kadir Bidav'ın kız kardeşi Aygül Ergin aradan uzun yıllar geçmesine rağmen gemi ve yakınları hakkında hiçbir bilginin kendilerine intikal etmediğini anlattı. "Gemi battı ve yakınlarımız öldüyse bu zamana kadar cesedine mutlaka ulaşılırdı. Bu şekilde elimiz kolumuz bağlı. Çaresizlik bizi kahrediyor" diyen Ergin, en azından cenazelerinin kendilerine ulaştırılması acılarını bir nebze olsun dindireceğini söyledi.

Editör: TE Bilişim