Göcek koylarında 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal hala anılıyor. Çam ağaçlarının suyla kucaklaştığı koylarda demirlemiş teknelerdeki sohbetlerde söz dönüyor dolaşıyor mutlaka Özal’a geliyor.

Sarsala Koyu’nun imara açılmasına nasıl karşı olduğu, koyda inşaata kalkışan işadamlarını nasıl ikna ettiği konuşuluyor.

Özal Göcek için bir efsane.

Hem eşsiz koyları Türkiye’ye ve dünyaya tanıttığı, hem yapılaşmaya izin vermediği için.

Ama Göcek artık Özal’ın Göcek’i değil.

Kocaman yatların, Demi Moore gibi ünlülerin uğrak yeri.

Göcek koyları hem yapılaşmanın, hem deniz kirliliğinin tehdidi altında nicedir.

Yapılaşma için tehdit devam ediyor olabilir ama deniz kirliliğine Deniztemiz Derneği yani Turmepa ciddi bir şekilde el attı.

Göcek’te geçirdiğimiz iki gün boyunca derneğin nasıl bir faaliyet içersinde olduğunu, neler planladığını bizzat gördük, yaşadık.

Turmapa’nın Fethiye’deki Kıyı ve Deniz Merkezi ya da Gözlem İstasyonu’nun açılışı önceki gün Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin, Denizcilik Müsteşarı İsmet Yılmaz’ın katılımıyla yapılıyor.


Turmepa’nın Yönetim Kurulu Başkanı Eşref Cerrahoğlu, onursal başkanı Rahmi Koç derneğin diğer üyeleri törende hazır.

İstasyonun binası Ançelik AŞ tarafından yapılmış, iç donanımını ise işadamı Aldo Kaslowski’nın şirketi üstlenmiş.

YEREL YÖNETİM, STK VE ÜNİVERSİTE

Kıyı ve Deniz Merkezi bir STK, yerel yönetim ve üniversite işbirliği modeli.

Deniz suyu ölçümleri gibi bilimsel çalışmalar Muğla Üniversitesi tarafından yapılacak.

Denizle ilgili her türlü eğitim verilecek.

Önümüzdeki aylarda bu merkezin bir benzeri Antalya ve İzmir’de faaliyete geçiyor.

Eşref Cerrahoğlu’nun dediği gibi deniz kirliliği belki ilk kez kontrol altına alınıyor.

Göcek’te hazır bulunduğumuz bir diğer tören Turmepa’nın "Atık Alım Teknesi"nin hizmete başlama töreni.

Atık alım teknelerini, Göcek koylarına yerleştirilmiş çöp konteynerlarını düşünen Turmepa çok önemli başka bir meseleye de el atmış.

O da şu: Koylardaki zavallı çam ağaçlarına tekne bağlanırken ağaçların kökleri zarar görüyor.

Ağaçların yerine "mapa" yana bir nevi iskele babaları gibi şeyler şart.

Dernek hem bunlar için, hem yatların şamandıra kullanmaları için harekete geçmiş.

Denizi kurtarmak için proje çok para yetersiz.

NAZENİN IV’ÜN FLAMASI

Derneğin 2006 yılı için projelerine ayırdığı para yaklaşık 10 milyon dolar.

Bu yüzden Turmepa son zamanlarda pek gözde olan bir açık arttırma yapıyor önceki gece.

Açık arttırmada, İsmail Acar’ın bir tablosu armatör Semih Sohtorik tarafından 15 bin YTL’ye alınıyor.

Müzayedenin diğer önemli bir parçası Nazenin IV teknesinin flaması.

Rahmi Koç’un satmaya hazırlandığı teknenin flamasını Hintli işadamı Gulu Lalvani tarafından 50 bin YTL’ye alınıyor.

Tanesi 3 bin YTL olan şamandıralara ise 360 alıcı çıkıyor.

Deniz kirliliğine açtığı savaşa Göcek’ten başlayan Turmepa, yeni gözlem istasyonlarıyla, yeni atık alım gemileriyle mücadelesine devam edecek.

Denizi kirleten otelleri denetleyerek, 28 kıyı ilindeki genç öğrencileri eğiterek sonuçta bizlere denizlerimize sahip çıkmayı öğretecek.

Göcek’in betonlaşma sorunu

TURMEPA’nın açık arttırma gecesinde Göcek Belediye Başkanı Recep Şatır ile sohbet imkanı buldum.

CHP’li başkana son günlerde Göcek’e yöneltilen "betonlaşıyor" iddialarını sordum.

Oyların yüzde 65’ini alarak başkan seçilen Şatır 1930’larda krom madeninin çıkartıldığı bu kasabanın madencilikten turizme nasıl geçtiğini anlatıyor.

"Madencilik bitti şimdi halkın tek geçim kaynağı turizm" diyor. "Betonlaşma iddialarına katılmıyorum. Turizm tek geçim kaynağımız. Kendi kendimizi baltalamak mantık dışı" diye de ekliyor.

Göcek’e uzun yıllardan beri ilk kez gelişim.

4 bin nüfuslu kasaba aslına bakarsanız öyle fazla değişmemiş.

Kıyıya parallel tek caddesindeki evler iki katlı, boyalı.

Bakımlı kısaca.

Zaten belediye kaçak yapıya, iki katın üzerinde binaya izin vermiyormuş.

Anladığım kadarıyla itirazlar daha fazla çarşının hemen bitiminde dört beş ay önce inşaatına başlanan meydana yönelik.

Henüz tamamlanmamış.Dükkanları boş.

Kasabanın betonlaşmasına yolaçtığı söylenen meydan ile ilgili benim görüşüm şöyle:

Göcek, bir yanda yat turizmi (sezonda yaklaşık bin yat geliyor), diğer yanda ormanlık araziye inşaat izni verilmesi nedeniyle ister istemez büyüme trendine girmiş.

Elbet ben de eskisi gibi küçücük, sevimli bir kasaba olarak kalmasını isterdim.

Tıpkı bu yaz gezdiğim Sisam Adası’nın köyleri gibi.

Ama olmamış.

1999 yılında Çevre Koruma Kurulu’nun izniyle içinde otelin, Port Göcek’in ve hatta konutların bulunduğu bir proje başlatılmış.

Bu projeyi de geçtiğimiz yıl Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’ın sahibi olduğu Turkon Holding Karamehmet’ten devralmış.

Neticede bu proje ormanlık araziye yapılacak konutlar hariç devam ediyor.

Yapılmasına devam edilen meydan, Göcek’in ana caddesiyle çarşısını kasabanın diğer ucundaki otel, marina kompleksine bağlıyor.

Ne yazık ki, Göcek’te artık eskisine dönüş olamaz bu büyüme trendi yüzünden.

Bekleyelim.

Meydan ve çevre düzenlemesi bitsin.

Belki sonuç o kadar gözümüze batmaz o zaman.

Kaynak: Gila BENMAYOR

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim