Başbakan Binali Yıldırım, IDEF Savunma Sanayii Fuarı açılışında yaptığı konuşmada terörle mücadele vurgusu yaparak, "Hiçbir terör örgütüne asla sempati ile bakmıyoruz, bakanları da hoş karşılamıyoruz. Herhangi bir tehdit ülkemize ister içeriden, ister dışarıdan gelsin kimden nasıl geldiğine bakmaksızın gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz" dedi.  

IDEF 2017, 13’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde, başladı.   Açılışa Başbakan Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yerli ve yabancı firma temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.  

Fuarın açılışında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, soğuk savaş ve 11 Eylül saldırısı sonrasında Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde güvenliği ilgilendiren büyük değişimler yaşandığını belirterek, “Asya ile Avrupa arasında stratejik konumu dolayısıyla dünyadaki bütün gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendiriyor. Ne yazık ki yaşadığımız dünya demokrasi, hukuk, insan hakları bağlamında uluslararası toplumun birbirine destek verdiği bir dünya olmaktan hızla uzaklaşıyor. Adaletin ve merhametin azaldığı bir dünyada, hukukun, can ve mal güvenliğinin savunulması bütün zamanlardan daha önemli hale gelmiştir. Demokrasi için, barış için, huzur için, adalet için daha fazla yürekli insana, yürekli devlet adamlarına ve bilim adamlarına ihtiyaç vardır. Türkiye olarak hem kendi güvenliğimizi, hem de başkalarının güvenliğini savunmanın mümkün olduğunu söylüyoruz. İnsan hayatını korumayı esas alan politikalarımızın özü de bundan ibaret. Kendi güvenliğimiz için istediğimizi aslında herkes için istiyoruz. Kendi inancımız için hürriyet istediğimiz gibi, başkalarının inancı için de hürriyet istiyoruz. Sınırlarımızın güvenliğini, toprak bütünlüğünü nasıl önemsiyorsak bütün ülkelerin de emniyet içerisinde olmasını önemsiyoruz” diye konuştu.

“Hiçbir terör örgütüne asla sempati ile bakmıyoruz, bakanları da hoş karşılamıyoruz”  

Terörle mücadelede müttefik ülkelerle işbirliğine büyük önem verdiklerini vurgulayan Yıldırım, “Hiçbir terör örgütüne asla sempati ile bakmıyoruz, bakanları da hoş karşılamıyoruz. Hem sınırlarımızın, hem Suriyeli kardeşlerimizin güvenliğini sağlamak için bir süre önce Fırat Kalkanı operasyonunu başarı ile gerçekleştirdik. 2 bin kilometrekarelik alandan bütün terör unsurlarını temizledik. Ülkemizde bulunan 50 bin kadar Suriyeli misafirimiz, terörden arındırılmış bu güvenli bölgelere döndüler. Terör örgütleri ile ülkemiz topraklarında ve sınır ötesinde mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor, devam edecek. Herhangi bir tehdit ülkemize ister içeriden, ister dışarıdan gelsin kimden nasıl geldiğine bakmaksızın gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Özellikle düzensiz göçle, kaçakçılıkla mücadelede içişleri bakanlığımız deniz ve kara sınırlarımızda başarılı bir mücadele sürdürüyor. Son 7 ayda silah ve mühimmat dolu bin 84 sığınak etkisiz hale getirildi. Güvenlik güçlerimizin bu başarılarında teknolojik araçların kullanılması büyük fark ortaya koydu. En yeni teknolojilerle, yerli ve milli imkanlarımızı seferber ederek savunma alanındaki başarılarımıza her gün yenilerini eklemeyi sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.  

  “Milli uzay ajansının kurulması aşamasındayız”  

Türkiye’nin dünyada dostluğu talep edilen, husumetinden de çekinilen, itibarı yüksek bir ülke olduğunun altını çizen Yıldırım, “Savunma alanında da gücümüze güç katmaya devam ediyoruz. 15 yıl önce savunma sanayiinde dışa bağımlılığımız yüzde 80’ler mertebesinde iken bugün bu oran yüzde 40’ların altına düşmüştür. Yerli milli katkı oranı yüzde 60’ın üzerine çıkmıştır. Binden fazla şirket, küçük orta ölçekli işletmeler, araştırma kuruluşları, üniversitelerin katılımı ile yerli ve milli savunma sanayii altyapısı oluşturulmuştur. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firması arasına 2 firma ile katıldık. Sektörün cirosu yıldan yıla artıyor. Ar-Ge harcamalarına ayırdığımız pay artmaya devam ediyor. Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’ndaki ARGE payı yüzde 0.45 mertebesindeyken, bu oran yüzde 1’in üzerine çıkmıştır. Hedefimiz gelecek on yıl içerisinde en az yüzde 2.5 mertebesine yükselmektir. Bu yıl tam 460 adet proje üzerinde çalışıyoruz. Bunların bütçe değeri 123 milyar TL dir.

Karada güvenlik güçlerimiz için Altay tankı, zırhlı araçlar, milli piyade tüfeği gibi savunma araçlarını başarı ile yaptık. Hatta zırhlı araçlardan dost ve müttefik ülkelerin ihtiyacını da karşılar hale geldik. Tanksavarlar, seyir füzeleri, güdümlü roketler yerli teknoloji ile üretilir hale geldik. Denizlerimizde Türkiye’nin ilk milli ve yerli savaş gemisi, anfibi gemiler, denizaltı gemisi botlar, birbiri arkasına inşası devam ediyor. Göktürk 1 ve Göktürk 2 uydularımızla gücümüze güç kattık. Şimdi milli uzay ajansının kurulması aşamasındayız. Yerli haberleşme uydusunu da yine yerli kaynaklarla yapmak için çalışmalara başlamış durumdayız” ifadelerini kullandı.   Milli Savunma Üniversitesi’nin de kurulduğunu hatırlatan Başbakan Binali Yıldırım gençlere çağrıda da bulunarak, “Kara, deniz, hava kuvvetlerimiz için geleceğin komutanları artık bu üniversitemizde yetişecek. Şu anda öğrenci girişleri için başvuru dönemi devam ediyor. Bütün gençlerimiz 25 Mayıs’a kadar Milli Savunma Bakanlığımız ve üniversitenin internet sitesinde başvuru yapabileceklerini hatırlatmak istiyorum” dedi.

  “Türkiye zor günlerin dostudur”  

Türkiye’nin istikrar ve güven ile büyümeye devam edeceğini belirten Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bundan sonra da yeni halk oylaması ile getirdiğimiz cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi, artık ülkede sürekli istikrar ve güçlü iktidar döneminin başlangıcı olacaktır. Böylece siyasi istikrarsızlıklardan ve zayıf iktidarlardan kaynaklı otorite boşluğundan kurtulmuş bir Türkiye hedeflerine emin adımlarla yürümeye devam edecektir. Kayıp yılları telafi etmek zorundayız. Bir yandan ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak tedbirleri alırken, diğer yandan da milletimizin özlemi olan refahı, huzuru, barışı sağlayacak ekonomik atılımları kesintisiz olarak yapmaya devam edeceğiz. Yeni bir döneme giriyoruz. Bu dönemde artık işimiz daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla ihracat ve daha fazla refah. Bu sadece Türkiye için değil, bölge için olan bir ihtiyaçtır. Türkiye yapacağı her şeyi bir yandan kendi halkının barışı huzuru için yapıyor ama aynı zamanda dost ve kardeşlerimizin geleceğini teminat altına alacak her türlü desteği şartsız, kayıtsız, zor zamanda da vermeye devam edecek. İyi zamanda herkes sizin dostunuzdur. Ama işler zora girdiğinde o zaman gerçek dostları görürsünüz. Türkiye zor günlerin dostudur. Her zaman dostlarının yanında olmayı tercih etmiştir”

   “Türkiye yakın gelecekte ülkenin her köşesinde terörü kontrol altına almış olacaktır”  

Başbakan küresel terörün dünya ülkelerinin ortak hedefi olması gerektiğini vurgulayarak, “Küresel terörün insanlığın başının belası olduğu bilinmelidir. Uluslararası toplum, terör örgütlerinde çifte standardı artık terk etmelidir. Terör örgütün belirli bir din ile ilişkilendirmek cehaletten öte bir şey değildir. Terör, terördür. İnsan öldüren herkes alçaktır, cezalandırılması gerekir. Bunu İslam ile anmak dünya barışına hiçbir katkı sağlamaz. Bu terör örgütlerine amasız, fakatsız, hiçbir şarta bağlı olmadan uluslararası toplum aynı kararlılıkla karşısında durmalıdır. Türkiye terörle mücadelede 40 yıllık bir tecrübeye sahiptir. Milletimize verdiğimiz en önemli sözlerden birisi terörün Türkiye’nin gündeminden düşürülmesidir. Bu yolda mücadelemizi sürdürüyoruz. Öyle ümit ediyorum ki yakın bir gelecekte Türkiye, ülkenin her köşesinde büyük ölçüde terörü kontrol altına almış, enerjisini kaynaklarını daha fazla büyüme için, kalkınma için, üretim için ayıran bir ülke haline gelmiş olacaktır” dedi.

 

Editör: TE Bilişim