Denizde vardiya

Kaptan İbrahim Kontaytekin, Arkas'ın 'Seyir Defteri' dergisinde gemilerdeki vardiya sistemini anlattı.

İşte o yazı:

Vardiya kelimesi üretim işlerinde sık kullanılan bir terimdir, belli saatlerde tutulan nöbet anlamına gelen bu tanım en çok denizcilik ile özdeşleşir.

Gemi 24 saat durmaksızın seyir halinde olan bir taşıt olduğundan gün boyunca yapılan bu hareketin kontrolü de elbette nöbetleşe bir ekip tarafından yapılmalıdır. İşte bu nöbet sistemine denizcilikte Vardiya denir.

Vardiya 3 kaptan tarafından 8 saatlik sürelerde paylaşılır. Bu 3 kaptan güverte zabiti olmakla beraber yardımcı kaptanlardır. Bilhassa uzak yol yapan gemilerde bu sisteme göre; ikinci kaptan 04:00-08:00 ile 16:00-20.00 saatleri, üçüncü kaptan 12:00-16.00 ile 00:00-04:00 saatleri, dördüncü kaptan ise 08:00-12:00 ile 20:00-00:00 saatleri arasında vardiya tutarlar.

Süvariler yani Kaptanlar vardiya tutmaz ancak riskli gördüğü yerlerde köprü üstüne çıkarak gemi seyrini denetler. Bu saatler rastgele seçilmiş saatler değildir. Günün en hareketli saatleri olan sabah 08.00-12.00 ve akşam 20:00–00:00 saat aralıkları, kaptanların en acemisi olan 4. Kaptana verilir. Bu vardiyanın ismi “Paşa Vardiyasıdır” zira uyku saatleri en uygun vardiyadır, üstelik herkes ayaktadır ve acemi kişi daha kolay denetlenebilecektir.

Diğer vardiya ise uyku saati açısından en zor olan 00:00-04:00 vardiyasıdır. Bu vardiyadan ise biraz daha kıdemli olan 3. Kaptan sorumludur. Son olarak sabah 04.00-08.00 ve akşam 16:00-20:00 saatleri arasında tutulan vardiya ise 2. Kaptan vardiyasıdır. Böylelikle 2. Kaptan mesai başlama saati olan 08:00’de işleri iyi denetleyebilme imkanını da bulur.

Vardiya, denizcilikte yüzlerce yıldır ana temaları ile hemen hemen aynen uygulanır. Önemli olan geminin selametidir. Vardiyadaki sorumlu kaptan seyirdeki en ufak bir aksaklığı görmek ve ona göre önlem alarak gemiyi götürmek zorundadır. Yelken çağlarında vardiya demek; buz gibi esen rüzgarın uğultusunu dinlemek, boşalan yelkenlerin halatlarını düzeltmek, arada bir güverteye çullanan deli bir dalgadan kaçarak ayakta kalmayı başarabilmekti.

Geçen yüzyılda ise vardiyalar açık hava yerine köprü üstü dediğimiz kapalı yerlerde tutulmaya başlandı. Bitmez tükenmez mevkilerin kağıt haritalarda kayıtlarını tutmak, sürekli ayakta görev yaparak geminin selametini sağlamak, vardiyanın geleneksel unsurlarıydı.

O zamanlarda vardiyada oturmak oldukça ayıptı ve bu durumda yakalanan kişilere katı bir disiplin ile vardiya görevi verilirdi. Günümüzde ise o duygu yüklü denizciliğin yerini, artık uyarıların ışıklarla takip edildiği bilgisayar ekranındaki haritaya bakılarak rahat koltuklarda geçirilen vardiyalar almıştır.

Günümüz denizciliğinde vardiya demek rahat bir kanepede oturarak her şeyin kontrol edildiği saatler demektir. Denizcilikte her şey değişse de değişmeyen tek şey doğanın şarkısıdır. Bilir misiniz, kış aylarında Azor’ların kuzeyinde gece karanlığında görülen Kuzey Işıkları hep aynı
yeşil rengi ile bakar durur.

Güney yönünde bol yıldızlı bir gökyüzüne dalıp gitmek, Malakka geçidinde ıslak ve duman kokan gecenin şarkısını dinlemek, Aralık ayında Kuzey Pasifik’te dalgaların haşin kucağında sallanıp durmaktır vardiya… Denizi tutku ile seven denizciler için ise ılık rüzgarlı güney denizlerinde, yıldızlar arasında salınan gemi direkleri altında geceyi elinde bir fincan kahve ile yaşamaktır.

Editör: TE Bilişim