Seminerin açılış konuşmalarını İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nil Güler ve Deniz ve İçsular Denetleme Genel Müdürü Dr. Özkan Poyraz yaptı.

Nil Güler açılış konuşmasında, İTÜ Denizcilik Fakültesi'nin uzun yıllardır Türk denizciliğine katkı sağlayan bir kuruluş olduğunun altını çizdi. Fakültenin misyonları arasında araştırma yapmanın da olduğunu belirten Güler, bu tür seminerlerin araştırmaların sonucu ortaya çıktığını söyledi. Düzenledikleri seminerin içeriği hakkında da katılımcılara bilgiler sunan Güler, gemi kaynaklı ortaya çıkan deniz ve hava kirliliğinin felaket seviyesine kadar çıkabildiği vurgusunu yaptı. Bu sonuçların önlenebilmesi açısından kurumlar tarafından yapılan çalışmalar olmasının yanı sıra üniversitelere de büyük görev düştüğü vurgusunu yapan Güler, yetiştirdikleri öğrencileri de bu bilinçle yetiştirme gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

Açılış konuşmacılarından Özkan Poyraz da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre Bakanlığı işbirliği ile yürütülen çalışmalar çerçevesinde her hangi bir sebeple denizlerde oluşabilecek çevre kirliliğine karşı acil müdahelenin gerçekleştirilmesi ve kirliliğin önlenmesine yönelik çalışmalar yürütülüğünü dile getirdi. Aynı zamanda bir bayrak devlet olarak denetimler yapmak ve tazminat mekanizmalarını işletmek gibi görevleri olduğunu vurgulayan Poyraz, kanunlarda yer alan düzenlemeler ve tatbikatlar hakkında da katılımcılara bilgiler aktardı. Bunların yanında "Acil Müdahale Merkezleri" kurulduğunu söyleyen Poyraz, bu bağlamda kurulan merkezler hakkında katılımcılara bilgiler aktardı.

Açılış konuşmalarının ardından İTÜ Denizcilik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Cengiz Deniz "Gemi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Oluşumu, Etkileri ve Azaltılması" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Gemi kaynaklı kirlilik denilince daha çok gözle görülür kirliliklerin akla geldiğini, uydudan veya radarlar aracılığı ile bunların tespit edilebilceğini söyleyen Deniz, hava kirliliğinde ise böyle bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı. Emilsiyonu oluşturan makineleri açıklayan Deniz, emilsiyon oluşumunu etkilyen faktörleri şöyle sıraladı;

- Yakıt türü ve özellikleri
- Makine ve özellikleri
- Yanmanın karakteristik özellikleri
- Yanma verimi
- Silindir yağlanması ve yağlama yağı özellikleri
- Geminin operasyonek durumu
- Gemi yapısı, makineleri ve donanımlarının verimi

Emilsiyonu azaltma yöntemleri konusunda da katılımcılara bilgiler aktaran Deniz, emilsiyon etkisinin yoğun görüldüğü yerler olarak İç denizler, İstanbul ve Çanakkale Boğazları, İzmit Körfezi ve Limanlar sıralamasını yaptı. Deniz, son olarak üniversitelerinde yapılan çalışmalar hakkında bilgiler sunarak konuşmasını tamamladı.

Daha sonra  "Gemi Balast Operasyonları ve Arıtma Sistemleri" konulu sunumunu yapan İTÜ Denizicilik Fakültesi Yard. Doç. Dr. Tanzer Satır, balast suyunun tanımını yaparak konuşmasına başladı. Satır "En büyük tehlike balast suyunun alınması sırasında, balast ile birlikte tanklara alınan farklı deniz canlılarının gemiye alınması, bunların genellikle ölmeden biryerden biryere taşınması ve bu canlıların balast suyunun boşaltıldığı bölegelereki deniz canlılarına zarar verdiğidir" dedi. Dünya ticaretinin %90'ının deniz yolu ile yapıldığını ve bu sırada 3-5 milyar ton balast suyunun taşındığını dile getiren Satır, bu esnada günde ortalama 7 bin canlı türünün gemilerde taşıdığını söyledi. Ülkemizin de üç tarafının denizlerle çevreli olması sebebiyle bu durumdan oldukça etkilendiğini ve 2006 yılında başlatılan çalışmalar sonucu, 2002 ve 2006 yılları arasında ülkemizde 23 milyon ton balast suyu boşaltıldığını söyleyen Satır, bu bağlamda dünya çapında ve ülkemizde alınan önlemlere değindi.

Balast suları ile yayılan en tehlikeli canlı türleri hakkında da katılımcılara bilgiler sunan Satır, balast suyunun arıtılması amaçlı yapılacak çalışmalar, arıtma kriterleri ve BWM'e göre balast suyu arıtma teknolosine geçiş konularında açıklamalarda bulundu.

Tanzel Satır'ın ardından Deniz Çevresi Daire Başkalığı Uzmanı Burak Aykan "Gemi Kaynaklı Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Yürütülen Çalışmalar" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesine yönelik yürütülen çalışmaları sıralayan Aykan, TÜBİTAK ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından ortak yürütülen çalışmalar çerçevesinde "Türk denizlerinde petrol ve diğer zararlı maddelerden kaynaklanan kirliliğin nasıl önleneceği" konusunda bir fizibilite çalışması yapıldığını söyledi. Bu fizibilite çalışmaları sonucunda Antalya'da bölgesel bir merkez kurulması kararı alındığını söyleyen Aykan, bir diğer sonuç olarak ulusal bir deniz emniyeti merkezi ihtiyacının olduğu tespit edildiğini ve Marmara Ereğli'sinde bir merkez oluşturulduğu bilgisini verdi. Marmara Ereğli'sinde yer alan merkez hakkında katılımcılara bilgiler veren Aykan, diğer bölgelere kurulan birimler ve işlevleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Proğramın öğleden önceki son sunumu olan "İstanbul Boğazında Tanker Kazaları Sonrası Yakıt Dağılım Simülasyonu" konulu sunum İTÜ Deniziclik Fakültesi Yard. Doç. Sevilay Can tarafından gerçekleştirildi. Konuyla ilgili farklı simülasyon çalışmaları yapan Sevilay Can, değişik bölgelerde meydana gelebilecek kazalar sonucu yakıtın boğazdaki dağılımı ve boğazı terkediş süreleri hakkında bilgiler sundu.Çalışmaları sonucu elde ettiği veriler doğrultusunda alınabilecek önlem planlarını katılımcılar ile paylaşan Can, bir an önce farklı senaryolar üzerinde çalışmalar yapılıp müdahele planlarının hayata geçirilmesinin gerekliliğine vurgu yaptı.

Sunumların ardından katılımcılara İTÜ Denizcilik Fakültesi bünyesindeki Akdeniz gemisinde öğlen yemeği ikram edildi. Yemeğin ardından proğram şu şekilde devam etti;

" Türk Boğazlarının Hukuki Statüsü " Prof. Dr. Sezen Ilgın
" Gemilerde İllegal Drenajların Oluşumu ve Dağılımı " Kapt. A. Tuğsan İşiaçık Çolak
" İTÜ UHUZAM ve Deniz Kirliliğine Yönelik Çalışmalar " Doç. Dr. Elif Sertel
" Uydu Destekli Deniz Kirliliği Tanımlama Laboratuvarı " Dr. Özsoy Çiçek

Editör: TE Bilişim