Somalili korsanlar tarafından kaçırılan 'Frigya' gemisinin Başmühendisi Birol Kahraman, olaydan sonra yaşadığı 'Vietnam Sendromu' olarak da bilinen travma nedeniyle 'gemi adamı olamaz' raporu verilmesi üzerine özlük haklarını alamadığı Karya Denizcilik ve Gemi İnşaat Sanayi Ticaret hakkında icra takibine başladı. Şirketin icra takibine itiraz etmesi üzerine ise dava açtı.

Hindistan açıklarında 23 Mart 2010 tarihinde Somalili korsanlar tarafından kaçırılan ve 129 gün rehin tutulan Karya Denizcilik ve Gemi İnşaat Sanayi Ticaret A. Ş. 'ye bağlı 'Frigia' gemisinin Başmühendisi Birol Kahraman, olayın ardından yakalandığı 'Vietnam Sendromu' olarak adlandırılan travma sonrası stres bozukluğu hastalığı nedeniyle 'gemi adamı olamaz' raporu alınca hakkını aramak için hukuk mücadelesine başladı. Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yaklaşık bir yıldır tedavi gören ve çalışamayan Kahraman kendisiyle aynı durumda bulunan geminin Fiteri (Makine Bakımcısı) Dursun Karabulut ile birlikte Frigya'nın bağlı olduğu Karya Denizcilik ve Gemi İnşaat Sanayi Ticaret A. Ş. 'ye çalışamadıkları dönemdeki özlük haklarının verilmesi ve zararlarının karşılanması amacıyla ihtarname gönderdi, ardından da icra takibine başladı. Şirketin icra takibine itiraz etmesi üzerine ise dava açtı.

İŞKENCE GÖRDÜ, MANİSA'DA TEDAVİ OLUYOR

Somalili korsanların 'Frigya'yı kaçırmasının ardından kendisini İsrailli zannettiklerini bu yüzden de işkence yaptıklarını anlatan Kahraman, "Sarışın, mavi gözlü olduğum için Türk olduğuma inanmadılar. Ayrıca geminin baş mühendisi olduğum için gemiye bir şey yapacağımı düşündükleri için sürekli olarak işkence yaptılar. Ellerimi arkama bağlayıp dövdüler, birkaç kez üzerime ateş açtılar, aç bıraktılar. Çok zor günler geçirdim" dedi. Türkiye'ye döndükten sonra da zor günler geçirdiğini ve yaşadığı olayı üzerinden atamadığını anlatan Kahraman, şunları söyledi:

"İzmir'e döndükten sonra bir özel hastanede kontrole götürdüler. Uykuya dalmakta sıkıntı çekiyordum bu yüzden bana bir ilaç verdiler. Ardından bir ay sonra dengem bozulmaya başladı. Ayakta dururken düşmeye başladım. Sürekli olarak kabus görüyorum, sürekli bir korku hali var. Uzun zaman gece uyuyamadım. Daha sonra görüştüğüm Fiter (makine bakımcısı) Dursun Karabulut, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gittiğini söyledi. Ben de gittim. Orada "travma sonrası stres bozukluğu' teşhisi koyarak tedaviye başladılar. Yaklaşık bir yıldır tedavi sürüyor. Bu süre içerisinde intihara kalkıştım ancak eşim ve çocuklarımı düşündüm son anda vazgeçtim. Sürekli kriz geçiriyorum hastaneye yatırmak istediler, kabul etmedim. Dikkat gerektiren işleri yapmamamı söylediler. Şu an arkadaşlarımın isimlerini bile hatırlayamaz durumdayım. "

GEMİ ADAMI OLAMAZ

Korsanların elinden kurtarılıp Türkiye'ye döndükten sonra şirketin kendisine başka bir gemide iş verdiğini ancak gemi adamlarının belirli periyotlarda geçmesi gereken sağlık raporunu geçemediğini belirten Kahraman, "24 Eylül 2010'da sağlık yoklamasına gittim. Psikiyatrik tedavi sürdüğü için altı ay denizde çalışamaz raporu verdiler. O raporun süresi geçen Mayıs ayında doldu. Yine rapor için gittim. Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördüğüm için bana bu sefer de 'gemi adamı olamaz' raporu verdiler" dedi.

ÇALIŞAMIYOR

Eylül ayından bu yana maaş alamadığını ve ekonomik sıkıntı içerisine girdiğini ifade eden Kahraman, tedavisinin sürdüğü döneme ilişkin maaşı ve özlük haklarının verilmesi için şirkete başvurduğunu ancak bir yanıt alamadığını, bunun üzerine şirkete ihtarname gönderdiğini söyledi. Çalışamadığı dönemlere ait şirketten toplam 63 bin dolar alacağı olduğunu, 14 Mayıs 2011 günü kendisine şirketten bir cevap geldiğini ifade eden Birol Kahraman, "Bana bilgi ve belgelerin sigorta şirketine iletildiği, konunun değerlendirildiği ifade edilmekteydi.

Ancak yaptığım araştırmada, sigorta şirketinin oluşan hasar nedeniyle yaklaşık 6 milyon 500 TL'yi şirkete ödediğini öğrendim. Ayrıca bu sigorta gemide çalışanları kapsamıyormuş, gemiyle ilgili başka bir poliçe de yokmuş. Türkiye'ye döndükten sonra hiç arayıp sormadılar. Kendi çalıştığım şirkete ulaşamadım. Tedavim süresince hiçbir gelir getirici işte çalışamıyorum. Yaşamımı sürdürebilmem, tedavime devam edebilmem için maaşımı almaya devam etmem lazım. Bunun için de hakkımı hukuki yollarla arayacağım" diye konuştu.

Editör: TE Bilişim