Dünyanın en büyük Ro-Ro’ları geliyor

Ulusoy Holding üçe bölündükten sonra payına denizcilik ile ilgili birimler düşen Yılmaz Ulusoy,denizde adından çok söz ettirecek yatırım ve hamlelere hazırlanıyor. 

Geçtiğimiz günlerde İzmir Limanı ile ilgili açıklamalarıyla gündeme gelen Yılmaz Ulusoy, sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade ederek, “Ben İzmir Limanı’na talip olmadım. Alacak olan konsorsiyumun içinde yer alabilirim dedim” diye konuştu.

Limanı almanın çok da önemli olmadığını belirten Ulusoy,

“Mühim olan limanı modern bir yapıya kavuşturmak. Çeşme Limanı’nı aldığımızda şimdiki halinin üçte biriydi. Ekipmanları 5 misli büyüterek, o küçücük limanı uluslararası bir hale dönüştürdük. Şu anda da iki adet 415 metrelik mendirek yapıyoruz. 2012’den sonra 4 cruise gemisi birden yanaşabilecek. Önümüzdeki yıllarda bu çalışmalara devam ederek, Çeşme’yi cruise gemilerinin bir uğrak limanı haline getireceğiz. İzmir Limanı’nı modern bir yapıya kavuşturmak için alındığı fiyattan daha fazla yatırım gerekir. Eski bir liman olması nedeniyle, öncelikle tüm ekipmanların yenilenmesi lazım.

Bizim Çeşme’den gelen bir tecrübemiz var ve bu işi biliyoruz. Ayrıca Samsun ve Zonguldak’tan Rusya’ya; Çeşme’den Trieste’ye çalışıyoruz. Geçen yıl Çeşme’den 16 bin treyler ihraç malı gönderdik, 16 bin treyler ithal malını da yurtdışından Çeşme’ye getirdik. 9 gemimiz halen faaliyette. Biz, İzmir’i alacak konsorsiyumun içinde tabii ki olmak isteriz. Miktarın önemi yok. Önemli olan paylaşmasını bilmektir. Çünkü, biz hem taşıyan, hem de taşıtanız. Hem nakliye ayağında, hem de liman ayağında varız” dedi.

“Samsun benim için bir başka”

İzmir Limanı’ndaki yatırım arzusunu niçin Samsun’da göstermediğini sorduğumuz Yılmaz Ulusoy, bizi şöyle yanıtladı:

“Ben Trabzonlu’yum. Ama Samsun benim için çok önemlidir. Samsun kadersiz bir yer. Ben Samsun’a geldiğimde Türkiye’nin 11. vilayetiydi. Şimdi 44. vilayeti. Çünkü, birlik beraberlik yok. Samsun Limanı’nın alınması konusunda bize çok ısrar ettiler. Su yolunu bulduğu gibi sermaye de yolunu bulur. Sermaye de, yatırımın olmadığı yere gitmez. Karadeniz, rejimin çimentosudur. Hiçbir yerde olmayan özellikler Karadeniz’de bulunur. Ancak, tutarsızlıklar Karadeniz’i olması gereken yere getirmemiştir.”

“Deniz ticareti ihmal ediliyor”

Malumun ilanını bir kez de Ulusoy’un ağzından duymak amacıyla global ekonomik krizi soruyoruz. Doğal olarak krizden en çok etkilenen sektörün deniz ticareti olduğunu kaydeden Yılmaz Ulusoy, şunları dile getiriyor:

“Gemi fiyatları 1/3’e navlunlar ise 1/10’a düşmüştür. 100 milyon dolarlık gemin 30 milyon dolara düşmüşse 70 milyon zarar etmişsindir. Tüm ülkeler deniz ticaretini korumaya aldı, akıl almaz desteklerde bulundular. Hangi nedene dayanırlar bilinmez, Türkiye’de maalesef göz ardı ediliyor. Sadece bayramda yaşanan trafik kazalarında 150 kişi öldü. Tersanelerde ise 26 senede 130 kişi öldü, kıyametler koptu; tersaneleri kapatıyorlardı. Deniz sahipsiz bırakılmıştır, dümensiz kendi başına yol alıyor. Ancak, deniz ticaretinde telafisi mümkün olmayan yaralar açılmıştır. Bundan sonra telafisi de gittikçe güçleşmektedir.”

3 Ro-Ro, 2 kuruyük gemisi geliyor

Ro-Ro taşımacılığında dünyanın en büyüklerinden olan İtalyan Grimaldi’nin 3 yıldır verdiği short sea hizmetinin bir benzerinin Adriyatik’te de İtalya-Yunanistan arası başladığını aktarıyoruz Yılmaz Ulusoy’a… Türkiye’den taşınan treylerlerin limana indiğinde karayolunu ve transit belgelerini kullanmadan başka bir gemiyle diğer limana ulaştığı short sea hizmetini “mükemmel” diye yanıtlayan Ulusoy, “Bürokrasi ve belge sorununu çözdüğü için Short Sea yüzde yüz doğru bir çözümdür. Biz de çalıştığımız nakliyecilere öneriyoruz” diyor.

2010 sonu, 2011 sonu ve 2012 sonunda 3 Ro-Ro gemisini filoya katacaklarını bildiren Ulusoy, “Gelecek olan gemiler kapasite olarak dünyanın en büyük Ro-Ro gemileridir. Bir gemi 285 treyler alacak. 180 milyon Euro’ya mal olacak. Uzakdoğu’ya sipariş edilen 80’er bin tonluk iki kuruyük gemisi de 2011 nisanında biri, kasımında da diğeri filoya katılacak. Onların değeri de, 45’er milyon dolar” açıklamasıyla filodaki gelişmeleri ilk kez bizim aracılığımızla kamuoyuna duyuruyor. 

“5. okulu 70. yaşgünümde yaptıracağım”

Yılmaz Ulusoy, sosyal sorumluluğunu yerine getirip, denizden aldıklarını denize veren örnek armatörler arasında. Birkaç yıl önce başlattığı okul yaptırma maratonunun ilk ayağını tamamlamış. İş adamlığının yanı sıra, vefalı bir oğul ve iyi bir eş olduğunu da icraatlarından anlıyoruz. “4 denize 4 okul yaptık” diyor ve devam ediyor:

” Of’ta babama, Samsun’da eşime, Çeşme’de Ulusoy Denizcilik’e ve İstanbul’da annemin adına… Denizcilik meslek liselerini örnek olur diye yaptık. Ben yaptırdığım okulları boş teslim etmem, arka planlarıyla birlikte yapılır. İçinde lojmanları, simulatörleri, sosyal alanları olur. Türk eğitiminin kurtuluşunun meslek liselerinde olduğunu düşünüyorum. Armatörlerimize de çağrıda bulundum. ‘Okul yapamazsanız, derslik yapın! 4 okul yapmış biri olarak 24 saat desteğe de hazırım’ dedim. Beşinci okulu da kendi adıma kurmayı hedefliyorum. 70. yaşgünüm olan 2011’de başlamayı planlıyorum. O zaman beşibiryerdeyi bitireceğim.”

 

Editör: TE Bilişim