Bir ödülün gerekçesi: Deniz kenarındaki Hızlı Balık- Akport

Yılın ilk aylarında Akport Tekirdağ Pazarlama Müdürü Cenk Anıl aramıştı. Referans Hızlı Balık Ödülü 'ne Limancılık alanında aday olmak üzere başvuru yaptıklarını söyledi.

Heyecan duydum, onlarla ve gazetemiz Referans ile gurur duydum.

Biliyordum ki, liman olmadan hiçbir sanayi ve bütününde ekonomi ve onunla var olacak sosyal yaşam düşünülemez.

Bu yıl dereceye giremeseler de, Akport Genel Müdürü Fuat Özbekli gelecek sene Referans Hızlı Balık Ödülü 'ne yine aday olacaklarını ve Akport misyonunu daha ayrıntılarla anlatacaklarını söylediğinde, böylesine coşkuyla işine sarılan bir üst kademe yöneticisiyle dost olmaktan gururlandım.

Akport'a dünya limancılık ölçekleriyle bakarsanız bir Avrupa limanının terminali gibi sayılır. Türkiye'nin genel ulaşım modları ile ve coğrafi yerleşim noktası açısından değerlendirme yaparsanız, o zaman karşınıza stratejik yapıda bir liman çıkar.

Türkiye'nin ana ulaşım yolları üzerinde, toplasanız 40 kilometre karadan sahile bir mesafede olan Muratlı- Tekirdağ ve sahildeki Akport çizgisi, Osmanlı 'dan Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet Türkiyesi'nde günümüze dek tam anlamıyla teğet geçilmiş bir liman kenti olarak kalmış, hep önemsenmeden bırakılmış. O kadar ki demiryolu Muratlı 'ya istasyon olmuş, ama oradan yaklaşık 40 km güneyindeki sahil kenti Tekirdağ 'ı görmemezlikten gelinmiş.

Böylesine aldırmazlık, sonunda Türkiye 'ye çok ağır bedeller ödetmiş, ödetmeye de devam etmekte. Yıllarca ulaşım ağını karayolu taşımacılığı olarak gören kısırdöngülü politikalar Türkiye 'yi Avrupa'nın TIR filosu büyüklüğüyle birinci sıradaki ülke yaparken, bu rekorla övünenlere karşın, Avrupalı kıs kıs arkamızdan gülmüş.

Demiryolunu daha birkaç asır öncesinde idrak eden anlayış, ülkemiz hudutlarından içeri girişi dahi ötelenmiş ve demiryolunu komünist işi gören devlet büyükleri bile çıkmış, itelenmiş kalmış!

Sonuçta, İstanbul gibi metropol bir endüstri kentine gelen mal hareketi kadar, bölgesel olarak, hatta ülke sathında üretilen sanayi ve ticaret mallarının, tarım ağırlıklı ürünlerin çıkış noktaları İstanbul 'un kalbindeki Haydarpaşa 'ya, yakın senelerde ise, Zeytinburnu'ndaki Batı Yakası Kumcular Kooperatifi 'nin taşınmasıyla Yakuplu- Ambarlı'daki alan içersinde sınırlanmış.

Teşekkür etmelidir ki, hür teşebbüs yaratıcılığı ve atılım üstünlüğü ile Altaş ortaklığında meydana gelen Ambarlı Limanlar Bölgesi çok dar alanlarda inanılmazları zorlayarak en yüksek elleçleme seviyesine ulaşılmasını sağlamıştır.

Fakat ulaşımdaki devam eden sorunlar İstanbul 'un mega kent planlaması içersinde daima baş ağrıtıcı olmaya devam etmiştir.Bu geçen süreçte Akport Tekirdağ 'ın "Ben Tekirdağ sahilindeyim " diye başlayan çağrılarına en yakın sanayi serbest bölgelerindeki endüstriyel yapıdaki firmaların dahi ilgisiz kaldığı yılları çok iyi anımsıyorum.

Dünyanın önde gelen konteynerli düzenli hat şirketlerinin Türkiye 'deki temsilcileri ile görüştüğümde " Demiryolu bağlantısı yok. Karayolu bağlantısı ise yaz aylarında Kumburgaz-Celaliye hattı üzerinden geçiyor. Buraları yazlıkçılarla dolu.. " diye başlayan itirazlarını sıralıyorlardı.

Akport Tekirdağ 'a Emes filosuyla ilk konteynerli düzenli hat seferlerini başlatan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas olmuştur.

İyice hatırlayalım; iktidardaki AK Parti hükümeti dışında hiçbir hükümet Tekirdağ 'ı ana artere bağlayan otoyolunu kurmadı, hiçbir hükümet Tekirdağ'ına demiryolu getirmedi.

Akport yönetimi, başlarında Akkök İcra Kurulu Üyeleri olmak üzere Ankara 'da defalarca görüşmeler yaptılar.

Türk denizcilik dünyasının olduğu kadar, hepimizin yakından tanıdığı ve hizmetleriyle, başarılarıyla daima takdir ettiği Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım demiryolu kabusunu rüyaya ve rüyayı gerçeğe dönüştüren her adımı atan bir hükümet temsilcisi olarak bu onurlu sonucun öncüsü oldu.

Bu yıl, Lloyd 's List Türk Denizcilik Ödülleri hakem heyetini meydana getiren Başkan Kaptan Ferit Biren, Prof.Dr. Osman Kamil Sağ, Prof.Dr. Oral Erdoğan, Prof.Dr. Ömer Gören, Kaptan Tahir Sarıoğlu ve Y.Müh. Ali Can Akport Tekirdağ 'a kuşkusuz böylesine bir açıdan bakarak ortak karara vardılar ve oy birliğiyle Akport 'u Yılın limanı ilan ettiler.
 
Raif Dinçkök'ü anmalıyız

Akport 'a layık görülen uluslararası Lloyd 's List Yılın Limanı Ödülü 'nün özünde Akkök grubunun kurucusu Raif Dinçkök'ün liderlik ruhu, inançları ve yaratıcılığı yer alıyor.

1994 yılında vefat eden Raif Dinçkök, İstanbul Sanayi Odası 'nın 30 Mayıs 1952 'de toplanan ilk Meclisine seçilen üyelerden biri oldu. İlk dönemlerden itibaren Yönetim Kurullarında görev aldı ve 1956-1960 yılları arasında İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. İSO 'ya bugünkü tarihi merkez binasını kazandıran Raif Dinçkök, ilk dönemden, vefat ettiği 1994 yılına kadar, "İstanbul Sanayi Odası'nın duayeni" olarak görev yapmıştı.

Mesai arkadaşlarının ve yakın dostlarının hatıralarında Raif Dinçkök, İstanbul Sanayi Odası 'nda yaptığı hizmetlerin ötesinde, Türk özel sektör sanayinin gelişimi için çaba harcamış, sanayicilik vasfının kendisine yüklediği görev ve sorumlulukları büyük bir özveri ve dayanıklılıkla göğüslemiş, gösterişi sevmeyen kişiliğiyle, iş dünyasında örnek alınan mümtaz bir şahsiyet olarak anılmaktadır.

Yaptıkları işi sevdirerek yönetmek

Kişiliğini anlatan belgelerde anlatıldığı üzere; "İş yaşamındaki mesai arkadaşlarının hafızalarında yer ettiği haliyle, insan ilişkilerini dürüstlük ve mütevazılık üzerine inşa eden Raif Dinçkök, insanlara yaptıkları işi sevdirerek yönetmeye özen gösterirdi. Başkalarının düşüncelerinden yararlanmasını çok iyi bilen, ekip çalışmasına büyük önem veren sezgileri çok güçlü, karşısındakini etkilemeyi bilen bir yöneticiydi.

Yaşamında son derece ciddi, disiplinli ve çok çalışkan bir kişi olan Raif Dinçkök, toplantılarda gayet iyi bir dinleyici idi. Konuşmalarında kelimeleri seçerek kullanır, en verimli ve etkin kararları dinleyerek alırdı. 25 Şubat 1994 tarihinde yaşama veda eden Raif Dinçkök, Bakanlar Kurulu'nun 17 Aralık 1999 tarihli kararı ile "Devletin Yüceltilmesine ve milli menfaatlerimize önemli ölçüde katkıda bulunması" nedeni ile "Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile ödüllendirilmişti.

Geçen sene bir makalemde; "Akport bir sabrın abidesidir" diye yazmıştım. Akport, sabrının temelindeki doğrulara demiryolunun Tekirdağ 'a ulaşmak üzere olduğu bugünlerde artık çok yakındır. Lloyd 's List Türk Denizcilik Ödülleri 2009 Yılın limanı Ödülü bunun çok anlamlı bir belgesi olmuştur.

Editör: TE Bilişim