Meçhule giden bir gemi

Çin'in Güney Kore sınırına yakın limanı Dalian'dan 8 Ağustos'ta bir gemi demir aldı. Çin'in dev deniz işletmeciliği şirketi "Cosco"nun filosunda yer alan geminin adı: "Yong-
Sheng". Pek büyük sayılmaz: 160 metre uzunluğunda ve topu topu 19 bin tonluk. Varış limanı: Rotterdam. 
 
"Yong-Sheng" limandan ayrıldıktan sonra güneye değil, kuzeye dümen kırdı. Güneye yönelseydi, Çin Denizi'ni, Hint Okyanusu'nu, Umman Denizi'ni aşacak, Kızıl Deniz'den Süveyş Kanalı'na girecek, sonra Akdeniz'i kat edip Cebelitarık'tan çıkacak, Atlantik Okyanusu'nda kuzeye doğru ilerleyecek ve sonunda yükünü boşaltacağı Rotterdam'a varacaktı. Yolculuğun süresi: 48 gün.
 
Ama dediğim gibi, "Yong-Sheng" kalkış limanından kuzeye yöneldi, Pasifik boyunca. Ve 25 Ağustos'ta, yani önceki gün Bering Boğazı'ndan geçti. Şimdi Arktik Okyanusu, yani Kuzey Kutbu Okyanusu'nda ilerliyor. Rus kıyı şeridi boyunca. Bir Rus nükleer buzkıran gemisi eşliğinde.
 
Gemi daha sonra Kara Denizi'ni geçecek, Norveç açıklarından güneybatıya yönelecek ve 11 Eylül'de Rotterdam'a varacak.
 
Yolculuğun süresi: 33 gün. 
 
Böylece "Yong-Sheng" yoldan 15 gün kazanacak. Taşıma giderlerinden de müthiş bir tasarruf sağlayacak.
 
Hem yakıtta, hem geçiş ücretlerinde. Çünkü Rusya'nın Arktik Okyanusu için uyguladığı tarife, buzkıran kılavuzluğu dahil, şimdilik Süveyş Kanalı'nın yüzde 10-15 kadarı. 
***

Deniz işletmecileri, sanayicileri, dış ticaretçileri ve medyasıyla dünya, Çin gemisinin Kuzey Kutbu üzerinden Avrupa'ya yolculuğunu günü gününe izliyor. 
 
Çünkü "Yong-Sheng" jeopolitik ve jeostratejik dengelerde büyük bir değişikliğin öncüsü olacak: Küresel ısınma yüzünden veya sayesinde Kuzey Kutbu artık uluslararası deniz trafiğine açılıyor.
 
Hatta açıldı bile. Her ne kadar "Yong-Sheng" Arktik Okyanusu'ndan geçen ilk Çin gemisi olsa da, geçen yıl 46 gemi bu güzergâhı kullandı. Bu yıl bu sayı 200'ü geçecek.
Yılda 19 bin geminin geçtiği Süveyş Kanalı'nın yanında pek önemli bir rakam olarak görülmeyebilir.
 
Ancak bugüne değil, yarına bakmak gerekiyor. 2020'lere, 2030'lara, 2040'lara, 2050'lere...
 
Örneğin, geçen yıl Arktik Okyanusu yolunu kullanan gemiler 1.26 milyon ton mal taşıdı; 2020'de ise bu hacmin 50 milyon tona ulaşacağı hesaplanıyor. Şu parametrelere bakın: 
 
Çin dış ticaretinin yüzde 90'ını deniz yoluyla yapıyor. 
 
Çin dış ticaretinin yarısından fazlasını AB ve ABD ile yapıyor. 
 
Çin 2025'te dünya ticaretinin yüzde 15'ini denetleyecek.
 
Bu parametrelerin ağızları sulandırmaması mümkün mü?
 
Hele bir de Güney Kore ve Japonya'yı eklerseniz...
 
Hele hele bir de Sibirya'nın uçsuz bucaksız kaynaklarını düşünürseniz...
 
O nedenle şimdi Rusya başta olmak üzere Arktik Konseyi üyeleri (Rusya, ABD, Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç ve gözlemci olarak Çin) soluk kesen yatırım projeleri geliştiriyorlar:
 
Buzkıran filoları, itfaiye gemileri, Arktik Okyanusu boyunca limanlar, lojistik merkezleri...
 
Ve de kutup bölgesindeki ve Arktik Okyanusu'ndaki petrol, doğalgaz ve diğer madenlerin değerlendirilmesi...
 
Yüzlerce, hatta binlerce milyar dolarlık yatırımlardan söz ediyorum... 
***

Küresel ısınmadan kaygılananlara, dünyanın dengelerinin altüst olmasından korkanlara gelince...
 
Onlara bir şeyi hatırlatmak istiyorum:
 
Grönland'ın adını.
 
Ne demek "Grönland"? Cevap: "Yeşil Diyar". 
 
Çünkü 500 bin yıl önce Grönland -bugünkü Kuzey Kanada gibi- çam, sedir, selvi, çınar ormanlarıyla kaplıydı.
 
O kadar sıcak ya da ılıman iklimi vardı yani...
 
China\\\ 
Editör: TE Bilişim