Işık Üniversitesi tarafından Şile Deniz Feneri’nin 150. yıl kutlamaları kapsamında 12-13 Haziran tarihlerinde  gerçekleştirilecek olan Uluslar arası Deniz Fenerleri Sempozyumu bugün Dedeman Otel’de başladı. Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı,Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu, Şile Kaymakamı Şükrü Görücü ve FMV Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Ekinci’nin katılımlarının yanı sıra, çok sayıda yerli ve yabancı uzmanlarında görüşlerini belirttikleri sempozyum 13 Haziran tarihinde de devam edecek.

Açılış konuşmacılarından Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Ekinci konuşmasında şunları belirtti “Tarihi olarak Şile Feneri ilçenin simgesi haline gelmiştir.Hala aktif olması ve fiziki özellikleri bu feneri ülkemiz sınırlarının ötesinde, dünya çapında da önemli kılmaktadır. Öğrendiğimize göre deniz fenerleri dünya çapında takipçileri, literatürü, sanatı, ağları, resim ve fotoğrafçıları, tarihi ve turizmi olan önemli bir ilgi odağıdır. Şile’nin değerinin daha iyi kavranması için Işık Üniversitesi olarak,  Vakfımız ( FMV), Şile Belediyesi, Kaymakamlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’yle işbirliği içinde , Şile Deniz Feneri’ni bilimsel olarak gündeme taşıyarak kutlamalara bilimsel bir katkı sağlamak istedik.” Ayrıca Şile’nin geri kalmışlığının imtiyazlı bir geri kalmışlık olduğunu söyleyen Ekinci, “Bu sayede bir çok değerini koruyabilmiştir” dedi.

Şile Kaymakamı, Şile Belediye Başkanı ve Işık Üniversitesi Rektörü’nün yapmış olduğu açılış konuşmalarından sonra, birinci oturum Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı tarafından açıldı. İlk olarak İTÜ’den Prof. Dr. Naci Görür tarafından “Karadeniz ve Boğazların Oluşumu” konusu aktarıldı. Sunumunda Karadeniz’in 112 milyon yıl önce oluştuğunu söyleyen Görür,  bu uzun süreç içinde bölgenin fiziki yapısının nasıl değiştiğini anlattı. Karadeniz ile Dünya denizlerinin bağlantısının 7500 sene önce başladığının savunulduğunu ve sonrasında William B.F. Ryan ve Walter C. Pittman’ın buradan yola çıkarak İncil ve Kuran’da sözü edilen Nuh Tufanı olabileceğini söyleyerek popüler bir kitap yazdıklarına değindi. Yazarlara göre, Akdeniz’den günde 50-100 m3 su İstanbul Boğazı üzerinden büyük bir şelale şeklinde Karadeniz’e aktı. Boğazın o zamanlarda kıvrımlı bir akarsu vadisi olduğunu söyleyen Görür bu şelalenin bugünkü Niyagara Şelalesi'nin 200 misli kadar olduğunu söyledi. Tüm Karadeniz’in bir yılda dolduğunu belirten Görür, muhtemelen Karadeniz gölünün kıyı şeridinde yaşayan neolitik çağ insanlarının buradan kaçıp, Anadolu üzerinden Mezopotamya’ya  yerleşmiş olup, Babil-Sümer yazıtlarında da bulunan Tufan hikayesini anlatmış olabileceklerini söyledi.

 

 

Oturumun ikinci konuşmacısı İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Steven Richmond’du. “Boğazın Yüzleri: Oluşumun Nehri, Yıkımın Nehri” başlıklı konuşmasında İstanbul Boğazı’nın diyalektik bir bakış açısıyla  nasıl göründüğünü, yine İstanbul’u ziyaret eden ve yaşayan yabancıların boğazı nasıl gördüklerini dinleyicilere aktardı. Boğazı bir yandan oluşumun, yaşamın simgesi, bir yandan da yıkım veya ölümün simgesi olarak farklı bakış açılarıyla aktardı. Daha sonra Vira Dergisi’nden Ayşe Olcay “Deniz Kültürü” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Deniz kültürünün ülkemizdeki mevcut durumu, nasıl yaygınlaştırılması gerektiği ve bu konularla ilgili Türkiye’nin konumu ve çevresel etkileşimi ile Türkiye’nin bu konudaki 2020’ye kadar olan hedeflerinin neler olması gerektiğini belirtti.

Şile Belediye Başkanı Can Tabakoplu’nun başkanlığındaki 2. Oturum, İstanbul Üniversitesi’nden Prof Dr. Neriman Özhatay’ın “Şile’nin Yeşil Hazinesi-Şile’nin Doğal Bitkileri ve Korunması” konulu çalışmasıyla başladı. “Denizci Köyleri Modeli ve Şile Projeksiyonu” çalışmasıyla Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Özkan Poyraz , Denizcilik kültürünün yaşatılması için bir model olarak Denizcilik Köylerini örnek çalışmalarla birlikte anlattı. Haliç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şebnem Temir’in “Şile’de Kumaş Geleneği” çalışması ile ikinci oturum sona erdi.

 

 

Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Özkan Poyraz başkanlığındaki oturum “Şile’nin Eski Tarihi: Kepçe ve Xenofon’in Mağarası”  ile başladı. “Hatıralardaki Özlem: Şile’den Göç Eden Rumların Belleklerindeki İzler” çalışmasıyla John Freely, FMV Işık Üniversitesi’nden Doç. Dr. Evangelia Şarlak  ve Yrd. Doç Dr. Gökçe Bayındır’ın “Mübadele ve Şile” konulu çalışmasıyla 3. Oturum sona erdi.

4. Oturumu Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak yönetti. “Geçmişten Günümüze Tahlisiye Teşkilati( Cankurtarma) ve Şile” konulu çalışmasını Kıyı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Gani Aygün sundu. Emel Soyer’in “Osmanlı Döneminde Şile Feneri” konulu çalışmasının ardından Cenk ve Gökçe Demirkıran’ın “Fenerin Ardındaki Şehir-Şile Feneri”isimli belgeseli gösterildi.

 

 

Şile ve Şile Deniz Feneri’nin merkezini oluşturduğu sempozyumda ayrıca Türkiye’de bir ulusal deniz fenerleri müzesi kurulabilmesi için gerekli bilgi ve tasarımın altyapısını oluşturmak amacıyla 13. Haziran’da  bir çalışma atölyesi de gerçekleştirilecek.

Sempozyumda ele alınan konuların detaylı olarak yer aldığı, Işık Üniversitesi tarafından hazırlanan “Ufukta Bir Işık” kitabı da bulunuyor. Işık Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hacer Ansal’ın derlediği kitap, her biri alanlarında uzman katılımcıların deniz ve denizcilik kültürüne yönelik hazırladığı sunumlardan bölümleri içeriyor.

Ayrıca sempozyum süresince Vefa Toroslu’nun “Denizciye Göz Kırpan Sevdalar” adlı deniz fenerleri fotoğrafları ve Yeter Beriş’in “Şile Köyleri” adlı baskıresimleri sergileniyor.

 

Editör: TE Bilişim