Dalmayı meditasyona benzeten cemiyet hayatının popüler ismi Dinçkök, 'Güzelliklerin aslında ne kadar kırılgan olduğunu gördüm' diyor.

Ayşegül Dinçkök, İstanbul 'cemiyet' hayatının popüler isimlerinden biri. Birçoğumuz kendisini iş adamı 'Ömer Dinçkök'ün eşi' sıfatıyla tanıyoruz. Haliyle, sergi haberini duyduğumuzda kafamızda 'parasını bastırıp hobisi için galeri tutan' biri canlanıyor. Önyargı mekanizması hepimizde otomatik biçimde işliyor ne de olsa... Bu mekanizmanın etkisinden kurtulmamız için, sergi mekanındaki fotoğrafların pek de 'basit bir hobi işi' olmadığını görmemiz yetiyor.

Ayşegül Dinçkök'ün geçtiğimiz hafta Tophane-i Amire Tek Kubbe'de açılan, 28 Nisan'a kadar gezilebilecek 'Derin Tutku' başlıklı sergisinden söz ediyoruz... Cem Boyner'den Hasan Cemal'e (Gazeteci-yazar Hasan Cemal, Ayşegül Dinçkök'ün dayısıymış), magazin basınından kültür sanat programlarının muhabirlerine kadar epey renkli bir davetli topluluğunun katılımıyla açılan sergi hakkında detaya girmeden önce, kısaca Dinçkök'ten bahsedelim.

Dalmak Bir Meditasyon

Çocukluğundan beri sporla arası iyiymiş Dinçkök'ün. Özellikle de yüzmeyle... 10 yılını yüzme takımlarında geçirmiş, 100 ve 200 metrede kurbağalama rekoru kırmış. Avusturya Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu. İlgi alanları geniş; moda dergileri için söyleşiler ve seyahat yazıları kaleme almış. Dikkat çekici işlerinden biri önceki yıl yayınlanan öykü kitabı 'Korkma'...

'Derin Tutku' sergisinin hikayesiyse dalmaya başladığı 2010 yılına kadar uzanıyor. Kaş, Bodrum, Ayvalık derken yolu sualtı dünyasının en zengin yerlerinden biri sayılan Endonezya'ya kadar uzamış. Bu işi bir tür meditasyon gibi görüyor Dinçkök. Vaktiyle yoga ve meditasyon dersleri almış fakat bir türlü konsantrasyon sağlayamamış. Aradığı dingin olma halini ancak denizde dalarken yakalayabildiğini söylüyor. Sualtında gördüklerini paylaşma isteği zamanla artınca sergi projesi için çalışmaya başlamış.

Sergide Endonezya'nın Sulawesi Adası'nda çekilen kareler yer alıyor. Büyük boyutlardaki fotoğraflarda görünen, resiflerle bütünleşen deniz canlılarının boyutları birkaç santimi geçmiyor. Geçen yıl ocak ayında yaptığı 22 dalışta 2 bin kare fotoğraf çekmiş. Deneyimini şu sözlerle özetliyor; 'Her karede gezegenin sahip olduğu şaşırtıcı güzelliğin aslında ne kadar kırılgan olabildiğine tanıklık ettim.'
Mercan resiflerinin insanlardan kaynaklanan nedenlerle yok olduğunu, 2050 yılını çıkaramayabileceğini, bu duruma dikkat çekmek istediğini de vurguluyor. Kendisi fotoğraflar arasında belli bir ön eleme yaptıktan sonra, serginin küratörlüğünü üstlenmesi için Thierry Bouet'in kapısını çalmış.

Bouet, GQ Dergisi tarafından dünyanın en iyi beş fotoğrafçısı arasında gösterilen; Elle, Marie Claire gibi dergilere moda fotoğrafları çeken bir isim. Sergide göreceğiniz 31 fotoğraf Bouet'in seçimi...
Dinçkök, bütün bu dalışları sırasında kendisine en fazla sorulan sorunun 'Köpekbalıklarından hiç korkmadın mı?' olduğunu söylüyor. Soruyla karşılaştığında, 'Karada, etrafta o kadar köpekbalığı var ki, denizdekilerden neden korkayım?' cevabını veriyormuş.

Ege'nin Kadın Balıkçılarına Destek

Sergideki fotoğraf karelerinin her biri 4 bin lira... Sağlanacak gelirle, Sualtı Araştırmaları Derneği'nin 'Ege'nin Kadın Balıkçıları' projesine destek verilecek. Projeyi hazırlayan Zafer Kızılkaya anlatıyor; 'Güney Ege Bölgesi, Türkiye'de en fazla kadın balıkçıyı barındıran yer. Buradaki 3 bin 911 lisanslı balıkçıdan 163'ü kadın. Çoğunlukla küçük teknelerde mürettebat olarak çalışıyorlar. Yine çoğunluğu 40-49 yaş arasında ve ilkokul düzeyinde eğitime sahip. Yüzde 80'inden fazlasının tek geçim kaynağı balıkçılık olduğu için denizden kopma imkanları yok. Yılın 240 ila 300 gününü denizde çalışarak geçiriyorlar. Günlük ev işlerinin yanında yaptıkları balıkçılığı ayrı bir iş gibi değil de sorumluluklarının bir parçası gibi görüyorlar. Varlıkları ciddiye alınmadığından sektörde kadınlara ait bir bilgi ve yönetmelik yok.'

Böyle bir manzarada projenin başlıca hedefleri; kadınlara istedikleri yeni malzemeleri sağlamak; teknelerini kafeye dönüştürmek isteyenlere imkanlar sunmak, tarım sektöründeki gibi düşük faizli krediler için bankaların dikkatini çekip girişimlerde bulunmak.

Editör: TE Bilişim