Yeni limanlarla İzmir’in konteyner kapasitesi iki katına çıkacak

İnşası devam eden Çandarlı ve Petkim limanlarının tamamlanmasının ardından İzmir’in konteyner kapasitesi iki katına çıkacak.

İMEAK DTO İzmir Şubesi ile Aliağa Ticaret Odası (ALTO) tarafından düzenlenen 1. Aliağa Uluslararası Liman Yönetimi ve Lojistik Zirvesi’nde, Türkiye’deki limanların mevcut durumu ve önümüzdeki 20 yılda ulaşacağı yapılanmayla lojistik merkezlerinde intermodal bağlantıların önemi ele alındı.

ALTO'daki toplantıda konuşan DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, limanlardaki son durum hakkında bilgi verdi. Halen 9,7 milyon TEU olan toplam kapasite, 18,6 milyon TEU’ya ulaşacak. Çandarlı Konteyner Limanı tamamlandığında, 4 milyon TEU konteyner kapasitesiyle Türkiye’nin en büyüğü olacak.Öztürk, 2012 yılında İzmir’deki limanlarda 7 milyon 29 bin konteyner elleçlendiğini belirterek, “Bu limanlarımızın toplam kapasiteleri 9 milyon 775 bin TEU. Liman geliştirme çalışmaları kapsamında toplam kapasite 18 milyon 600 bin TEU’ya ulaşacak.” dedi.

İnşaatı devam eden Çandarlı ve Petkim limanları tamamlandığında yaklaşık 5,6 milyon TEU kapasiteye ulaşılacağını kaydeden Öztürk, “Bölgemizdeki konteyner terminallerinde ise İzmir ve Aliağa’da son 10 yılda iki kat artış olmuş ve 1 milyon 134 bin TEU seviyelerine gelmiştir. Çandarlı ve Petkim limanlarının tamamlanmasından sonra toplam kapasitenin 9 milyon TEU’yu geçmesi beklenmektedir.” diye konuştu. Türkiye’de 2018 yılına kadar en hızlı gelişen sektörlerin taşımacılık ve lojistik olacağına işaret ederek, Türkiye’de iç taşımanın yüzde 92’sinin, en pahalı ikinci ulaştırma modu olan karayoluyla yapıldığına dikkat çekti. Türk karayolu taşımacılık filosunun Avrupa’nın en büyüğü olduğunu vurgulayan Öztürk, Türkiye’de uluslararası yüklerin yüzde 85’inin denizyolu, yüzde 6’sının demiryoluyla, ulusal yüklerinse sadece yüzde 1’inin demiryoluyla taşındığını aktardı

. ALSANCAK LİMANI'NA 70 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPILDI

İzmir Alsancak Limanı’nın, 5 bin yıllık geçmişiyle bölgenin en eski limanı olma özelliğini taşıdığını kaydeden Yusuf Öztürk, 20 yıllık konteyner elleçleme grafiği incelendiğinde son 10 yılda 700 bin ile 900 bin TEU arasında dağılım olduğunu kaydetti: “Limanın modernizasyonu kapsamında 300 milyon dolarlık yatırım yapılacağı, şimdiye kadar 70 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirildiği öğrenilmiştir. Halen 5 bin TEU kapasiteye kadar olan konteyner gemileri limanı kullanmakta olup Alsancak Limanı ile Yeni Kale arasındaki "Derin Suyolu" projesi gerçekleştirildiği takdirde 8-9 bin TEU kapasiteli konteyner gemileri da limana girebilecektir.”

NEMRUT LİMANI’NIN KAPASİTESİ 1,5 MİLYON TEU

“Nemport Limanı 500 bin TEU, Ege Gübre Limanı 1 milyon TEU toplam elleçleme kapasitesiyle birlikte Nemrut Limanı’nın toplam kapasitesi 1,5 milyon TEU.” bilgisini veren Öztürk, İzmir ve Aliağa limanlarında elleçlenen toplam konteyner miktarının, son dört yılda yüzde 25 artarak 895 binden 1 milyon 100 bin TEU’ya çıktığını kaydetti. Bölgenin sıkıntılarını ise, “Nemrut limanları ve Aliağa bölgesinde yaşanan trafik yoğunluğu problemi, Nemrut limanları ve gemi söküm bölgesindeki karayolu satıh problemi, Nemrut limanları ve Aliağa bölgesiyle entegre bir demiryolu ve otoyol bağlantısının olmaması.” şeklinde sıraladı.

'ÇANDARLI’YA TEKLİF ÇIKMAMASININ SEBEBİ YANLIŞ PLANLAMA'

DTO Şube Başkanı Öztürk, geçen günlerde ihalesi yapılan ancak teklif verilmeyen Çandarlı Limanı’na da değindi. Çandarlı Konteyner Limanı tamamlandığında 4 milyon TEU konteyner kapasitesiyle Türkiye’nin en büyüğü olacağını belirnterek şöyle konuştu: “5 Kasım 2013 tarihinde yapılan ihalede hiçbir firma teklif vermedi. Buna neden olarak iki konuda yanlış planlama yapıldığını düşünüyoruz. İlk sorun, ihalede limanın ilk faz inşaatında 4 milyon TEU kapasitesine ulaşmasının istenmesidir. Yetkililer tarafından, ilk yıllarda toplam 80-100 bin TEU’ya ancak ulaşılabileceği değerlendirilmektedir. Dolayısıyla mevcut kapasitenin ilk yıllarda kullanılması mümkün olamayacağından, âtıl bir kapasiteye yol açacaktır. İkinci sorun ise limanın çevre bağlantılarını sağlayacak otoyol ve demiryolu bağlantılarının da yüklenici firmadan istenmesidir. Bu durumun doğurduğu finansal ve idari belirsizliklerin ihaleye girilmesini önlediği düşünülmüştür.”

Editör: TE Bilişim