CADDEBOSTAN PLAJINDA ŞENLİK VAR

Bir hafta önce açılan Caddebostan Plajı dolup taşıyor. Karpuzunu kapıp gelen de var, kitap okuyan da. Girişin ücretsiz olduğu plajda, güneşlenen bikinili Deneme Bonusu genç kızların yanı sıra pantolonuyla denize girenleri görmek de mümkün...
İstanbul 40 yıl aradan sonra Caddebostan Plajı'na tekrar kavuştu. Tamamlanması iki yılı alan plaj, açıldığı günden bu yana halkın akınına uğruyor.
Caddebostan Plajı 40 yıl sonra İstanbulluları ağırladı. Ortasından deniz geçen bir kent olsa da, İstanbul'da denize girmek bir nostaljiydi. Bir hafta önce yeniden açılan Caddebostan Plajı, deniz ve güneş keyfini özleyen her yaştan İstanbullu'nun gözdesi olmaya aday.

Caddebostan plajı 40 yıl aradan sonra yeni misafirlerini ağırladı. Başta Kadıköylüler olmak üzere tüm İstanbullular plajı merakla bekliyordu. Yaşı yetenler eski günlerini özlemle anarken, gençler onların anlattıklarına özeniyordu. Sonunda Kadıköy ve Bostancı arasında açılması planlanan Fenerbahçe, Caddebostan ve Suadiye plajlarının ilki hizmet vermeye başladı. Üstelik ilk günden itibaren deniz ve kumun tadını çıkarmak isteyenlerin akınına uğradı. Öyle ki havanın kapalı olduğu günlerde bile bir şezlong, hatta havlunuzu kumun üzerine serecek küçük bir alan bulmak imkansızdı. Ziyaretçiler dört bir tarafı denizle çevrili bu kentte tatil keyfi yapabildikleri için çok mutlu. Özellikle de denize girmek için tatil yörelerine gitmeye imkanı veya zamanı olmayanlar. Yan yana iki küçük koydan oluşan plajın bu kadar çok ilgi görmesinin bir başka nedeni ücretsiz olması. Aslına bakılırsa İstanbullular plajda yüzmeyi ve güneşlenmeyi 1918'de akın akın Türkiye'ye gelen Rus göçmenlerden öğrenmişlerdi. 1950'li yıllarda en parlak zamanını yaşayan Caddebostan Plajı, İstanbullu tatilcilerin sayfiye mekanıydı. Kadınların ve erkeklerin son moda mayo ve aksesuarlarıyla geldiği plajda, yılın en eğlenceli zamanları yaşanırdı. Plaj güzelleri seçilir, oyunlar oynanırdı. Kimi yüzmeyi orada öğrendi, kimi ilk aşkını orada yaşadı. İstanbul aşığı Orhan Veli'nin de sürekli yüzdüğü içinde incir ağaçları bulunan Caddebostan Plajı'nı, burada yaşayan Reşit Bey işletirdi. Reşit Bey asla kravatsız dolaşmayan bir İstanbul beyefendisiydi. Kız kardeşi Naciye Hanım ise kapıda bilet keser, hemen bütün müşterileri tanırdı. Plaja giriş 60 paraydı. Bugün Akdeniz ve Ege'deki tatil yörelerinde karşılaştığımız görüntüler yaşanıyordu. Örneğin plaja Bağdat Caddesi'nden inen sokakta güneş kremleri, deniz oyuncakları satılırdı. Güneşin batışıyla kalabalık dağılır, bu sefer bir başka eğlence olan plaj geceleri başlardı. Plajın yanındaki Caddebostan Gazinosu'ndan gelen sesle birlikte, muhabbet geç saatlere kadar devam ederdi. Caddebostan Plajının hızlı yaşantısı Reşit Bey'in ölümüne kadar sürdü. Reşit Bey'den sonra geceli gündüzlü yüzlerce insanın bulunduğu bu plajı idare etmek Naciye Hanım'a zor geldi ve plaj kiraya verildi. Fakat eski havası kaybolmuş, müşteriler değişmişti. Günün birinde yol genişletildi. Plaja ait bütün binalar yıkıldı. Böylece Reşit Bey'in plajından en küçük bir iz bile kalmadı.

HER SAAT KALABALIK
Zamanla değişen tüketim alışkanlıkları İstanbul'un dört bir yanındaki plajların da tarih sahnesinden silinmesine sebep olmuştu. Ta ki Kadıköy Belediyesi'nin çalışmalarına kadar. Caddebostan plajının bulunduğu yere yaklaşık iki yıl önce kum döküldü. O zamandan beri Caddebostanlılar bir yandan burada güneşlenirken bir yandan açılacak plajı merakla bekliyorlardı. Plajların açılması konuşulurken merak edilen bir diğer konu ise denizin temizliğiydi. İSKİ'nin yaptığı ölçümlere ve Mavi Bayrak kriterlerine göre bu bölgede denize girmekte bir sakınca yok. Plajın ziyaretçileri de buna inanmış gibi gözüküyor. Çünkü kalabalık yalnızca kumların üstünde değil, denizde de dikkat çekiyor. Plaja gitmek için Caddebostan'daki Migros'un arkasından Fenerbahçe istikametine yürümeniz gerekiyor. Aslında elinde şişme oyuncakları olan çocukları takip ederek de plaja kolayca ulaşabilirsiniz. Sahil yolundan yürürken hafif aşağıda kalan plaja yaklaştığınızda öncelikle kıpkırmızı bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Biraz daha yaklaştığınızda onların güneşten korunmak isteyenlerin açtığı şemsiyeler olduğunu anlıyorsunuz. Caddebostan plajı, neredeyse günün her saati dolu oluyor. Plajda kalabalığın içine girdiğinizde herkesin farklı bir heyecan içinde olduğu dikkat çekiyor. Kumdan kale yapanlar, kendini kumun içine gömenler, top oynayanlar, kağıt oynayanlar ve tabii ki güneşlenenler... Pek çok kişi denizin biraz yosunlu olmasından şikayetçi. Denizin başlıca aktörleri ise annelerinin yoğun ısrarına rağmen saatler boyunca denizden çıkmayı reddeden çocuklar. Kimi kolluklarıyla, kimi de şişme botlarının üzerinde küçük koyu turluyor. Önümüzdeki günlerde bir nesil daha İstanbul'da yüzmeyi öğrenecek gibi gözüküyor. Plajda güneşlenen bikini güzel kızların yanı sıra, donuyla oradan oraya koşturan çocuklar veya pantolonuyla denize giren yetişkinler de var. Yine de çoğunluğun plaj kıyafeti giydiği gözleniyor... Kadınlı erkekli her yaştan insanın akın ettiği plajda başlıca aktivite beslenme. Plajda bisküvi, kek, cips, meyve suyu gibi yiyeceklerin satıldığı bir büfe bulunsa da, misafirlerin çoğu kendi ziyafetini yanında getirmeyi tercih ediyor. Domates, salatalık, peynir gibi kahvaltılıkların yanı sıra zeytinyağlılarını veya karpuz ve şeftali gibi meyvelerini getirenler de var. Bunların yanında getirilen termosların da içi boş değil. Büfeden faydalanmak isteyenler için fiyatların oldukça uygun olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca şezlong ve şemsiye de 1 YTL. Plajda görev yapan 10 temizlik, 10 güvenlik görevlisi var. Plajın ilk günü bir boğulma vakası yaşanmış olsa da, iki plajda da birer cankurtaran botu dolaşıyor. Karada ise bir ambulans var. Plajın her iki tarafında duş da bulunuyor.
Plajın ünü herkesi çekti
Neslihan Yanık (18)
Buradaki denizi biraz pis buldum. Kartal'da oturuyorum ve açıldığını duyunca teyzemle birlikte hemen geldik. Yarın da arkadaşlarımla gelmeyi düşünüyorum ama denize girmeyeceğim. Çünkü bugün girdim ve çok yosun var. Onun haricinde "serseri" tipli insanların gelmesinden şikayetçiyim.
Esra Oğuz (31)
Duyduğum zaman hemen gelmek istedim. Çok da beğendim. Hoş bir yer olmuş. Babamın anlattıklarından eski Moda Plajı'nı ve Süreyya Plajı'nı biliyordum. Bugün ilk gelişim ve artık hafta sonları gelebilirim. Zaten Moda'da oturuyorum. Evime yakın olması benim için avantaj.
Zeynep (22) - Umut Taşçı (25)
Bugün ilk defa geldik. Ama bir daha gelmeyeceğiz. Biraz önce bir adam sokak kıyafetleriyle geldi. Plajın önün geçip, kızlara uzun uzun baktı. Kızlar ona bakınca gitti. Sonra yoldan geçen bir genç iç çamaşırlarıyla denize girdi. Biz çok büyük hayallerle gelmiştik.
Eski müdavimleri anlatıyor
Müjdat Gezen
Ben 50 yıl önce Caddebostan Plajı'ndan denize girerdim. Şimdi yerinde yeniden plaj açılan yer Reşit Bey Plajı'ydı. Tam onun karşısında dayımın yazlığı vardı. Şimdi bu yazlıkların yerinde kocaman binalar var. O zamanlar şimdikinin aksine, giriş paralıydı. Yine de herkesin yararlanabileceği fiyattaydı. Yeni plajı da gördüm. Çok dolu olmasından insanların böyle bir yere ihtiyacı olduğunu anlıyoruz.
Sunay Akın
Benim Caddebostan Plajı'yla tanışmam 1975 yılına denk geliyor. Bülent Ersoy'un orada denize girdiğini hatırlıyorum. Göztepe'den 15 dakikada plaja yürürdük. Kadın ve erkekler plaj kıyafetleriyle gidip gelirlerdi. Caddebostan'da yüzüp, plajın karşısındaki Kervan Çay Bahçesi'nde çayımızı içip, yazlık Budak Sineması'nda film izlerdik. 70'lerin sonunda plaja gitmemeye başladık. Çünkü deniz kirlenmişti.
Seyfi Dursunoğlu (Huysuz Virjin)
1965 yıllarında Zeki Müren'le birlikte Caddebostan Plajı'nda otururduk. Beylerbeyi'nde oturduğum için Moda Plajı'na daha fazla giderdim. Ayrıca Caddebostan Plajı daha büyük olduğundan kalabalıktı. O zamanlar plajlar daha kaliteliydi. Çünkü denize girmenin de bir adabı vardı. Örneğin denizde değil, denize girmeden önce yıkanmak gerekir.
Kaynak: Ece KOÇAL
Editör: TE Bilişim