Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği  (GİSBİR) & Mare Forum işbirliği ile  “MARE FORUM ISTANBUL 2019 - The Turkish Maritime Excellence  - Looking Ahead”  Konferansı'na 27. Dönem Meclis Başkanı Binali Yıldırım da katıldı.

Binali Yıldırım, Türk ve Dünya denizciliğinin son durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. 

Türk denizciliğinin katettiği ilerlemenin önemine vurgu yapan Yıldırım: “Üniversiteden arkadaşım IMO Genel Sekreteri bu toplantıya teşrif etti. Görüş ve düşüncelerini bizlerle paylaştı. Bu bile tek başına Türkiye’nin küresel denizcilik alanında öneminin ve nereden nereye geldiğini tek başına gösteriyor. Denizcilik küresel değişimlerle, gelişmelerle çok yakından ilgili bir sektör. 2008’den bu yana dünyanın sentezi kaymış vaziyette. Küresel ticaret bozulmuş, dünyanın büyümesi bir türlü gerçekleşmiyor. Dünya’da büyüme olmayınca bundan en çok denizcilik sektörü etkileniyor. Biz hangi tedbirleri alırsak alalım. Hangi mevzuatı hayata geçirirsek geçirelim işin sonunda ticaret, üretim olmazsa deniz taşımacılığı istediğimiz şekilde gelişmeyecek ve bundan denizcilik sektörü payını olumsuz şekilde alacaktır. " diye konuştu.

"Dünya denizciliğinin karşı karşıya bulunduğu iki büyük problem var"

Denizciliğin istikrara ihtiyacı olduğunu belirten Binali Yıldırım: "Denizcilik sektörünün beklediği şey istikrardır. İstikrar uzun vadede, orta vadede yatırım planlarını yapmak için olmazsa olmaz bir durumdur. Dünya denizciliğinin karşı karşıya bulunduğu iki büyük problem var. Birisi öngörülemezlik. İkincisi de gittikçe işletmelerin kuşatan çevre hassasiyetinin ve onun getirdiği bir takım maliyete yönelik kuralların hayata geçecek olması endişesidir. Deniz ticareti istenilen seviyelerde olsa, taşımacılık yapanlar yaptığı işten menün kalsalar çevre ile ilgili hassasiyetlerin tamamı, eksiksiz yerine getirmek isteyecektir."

"Denizler bize tarihten gelen mirastır"

Çevreye ihanet edecek en son sektör denizcilik sektörüdür. Denizler bizim tarihten gelen mirasımızdır. Bu bilinç yıldan yıla gelişmektedir. İşletmelerin ticari rekabet şartları ile çevre hassasiyetinin birbiri ile dengeli bir şekilde ele alınması ve küresel ticarette bir tasfiye hareketine meydan verilmemesi gerekiyor. Bazen gelişmekte olan ülkeler gelişmekte olan ülkeleri oyun dışına atmak için böyle bir oyuna başvuruyorlar. Eğer aşırı rekabetten dolayı navlun fiyatlarında bir düşüş yaşandığında zorlayıcı kurallarla bazı oyuncuları saf dışı bırakmak geçmişte yaşadığımız olumsuz durumlardandır. Küresel ticaretin istikrarlı bir şekilde sürmesi meselesini eş zamanlı olarak, dünya gerçeklerini göz önüne alarak irdelemek, incelemek zorundayız. IMO Genel Sekreteri Kitack Lim bu meselelerde tüm üye ülkeleri görüşlerini alıp, beklentilerini karşılamak gibi bir göreve sahip." ifadelerini kullandı.

"2002 yılından bu yana üç kattan fazla büyüme var"

Türkiye'nin son yıllarda denizcilik sektörüne yaptığı atılıma vurgu yapan Binali Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: "Taşımacılık ve lojistik sektörü son yıllarda Türkiye’de dış ticaretin artışı ile çok fazla gelişti. Yıllık ortalama büyüme yüzde 20. 2002 yılından beri üç kattan fazla bir büyüme görülüyor. Uluslararası denizcilik örgütünün çıkardığı konvansiyonlara uygun mevzuat düzenlemeleri ihmal etmedik. Son 17 yılda 20’den fazla IMO Sözleşmesi ve protokol imzalanarak yürürlüğe girmiştir. Bu süre içerisinde kanun hükmünde kararname, tüzük ve tebliğ olmak üzere 300’den fazla hukuki düzenleme yapılıp uygulamaya konmuştur. Sektörde 2003 yılında bu yana gerçekleşen gelişmelerin karşılaştırmalı durumuna bakarsak Türk Deniz Ticaret filosu istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmektedir.

Türk bayrağının 2008’den beri Paris MOU’da beyaz listede yer aldığını biliyoruz. 2003 yılından 1000 GT üzeri Türk sahipli Türk bayraklı gemi filosu toplamı 9 Milyon DWT’den 30 Milyon DWT’ye çıkmış bulunmaktadır. Yük elleçleme konusunda 183 adet liman tesislerimizde toplam elleçlenen yük miktarı iki kat artarak 460 Milyon tonu geçmiştir."

"Önümüzdeki 5 yıl içerisinde hayata geçirelecek tedbirler var"

Binali Yıldırım, Mare Forum'daki konuşmasının son bölümünde şu ifadeleri kullandı: "Geçtiğimiz 17 yılda gemi inşa sektöründe önemli gelişmeler yaşandı.78 adet tersanemizde bugün 4.5 milyon DWT’lik yeni inşa kapasitesine sahibiz. Yıllık 25 milyon DWT’lik bakım onarım kapasitesi ve 120 bin istihdam alanı oluşturmaktadır. Gemi inşa sektörümüze destek olmak amacıyla birçok teşvik tedbirlerini hayata geçirdik. Bunlardan sadece bir tanesi tersane kullanım yerlerinin 49 yıla çıkartılmasıdır. Deniz çevresi ile ilgili önümüzdeki 5 yıl içerisinde hayata geçirilecek tedbirler var. Bunların maliyeti hatırı sayılır derecede yüksek. Balast suyu arıtım cihazı takılması artık herkesçe kabul edilen bir husustur. Bunun yanında yakıt kirliliğini azaltacak tedbirler, scrubberların gemilere monte edilmesi denizcilik sektörünün gündemindedir. Bu konu etraflıca incelenmeli ve bir takvime bağlanmalıdır. Aksi halde küresel anlamda denizcilik sektörü tekrar bir dar boğaza girebilecektir. IMO, gemilerden kaynaklı sera gazının azaltılmasına ilişkin stratejiyi onaylamıştır. Buna göre sera gazı emisyonları 2050 yılına kadar yüzde 50 azaltılacaktır. Ülkemiz bu konuda neler yapılabileceği ele almalı ve planlarını gözden geçirmelidir.

Bağlama kapasitesinde hedef 50 bin

Yat inşası sektöründe Türkiye irili ufaklı 660 imalatçı ile dünyanın sayılı yat imalatçısı ülkeleri arasında yer almaktadır. Ülkemizde marina sayısı 60’ın üzerine çıkmış ve bağlama kapasitesi 30 binleri bulmuştur. Burada orta vadede hedefimiz 50 binleri bulmaktır.

"İstanbul, deniz turizminden hak ettiği payı alacaktır"

İstanbul’umuza deniz turizmine yönelik olarak iki tane kruvaziyer liman kazandırılacaktır. Toplam 10 kruvaziyer geminin sığabileceği limanlardan İstanbul, deniz turizminden hak ettiği payı alacaktır.

"İnsan kaynağı gittikçe daha da önemli hale gelmekte"

 IMO’nun güncel konularından biri de otonom gemiler. Sektör bu gemilerin inşası ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmelidir. Denizcilikte insan kaynağı gittikçe daha da önemli hale gelmektedir. Özellikle kadınların denizcilik sektörüne katılımını arttırmaya yönelik IMO’nun farklı platformlardaki gayretlerini yakından görüyoruz. Kadınlarımızın denizcilik sektörüne katılımı yıldan yıla artarak devam etmektedir.

"Denizcilik ile ilgili her seviyede eğitim konusunda yeterli bir altyapı var"

Türkiye denizci bir millettir. Biz beyaz listedeyiz. Aktif Türk denizci sayısı 130 bin. Bunların yüzde 30’u zabitlerden oluşuyor. Türkiye’nin önemli bir denizci ülke olduğu ortaya çıkmaktadır. 100’ün üzerinde denizcilik eğitimi veren kurumumuz var. Eğer 15 yıl geriye gidersek burada gelişme fevkalade baş döndürücü bir gelişmedir. Denizcilik ile ilgili her seviyede eğitim konusunda yeterli bir altyapı olduğunu söyleyebiliriz.

Binali Yıldırım, konuşmasının ardından IMO Genel Sekreteri Kitack Lim’e bir plaket takdim etti.

KAYNAK: TURKDENİZ.COM

Editör: TE Bilişim