İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Mart ayı aylık olağan toplantısında konuşan, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde yaptıkları icraatları anlatmaya vesile olduğu için DTO Başkan Adayı Kaptan Salih Zeki Çakır’a teşekkür ederek başladı.

 

Başkan Kalkavan, teşekkürün ardından Kaptan Çakır’ın basında yer alan sözlerine atıfta bulunarak sözlerine devam etti. Kalkavan, “Salih Kaptan’ın basında yer alan sözlerinde ‘tuzağa düştük’ diye bir ibare var. Bu nasıl tuzak ben anlamadım. Adalet anlayışında da bir terslik var. Biz de yönetimini sadece başkan yapmaz. 7 şubenin kendi yönetim kurulu, şubelerin yönetim kurulu üyeleri yönetir. Ben o açıdan hepinize tek tek teşekkür ederim. Burada başarı varsa hepimizindir. Başarısızlık da varsa hepimizindir. 2 kişi başkanlık için yarışıyor. Ekipler yarışıyor. Ekip bu işte çok önemlidir. Bizim ekipte merkez yönetim olarak, Kalkavan, Kaptanoğlu, Kıran, Mete, Ürkmez, Tunç, Kartal gibi aileler var. Şubelerimizin yönetimine baktığımız zaman bir dünya insanımız var. Ben şahsi olarak almıyorum, grup olarak alıyorum” şeklinde konuştu.

 

NACE kodları eleştirilerine yanıt verdi

 

NACE kodları konusunda yapılan eleştirilere yanıt veren Kalkavan, “NACE kodlarını gördünüz. 24 Kasım’da başlayan seçim sürecinden bu yana büyük bir itibarsızlaştırma var. Bizim itiraz ettiğimiz bu. En büyük olay, hani sahtekarlığa kadar giden, NACE kodlarıydı. Gördünüz, ben size biraz daha eklemek istiyorum. Salih Kaptan’ın 10 maddelik seçim sözü var. Bir madde diyor ki, ‘Doğru olduğundan emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız.’ İyide NACE kodlamasında neyi biliyordunuz, nasıl gündeme taşıdınız? Niye hilekar dediniz? Hala da demeye devam ediyorsunuz. Bu yeni söylemle şark kurnazlığı… o da yeni bir sıfatımız oldu. NACE kodlamasına çok itiraz edildi. Hatta başbakanımızın bir söyleminde, televizyonda yaptığı bir konuşmadan alınan bir paragrafı işaret ederek, ‘Bakın biz size sahtekar diyorduk, başbakan da aynısını söylüyor’ dendi” ifadesinde bulundu.

 

“Odamızdan 62 itiraz geldi”

 

NACE kodlarına itiraz edin dendi hatırlatmasını yapan Kalkavan, “2 gün öncesine kadar itiraz edenlerin sayısı 62’ydi. Bu itirazların 32’isini Yunus Can yapmış. NACE kodlaması öyle bir olay ki, madem hakikaten itirazınız vardı itiraz etseydiniz. Öyle bir prosedürden geçti ki, firmalara fotoğrafla ulaştı düzeltin diye defalarca uyarıldı firmalar. NACE kodlamasındaki en tehlikeli şeylerden biri, hiç alakanız olmaz, tehlikeli sınıfa girersiniz. Girdiğiniz zaman primleriniz yükselir. Dikkat edilmesi lazım. NACE kodlaması Avrupa Birliği Eurostat’tan alınarak yapılmış bir kodlamadır. Tüm dünyada aynı kodlama var. Yani bir yerden geçerken bakacaksınız internetten hangi firma varsa göreceksiniz. Bu kesinlikle ileriye dönük büyük bir devrimdir. Burada hatalı kim? Muhasebeciler mi? Bilgisiz patronlar mı? Bunu iyi araştırmak lazım”  ifadelerini kullandı.

 

“NACE kodlarına bir etkimiz yok”

 

Salih Zeki Çakır’ın bir röportajında yer alan ‘NACE kodlarında herkes dağıtılmış’ sözüne gönderme yaparak konuşan Başkan Kalkavan, “255 tane grup var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) sordum. Bu 255 grubu DTO belirlemiş göndermiş, odalar birliği de kabul etmiş. İyi de kim yapacaktı bu gruplamayı? Mesleği bilen, uzmanlığı olan DTO yapıp gönderecekti tabi ki. O grupların oluşmasına ben hiç karışmadım. Yıllardır karışmadım. Halim Mete uğraşır. Daha önceden de Cengiz Kaptanoğlu ilgilenirdi. O gruplar nasıl oluştu nasıl gitti hiç karışmadım. Bildiğiniz gibi dikey ve yatay birleşmeler olan gruplar belirlenip gönderildi.  Böyle gelinip bir noktada herkesin bir yerlere konduğu durumda, muhasebeciler yazıyor. Bu kodlamalar yanlışta olabilir. Size düzeltme hakkı da veriyor. NACE kodlamaları canlı yaşayan bir sistemdir zaten. Bir firma farklı iş kollarında yer alıyorsa, o yıl hangi iş kolunda fazla ciro yapmışsa firmanın NACE kodu ona göre belirlenecek. Bir firma bu sen buradaysa gelecek sene de aynı yerde olacak diye bir zorunluluk yok.  NACE kodlarında esas hadise, bazı odalarda, yaklaşık 9 oda,  grup birleştirmeleri yapıldı. Bu birleştirmelere itirazlar oldu. Seçimin uzamasındaki ana sebeplerden biri de budur.  Odalardan gelen itirazlardan sonra oradaki olayı çok net söylüyorum. Bunu anlatıyoruz. Bu böyledir diyoruz. Kendi adıma da, odam adına da üzülüyorum. Çünkü bizim hiçbir müdahalemiz olmadı” şeklinde konuştu.

 

“Konuştukça batıyorsunuz”

 

Kalkavan, “Bir başka suçlama ise, her yerde 10-12 gruba ayırırlar, kendi grupları 1,2 olmuş. Ben de merak ettim baktım. Kendi firmamda 3 grup var. Halim Mete’de 4, Salih Bey’de 5 grup var. Böyle şeylerle bu olayı, öğrenmek için soracaksanız önce bize sorun. Bize sormadan hareket etmeyin. Çıkıp orda burada, basında bunları söylemeyin. PR falan tutmayın boşuna. Yazık. Siz konuştukça batıyorsunuz. Boşuna para veriyorsunuz. Bana çok malzeme veriyorsunuz. Hiç konuşmayın. Sahaya inin. Gidin insanlarla konuşun. Gidin onları ikna edin. Bu 10 maddelik seçim sözünü kim söylemiştir, kim yaptırmıştır? Yazık günah” ifadesinde bulundu.

 

“Senin kullanma şansın yok zaten”

 

“DTO’ya ait hiçbir maddi imkanı ve insan kaynağını seçim için kullanmayacağım’ demiş Salih Kaptan” diyen Metin Kalkavan, “Senin kullanma şansın yok ki zaten. Niye koyuyorsun buraya. Altında diyor ki, ‘Biz yapamayacağımız hiçbir şeyin sözünü vermiyoruz’. Bunların bir kısmına zamanı geldikçe cevap vereceğim. ‘Aykırı görüşlere kaba ve yüksek sesle karşılık vermeyeceğiz.’ Şimdi Allah aşkına söyleyin, geçen mecliste benim desibelim kaçtı Salih Bey’in desibeli kaçtı? Adalet tarafı var bide. Orada tuzağa düşürüldük diyor. Ben belden aşağı konuşsaydım gidileceğini hissettim, bir daha da cevap hakkı olmayacaktı. Onun için tuzağa düşürüldüm haksızlık oldu diyor. İyi de sen 2 ay konuşmuşsun. Başkan olan benim, suçlamayı yapan sensin. Ben sana cevap verdiysem, sen tekrar söz aldıysan, ben sana tekrar cevap verdiysem hangi haksızlıktan söz ediyorsun.  İkiye iki söz hakkı aldık. Bir aylık konuşmayı saymazsak, benim olmadığım yerlerde konuşup söz hakkı doğacak yerlerde ben olmayacağım, burada gelip cevap verdiğimde hop bu adaletsiz diyeceksin. Bak sana istediğin kadar konuşma hakkı. Ama buradaki maddeye sadık kalacaksın.

 

“Ben haddimi bilirim”

 

Kalkavan, “Kimseye had bildirmeyeceğiz’ demiş. Ben haddimi bilirim. Haddimi aştığımız zamanda, kim olursa olsun lütfen bildirsin. Ama benim aldığım terbiye itibariyle çizmeyi aştığı zaman herkes haddini bilecek. Ne konuştuğunu, ne söylediğini bilecek. Altı doluysa başımın üstünde yeri var. Ama altı boşsa konuşmayacak. Bunun peşini de bırakmayacağım.  Benim hakkımda söylediği sekiz tane sıfatın, adaletsiz, vizyonsuz… gibi, hepsinin hesabını tek tek soracağım. Ta ki altı dolana kadar örnekleriyle açıklanana kadar takipçisi olacağım. Diyecek ki, ben size adaletsiz diyorum şu şu sebeplerden dolayı. Ben size bunu söylüyorum şu sebeplerden ötürü diyecek.  Kimsenin aklını karıştırmayın. Bizim komitelerde oyun yapmaya ihtiyacımız yok. Kaydırmaya falan da ihtiyacımız yok. Seçmenler bakacaklar, burada liyakat ve ekip yarışı var. Keyifli bir yarış. Takım tutar gibi de taraf tutmayın. Beni tutmanızı da istemiyorum. Dinleyeceksiniz, önce aklınızla tartacaksınız, ondan sonrada karar vereceksiniz.

 

“Yeni sıfatlarımız oldu”

 

Konuşmasını sürdüren Kalkavan, “Burada 10’uncu maddede ’Aldatmayacağız, aldananlardan olmayacağız, kimsenin aldatmasına rıza göstermeyeceğiz’ diye bir ibare var. Vallahi ya dalga geçiyorsunuz ya da başka bir şey yapıyorsunuz. Bu sektörde olanlar neler olduğunu biliyor. Bunu buraya nasıl yazarsın. Ben size bu maddeye özel, ihalelerde ne olduğunu bittiğine dair cevap vereceğim. Yapmayın böyle şeyleri. ‘Mevcut DTO yönetimi hedef şaşırtıyor. Şark kurnazlığı yapıyor’ sözüne gelelim. Bu da yeni bir sıfat oldu benim için. ‘DTO başkanı ve yönetimi kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor, bizim seçim kazanmamızı engelleyemezler’ sözünde demek ki bildiğiniz bir şey var. Biz sadece aday olduğumuzu söylüyoruz. Oy alırsak da seçileceğimizi söylüyoruz. Biz ne olursa olsun seçimi kazanacağız diyerek üyelerimizin oylarına ipotek koymuyoruz.  ‘Yılardır keyfiyet içinde yönettikleri DTO’yu yine keyfiyet içinde kullanmaya devam ettikleri…’ Keyfiyetten neyi kastediyorsunuz? Bu hafta kendi şirketime 1 gün ancak gidebildim. 2 günüm dışarıda geçti.  Ne yapıyoruz keyfiyetle. Oyun mu oynuyoruz? DTO’nun kaynaklarını mı çarçur ediyoruz? Benim hiçbir yönetimimde bir tane muhalefet şerhiyle alınmış bir karar yoktur. Meclisimde de yoktur. Hepsi ortak alınmış karalardır 10 senedir bu böyledir. Sizin onayınıza sunuyoruz hepsini. Keyfiyetten kastınız nedir. Ne yapmışız, yemişiz, içmişiz dağıtmışız…. Ne yapmışız? İnsan bunu bir ekibe nasıl söylüyor? Devam ediyor ‘Kaptanoğlu suflörlük yapıyor.’ Cengiz Ağabey o gün seni kurtardı. Zaman tanıdı. Kroki yemiş boksör gibiydin. Araya girmeseydi paramparça olacaktın. Sana kalkan görevi gördü. Benim Cengiz Ağabey’in suflörlüğüne ihtiyacım yok. Bunu sanki olan bir gerçekmiş gibi söylüyorsun. Suflörlük yapmış kendisini ifşa etmiş. Ne söylemiş? Geçmişte olan gerçek olan bir şey söylemiş” açıklamasında bulundu.

 

“Bu seçimden çok keyif alıyorum”

 

Kalkavan, “Bizim aday olmamızla beraber bunların kimyaları bozuldu, huzurları kaçtı’ diyor Salih Kaptan.  Samimi söylüyorum ben çok keyif alıyorum bu yarıştan. Beni tanıyanlar bilir. İnanın çok keyif alıyorum. Kum torbası gibi bir insana bu kadar vurulur mu? Ama bazen acıyor. Ama çok keyifli. Benimle eşit bir şekilde yarışmak büyük cesaret ister. Tebrik ederim. Geleceksin, hiç itibarsızlaştırma yapmadan bildiğini ortaya koyacaksın. Cevabını alacaksın. İkna olmadıysan eleştirini yapacaksın. Allaha şükür kimyamız bozulmadı ama sahada çalışma imkanı bulduk” şeklinde konuştu.

 

“DTO seçim için yeterli”

 

Konuşmasına devam eden Kalkavan, “DTO’nun fiziki imkanları yetersiz’ demiş Kaptan Salih. Bir de buraya takılmış. Matematik hocanızda mı kabahat var, yoksa sizde mi var anlamadım. Burada oy kullanacak insan sayısı bin kişiyi geçmeyecek.  1000 kişiyi 50 sandığa böldüğümüzde 20 kişi eder.  Bunu 8 saate böldüğümüzde yarım saatte 2 buçuk 3 kişi eder. Burada ortalama 1 kişinin 5 buçuk 6 firması var.  Yıllardır burada yapılmış seçimler ve komite sayının azaldığı bir ortamda ‘İnatla ve insafsızlıkla üyelerin isteklerine karşı çıkıyorlar’ demiş.  Normalde katılımda yüzde 75 civarındadır. İnatla bunu kaşımanın ne gayesi var? Söylenecek şey bulamamış. ‘Odada seçim yapılmaz’ diyor.  Ben sana tasarruf ediyorum. Odada seçim yaptırıyorum ama seni düelloya çağırıyorum gelmiyorsun. Ben polemiğe girmem diyorsun. Gel bir otelde büyük bir salon tutalım istediğini söyle. Ben şovu sevmem diyorsun. Projelerini açıklayacaksın. Sektörün menfaatine olacak bir iş bu ama hayır diyorsun. ‘Niyetlerini bozmuşlar. Bize de inanmıyorlar. Bir ‘katakulli’ yapacaklar, 1-0 galip başlamak istiyorlar’ düşüncesi var. Sandıkta nasıl öyle başlarız bilmiyorum” ifadesinde bulundu.

 

“Hiçbir basın mensubunu kullanmadım”

 

Hayatımda da hiçbir basın mensubunu tetikçi olarak kullanmadım diyen Kalkavan,  “Bugün tetikçi diye adlandırılan ‘bir’ basın mensubu en fazla benim aleyhimde yazı yazmıştır. Kimseye vaadimiz yok bizim. Herkes gönülden inandığı doğruları söyleyecek herkeste doğruları bilecek.  Madem şeffaflık diyorsun ona uyacaksın.  O maddede ona göre herkese şeffaf olacaksın. Ben hiçbir basın mensubuna hiçbir zaman ne terbiyesizlik yaparım, ne de niye yazdın derim.  Basın şuanda bölünmüş vaziyette. Gördüklerinizi, duyduklarınızı yazın. Burada aslanlar gibi yazanlar var. Bu yarışa siz karışmayın, müdahil olmayın” dedi.

 

Söz konusu projelere ayrı bir oturumda cevap vereceğim diyen Metin Kalkavan,  “Ama bir tanesine takılmış vaziyetteyim. Bu koster konusunda neler yapmışız Koster Derneği’nde, 56 tane teşvik belgesi almışız, neler yapmışız neler uygulanmış… Rahmetli Yücel Odabaşı ne kadar emek koymuş bu projeye. Hakikaten yazık günahtır. Bu projede verilen emek sarf edilen mesai yadırganamaz. Bir milli bütçeye 200 milyon koydurtmak, inandırmak kolay mı? Bütçeye kadar girmiş. Koster projesinde ne kadar çaba harcadığımızı, bu projenin nereden döndüğünü Koster Filosu Yatırımcıları Derneği Başkanı’na sorun anlatsın” ifadesini kullandı.

 

“Koster projesi teşviksiz olmaz”

 

Kalkavan, Salih Zeki Çakır’ın,  bu projeyi niye oda yapmıyor açıklamasına karşılık, “Bir sürü şirkete ortak oldu, kurdu bunu niye yapmıyor? İyide bir şeyi de siz yapın. Nesi yapılacak, armatör tarafından mı bakıyorsunuz, gemi inşa tarafından mı bakıyorsunuz? Çok ciddi tartışılması lazım. Burada Oral Bey yok ama Yıldırım Bey burada. Ne kadar emek verdiğimizi biliyor. Sistem oturmadı. Bir taraf yüzde 60’ını verelim diyor finansmanın, yüzde 20-30 mal kullanmak şartıyla. Bir tarafta uzun vade tartışılıyor. Bir tarafta faiz oranı tartışılırken… gerisi nerede yüzde 15-20? Gerisi Türk bankasından nasıl sağlanacak? Sende eksiklik var. Devlet teşvikle buraya girmediği sürece bu proje olamaz. İster 14’ü 20 seneye çıkar. İstediğin kadar yap. Bugünkü zamanda ayrıştığımız nokta bu. Devlet zaten proje olarak almış onu üstüne. Sayın müsteşarım götürüyor görüşmeleri. Önce o ayak çözülmeden  nerden talep toplayacaksınız? Hadi koster AŞ’yi kurduk. Biz de girdik. Ne yapacağız? Talep yok. Yaptıracak olan kişi yok. Burada bir tane el kalkmaz. Bu piyasada 5 bin tonluk bir gemiyi 8 milyon dolara yaptıracak bir tane kişi bulamazsınız” şeklinde konuştu.

 

Salih Kaptan’ın başka projeleri de var diyen Kalkavan, “Projeler geliyor. İçlerinde güzel olanları da var. Tebrik ederiz. Katkı sunacaklar var. Ama projeleri bekliyoruz. Henüz daha yeni bir kısmı geldi. Bir tanesi var ki, odanın amaçlarına baktım. Biraz farklı geldi. Kulağa hoş geliyor. Alo 444 hattı. Mavi hat gibi. Bu odayı sorumluluk altına sokmamak için bizim durduğumuz bir konuydu. Kasıtlı olarak durduran da benim. Biz pazarlamacı değiliz. Biz bir ürün satmıyoruz. Biz burada verdiğimiz bilgilerle sorumluluk altına girmek istemiyoruz.  O yüzden kapattık. İlk başkanlık dönemimdi. Koridorda birisi karşıma çıktı. Gemim rehin kaldı. Niye bana yardım etmiyorsunuz dedi?  Dur dedim. Odanın öyle bir görevi yok.  Burada danışmanlar var. Hukukçular var. Alt birimlerimiz var. Biz yönlendirme yaparız. Bu işin doğası budur. Bunun sorumluluk tarafını düşünmeden bu hattı açarsanız sorumluluk altına girersiniz”

 

Başkan Kalkavan, “Seçim şimdiden hayırlı olsun. Mayıs’ın ilk yarısında seçimi yapmış olacağız. Konuşmalar geçmişe göre azaldı. Ona da teşekkür ediyorum. Ama burada kendisi de söylüyor, ben başkana söylemiyorum, yönetime söylüyorum diye. Ama yönetimdeki olanlara baktığımızda bu sıfatların hiçbirini hak etmiyorlar. Bir tanesinin hiçbir konudan haberi yok. Bir tanesini ispatlayın. Herkesten seçime gelmesini rica ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Editör: TE Bilişim