Bakan Yıldırım EMPA Genel Kurulu'nu Açtı

Antalya Concorde Otel'de düzenlenen Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin 43. Genel Kurulunun açılış konuşmasını yapan Yıldırım, ayakta alkışlandı.

Merkezi Belçika'da bulunan Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği'nin 43. Genel Kurulu; Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği'nin ev sahipliğinde Antalya'da başladı.

Lara bölgesinde yer alan Concorde Otel'de yapılan toplantının açılış konuşmasını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yaptı.

Açılışa; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yanı sıra; Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu; Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Özkan Poyraz, Gemi İnşa ve Tersaneler Genel Müdürü Yaşar Duran Aytaş,  Bakanlık Danışmanı ve TRASECA Genel Sekreteri Dr. Barış Tozar, Deniz Güvenliği Daire Başkanı Ömer Özcan, Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürü Cemalettin Şevli, İstanbul Liman Başkanı Mustafa Azman, Denizcilik Müsteşarlığı Antalya Bölge Müdürü Caner Arseven, Antalya Liman Başkanı Ramazan Kaplan, TDİ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali İhsan Aldoğan, TDİ Genel Müdürü Burhan Külünk, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakçı, TDİ İstanbul Liman İşletmesi Müdürü Mehmet Ali Yığcı, Müdür Yardımcısı Nihat Bozkurt, Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği Başkan Yardımcısı Cahit İstikbal katıldılar.

26 Avrupa ülkesinden kılavuz kaptanların katıldığı toplantının açılışında ilk konuşmayı Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Kaptan Şükrü Arık yaptı.

Şükrü Arık: Çarmıh Kazaları Kılavuz Kaptanın Kaderi Olmamalı

Konuklara hoşgeldiniz konuşması yapan Kaptan Şükrü Arık; “43. Empa Genel Kuruluna ev sahipliği yapmaktan Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak gurur duyuyor ve katılımınız için teşekkür ediyoruz.” dedi.

Yakın zamanda bir kılavuz kaptanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan çarnıh kazasına değinen Kaptan Şükrü Arık; “10 Nisan günü sabaha karşı sinsi düşmanımız pilot çarmıhı bir arkadaşımızın daha ölümüne neden oldu. Meslektaşımız kaptan Fahrettin Aksu meslek şehidi oldu. Pilot çarmıhlarının kılavuz kaptanların kaderi olmaması gerektiğine inanıyoruz. 2 yıl içinde Türk boğazlarında maalesef 2. ölümle sonuçlanan bu kazanın dışında yaralanmayla sonuçlanan 3 ayrı çarmıh kazası daha yaşadık. Bu konuda daha fazla çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Bugüne kadar kaybettiğimiz meslek şehitlerimiz için Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak her yıl aralık ayının 3. haftasını meslek şehitlerini anma ve kılavuzluk haftası olarak çeşitli etkinliklerle değerlendirme kararı aldık. Bu girişimimizi kabul ederseniz uluslar arası bir etkinliğe dönüştürülmesini öneriyoruz.” dedi.

Emniyetli limanların önkoşullarından olan kılavuz kaptanların ülkemizde ve dünyada doğal çevreninde korunmasında önemli bir görev yüklendiklerini ifade eden Arık, şöyle devam etti:

Bu temiz denizleri bizden sonraki kuşaklara olduğu gibi bırakmak için verilecek en önemli çalışmalardan biri de kılavuzluk hizmetleridir. Kılavuz kaptanlar kendi hizmet bölgeleri için yerel bilgilerle uzmanlaşmış kişilerdir. Yerel uzmanlıklarına rağmen bir o kadar da evrensel ihtiyaçlar çerçevesinde toplanabildiklerini her durumda ispatlamışlardır. Empa da bu kapsamda verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Empa çatısı altında toplanan Avrupa kılavuz kaptanları Avrupa denizlerinin korunması ve ehliyetli gemi operasyonlarının  tüm Avrupa limanlarında gerçekleştirilmesi için üstün bir gayretle çalışmaktadırlar. Kılavuz kaptanların mesleki zorlukları güç ve tehlikeli koşullarda çalışmaları kamu yararına çok önemli bir hizmet yürütmeleri göz önüne alındığında ülkelerin denizcilik idarelerinin ve kılavuzluk teşkilatlarının kılavuz kaptanların çalışma koşullarına, özlük haklarına, meslek itibarlarına yönelik her türlü geliştirici katkıda bulunmaları bu hizmetin daha faydalı bir hale gelmesi için şüphesiz gereklidir. Bu genel kurulda başarılı çalışmalar yapılacağını umuyoruz. Genel kurul için geldiğiniz Antalya şehri dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biridir. Genel kurulun sonunda ülkelerinize dönerken yaptığımız faydalı çalışmalardan duyacağınız memnuniyetin yanında umarım hoş vakit geçirir ve hoş anılarla dönersiniz. 43. Genel kurulun tüm meslektaşlarım ve Avrupa denizciliği için hayırlı olmasını diler hepinizi saygıyla selamlarım.”

Kaptan Şükrü Arık'tan sonra Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Genel Kurul'un açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye geldi.

Yıldırım: Türk meslektaşlarınızın sizleri burada toplamasından memnuniyet duydum

Genel Kurulun açılış konuşmasını yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; “Avrupa kılavuz kaptanlar birliğinin değerli üyeleri, ev sahipliği yaptığımız kılavuz kaptanlar birliğinin 43. Genel Kurulu için sizleri ülkemizin bu nadide turizm merkezinde görmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.” diyerek başladığı konuşmasında,  Genel Kurulu oluşturan kılavuz kaptanlara seslenerek; “Türk meslektaşlarınızın Avrupa limanlarının güvenliğinin teminatı olan siz değerli kılavuz kaptanları Antalyada bir araya getirmesinden dolayı T.C’nin Ulaştırma Bakanı olarak şahsım ve bakanlığım, çalışma arkadaşlarım adına duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.” dedi.Yıldırım; şöyle devam etti:

“Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği EMPA içinde ülkemizi temsil eden Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği  ile ilişkilerimizin geliştirilmesi bakımından bu toplantı büyük önem arz ediyor.
Bildiğiniz gibi Türkiye, Avrupa birliğine tam üyelik müzakerelerini sürdüren bir ülkedir. Dolayısıyla her alanda olduğu gibi denizcilik alanında da Türkiye'nin Avrupa birliğiyle aynı müktesebata sahip olması için bu konuda bakanlığımız denizcilik müsteşarlığı, kıyı emniyeti genel müdürlüğü, denizcilik işletmesi genel müdürlüğü gibi kuruluşlarımız gerekli çalışmaları program içerisinde sürdürmektedir.”

Türkiye'nin  Avrupa ile Asya arasında Kuzey denizleriyle Güney denizleri ve okyanusları birleştiren geçiş noktasında önemli su yollarının yeraldığı bir ülke olduğuna değinen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; kılavuz kaptanlık mesleği açısından Türkiyedeki su yollarının önemle üzerinde durulması gerektiğini belirtti. Yıldırım; şunları söyledi:

“Düşünün ki 17 mil uzunluğunda İstanbul, 37 mil uzunluğunda Çanakkale boğazlarıyla Marmara denizinden oluşan Türk Boğazları coğrafi ve fiziki konumu sebebiyle en zor su yollarından bir tanesidir. Sadece İstanbul boğazı üzerinde 8’in üzerinde keskin dönüşler olduğunu düşünürsek burada seyrin ne kadar sıkıntılı ne kadar zor olduğunu zannederim anlamak zor olmayacaktır.

İstanbul boğazı,  Karadeniz, Ege, Akdeniz ve oradan da okyanuslara inen önemli uluslar arası su yollarından bir tanesidir. Bu kadar önemli olmakla birlikte seyir açısından bir o kadar da zor ve ayrıca 8500 yıllık tarihi olan dünyanın en büyük kültür ve tarih hazinelerinden biri olan İstanbul’un tam ortasından geçen bir su yolu olması dolayısıyla bu su yoluyla bu boğazdan seyir daha da önem arzetmektedir. Yılda yaklaşık olarak 55.000 gemi İstanbul boğazından geçiş yapmaktadır. Bu gemilerin %20’sinin yani 10.000 adedinin tanker olduğunu düşünürsek ve bu tankerlerinde yaklaşık  150 milyon petrol, patlayıcı madde taşıdığını düşünürsek karşıkarşıya bulunduğumuz tehlikenin önemi daha da anlaşılacaktır.

Boğazları genişletemeyiz, Petrol Yükü had safhada

Bakan Binali Yıldırım; Türk boğazlarının fiziki büyüklüklerinin kapasitesini genişletme imkanı bulunmadığını söyleyerek, artan ham petrol taşımacılığının bu anlamda Türk Boğazlarının kapasitesini zorlayan sınırlara ulaşmış olduğunu belirtti.

Burada yapılması gerekenin daha fazla risk almadan  alternatif taşıma yollarını geliştirmek olduğuna değinen Yıldırım; “Bu anlamda ülkemizin başlattığı Karadenizden Akdenize inen Samsun-Ceyhan boru hattı bakü- Tiflis- Ceyhan boru hattı ve Karadeniz- Burgaz- Saroz petrol boru hattı bu artan ham petrol trafiğini rahatlatacak çözümler arasında sayılabilir.” dedi.

“Boğazlardaki seyir can, mal ve çevre emniyetinin arttırılmasına yönelik tüm önlemlerin alınması hiç ama hiç taviz vermeyeceğimiz önemli işlerimizden bir tanesidir.” diyen Bakan Binali Yıldırım; şöyle devam etti:

“Çünkü dünya mirası Avrupa başkenti seçilen İstanbul’u 14 milyon İstanbulluyu tehlikeye atacak hiçbir ticaret bizim için önemli değildir. Önemli olan istanbul’un çevresinin istanbulun tarihi ve kültürel değerlerinin muhafaza edilmesidir.

Bu vesileyle bir başka gerçeği misafirlerimizle paylaşmak istiyorum. Türk boğazlarından geçen gemilerin ortalama yaşlarına baktığımızda 24.5 olduğunu görüyoruz. Bu da tehlikenin diğer bir yönüdür. Hepimizin bildiği bir gerçek dünya ticaret filosu gittikçe yaşlanmaktadır. Yaşlanan filo deniz ticaretindeki rekabet gücünü olumsuz yönde etkilediği gibi seyir emniyetini ve çevre ile ilgili riskleride beraberinde getirmektedir. Bu yaşlı filoya birde İstanbul boğazında ortalama her 2 günde 1 makine yada dümen arızasını da eklediğimizde karşı karşıya olduğumuz tehlikenin boyutunu tahmin etmek hiçte zor olmayacaktır. Bu konuda kıyı devleti olarak Türkiye önemli kararları almış ve ugulamaya koymuştur. Bunlardan birtanesi dünya taşımacılığının aksamaması boğazlardan serbest geçişlerin herhangi bir halel görmemesi ve yoğun deniz trafiğinden kaynaklanan problemlerin en az düzeye indirilmesi amacıyla modern gemi trafik sistem hizmetlerini en önce boğazlara tesis ettik ve bu sistem 2003 yılından beri faaliyettedir.”

 Türk Boğazları gemi trafik hizmetlerinin kurulmasıyla beraber  geçtiğimiz 5 yılda  kazanılan tecrübenin dışında diğer seyir güvenliği açısından önemli olan bölgelerede aynı sistemi yapmaya karar verdiklerini söyleyen Ulaştırma Bakanı Yıldırım; bunların sırasıyla İzmit körfezi, İzmir körfezi, Nemrut, Mersin ve İskenderun körfezleri olduğunu söyledi.

Bu yıl itibariyle bu bölgelerde de VTS sistemlerinin kurumuna başlandığını ifade eden Yıldırım; şöyle devam etti:

“ Seyir güenliğini arttırıcı bir başka önemli çalışmada Türk kıyılarında 8400km’lik Karadenizden Akdenize kadar toplam kıyılarımız boyunca otomatik tanımlama sistemini devreye soktuk. Bu otomatik tanımlama  sistemiyle adeta her yıl 1000’nin üzerinde 1100 civarında kıyılarımızda Akdenizde Egede karadeniz’de seyreden bütün gemileri eşzamanlı olarak Ankara’da ki merkezimizden izleyebilmekteyiz. Böylece olası bir kaza veya kurtarma hizmetlerinde gerekli bilgiler anında bu merkeze iletilmekte bu merkez gerekli müdahaleyi yaparak istenmeyen olayların önüne geçebilmektedir. Hepimizin bildiği bir gerçek var teknolojimiz ne kadar gelişmiş olursa olsun, aldığımız tedbirler ne kadar gelişmiş olursa olsun kazalar hala olmaya devam edecek. Ama kazaların olma nedenini de bugün yapılan istatistiklere göre insan unsurundan kaynaklandığını yine biliyoruz. Dolayısıyla insan unsurunun ihmali, hatayı ortadan kaldıracak bir alet keşfedilmediğine göre, bütün tedbirleri almakla beraber insana olan yatırımı ayrıca ele almamız gerekir. Dolayısıyla pilotlarımızın eğitimlerini, nitelikleri ve standartlarıyla ilgili konular bu noktada çok daha ön plana çıkıyor.

Burada sahil devletlerinin yanında bayrak ve liman devletlerine de önemli görevler düştüğünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Esas olarak dünyada herhangi bir yerdeki su yolundaki  kaza riskini sıfıra indirecek herhangi bir sistem az önce ifade ettiğim gibi bugüne kadar geliştirilememiştir. Bu yüzden de ülkelerin birbirleriyle dayanışmaları birbirlerinin uyguladıkları standartları, eğitimleri, kuralları bir şekilde aynı düzeye getirmeleri bu noktada çok önemli oluyor. Zira hepimizin bildiği bir gerçek zincirin emniyeti en zayıf halka kadardır. Dolayısıyla bir ülkenin tedbirlerini çok fazla arttırması tek başına bir anlam ifade etmez. O halde ne yapmak lazım…? Bütün ülkeleri aynı standarda getirebilmemiz lazım. İşte o zaman toplam emniyetten toplam çevre güvenliğinden sözetmemiz mümkün hale gelir.”

“Kılavuz kaptan almaktan kaçınmak küçük hesap”

Seyir esnasında bazı ticari endişelerle zaman zaman armatörlerin kılavuz kaptan almaktan kaçındıklarını belirten Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım; “ama bu küçük hesapların daha sonra çok büyük bedeller olarak kendilerine, ülkelerine döndüğünüde yine yaşadığımız tecrübelerle görmekteyiz.” dedi. Yıldırım; şöyle devam etti:

“O bakımdan Montrö antlaşmasına göre, boğazlarımızda kılavuz kaptan almanın ihtiyari isteğe bağlı olmakla beraber 1936 şartlarının artık mevcut olmadığı o günki takaların seyrettiği boğazlarda bugün 300m boyu aşan süper tankerlerinde seyrettiğini düşünürsek burada kılavuz kaptan almadan seyir yapmanın büyük bir risk olduğunu büyük bir felakete davetiye çıkarmak olduğunu siz bu konunun uzmanlarına hatırlatmanın gerekli bile olmadığını olmadığını düşünüyorum o bakımdan IMO’nun A827-19 no’lu kararında İstanbul/ Çanakkale boğazlarında kılavuz kaptan almak adeta zorunluluk seviyesinde şiddetle tavsiye edilmektedir. İşte bu tavsiye kararından sonra aldığımız tedbirlerle beraber boğazlarda kılavuz kaptan kullanmak  veya kılavuz kaptan davet etme oranları süratle artmaya başlamış ama ne yazıkki bugün hala %40’lar seviyesindedir. Kazanacağınız 3-5bin doların büyük bir çevre felaketine büyük bir insanlık dramına dönüşmemesi için bu konuda siz değerli kılavuz kaptanlara ve bayrak devleti ülkelerine, liman devleti ülkelerine şüphesiz Türkiye olarak da kıyı devleti olarak bizlere önemli görevler düşmektedir. İşte bu uluslar arası platformlar bu gibi konuların üzerine basa basa durulacağı ve gerek çevre güvenliği gerek can emniyeti gerekse meslektaşlarımızın kendi güvenliği açısından önemle üzerinde çalışacağınız konular arasında yer alacaktır.

“İyi, Mükemmelin Düşmanıdır”

"Daha güvenli bir seyir için şüphesiz iyi mükemmelin düşmanıdır"  diyen Bakan Yıldırım; sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her zaman tedbirler almaya devam edeceğiz. Tedbirlerinde bildiğimiz bir başka gerçek her zaman önemli kazalardan sonra alındığını görüyoruz. Keşke bütün bu tedbirleri, kuralları bir kaza yaşamadan önce alsak bu daha anlamlı olur. Ama insanoğlu bir olay yaşıyoruz  onun tedbirini alıyoruz sanki bir daha bir olay yaşamayacak gibi bir başka olaya kadar her şeyi olduğu gibi bırakıyoruz. Ümit ediyorum ki EMPA’nın bu 43. genel toplantısında daha güvenli bir seyir daha temiz bir deniz anlayışı çerçevesinde konular kapsamlı olarak ele alınsın ve bu konuda gerek uluslararsı denizcilik örgütüne gerekse ilgili devletlere öneriler sunulsun bu önerilerde kural olarak yürürlüğe girsin."

"Türkiye'de 45 adet kılavuzluk teşkilatı var"

Türkiye'de  100 yılı aşkın bir süreden beri kurumsal anlamda kılavuzluk hizmeti verildiğini söyleyen Ulaştırma Bakanı Yıldırım; "Şu anda 45 adet kılavuzluk teşkilatı ve bu teşkilat bünyesinde çalışan 400 civarında kılavuz kaptanımız mevcuttur" dedi. Yıldırım; şöyle devam etti:

"Denizcilik idaresi olarak bakanlığımız kılavuz kaptanların eğitimleri, yeterlilikleri ve belgelendirilmeleri ve çalışma usulüyle ilgili bir anlamda kılavuz kaptanların SBCW konvansiyonu diyebileceğimiz tür mevzuatını yenibaştan elden geçirdik. Böylece bu alandaki standardı önemli ölçüde geliştirdik. Kılavuz kaptan adayları üniversite mezunu en az  1 yıl deniz hizmeti olan uzak yol kaptanlığı deneyimine sahip olan insanlı model gemi veya simülatör destekli temel eğitimden sonra görev başı eğitimine başlarlar. Görev başı eğitimini başarıyla tamamlayan adaylar sınava alınır ve sınavda başarılı olanlarda kılavuz kaptan yeterliliği almaya hak kazanır. İMPA ve EMPA’nın önerilerine paralel bahsi geçen ulusal mevzuatımıza göre, kılavuz kaptanlarımız kendi can güvenlikleriyle denizde can ve mal emniyeti, çevre emniyeti bakımından sakıncalı gördükleri gemilere de çıkmayı reddetme hakkına sahiptir. Ülkemizin denizcilik idaresi olarak bu güncellediğimiz mevzuatla birlikte kaptanlar, kılavuz kaptanlar, gemi kaptanlarına verdikleri hizmetin yanında dolaylı olarak limanlara, liman şehirlerine, deniz çevresine de hizmet vermeye devam etmektedir."

"Kılavuz kaptanlar gizli kahramandır"

Bakan Yıldırım; Kılavuzlukta çalışmanın gün ve 24 saat esasına göre, vardiya esasına göre yerine getirilmekte olduğuna değindikten sonra, binlerce gemiyi en zor su yollarından gece gündüz demeden geçiren kılavuz kaptanların ne yazık ki hiç arzu edilmeyen üzücü kazalarla toplumun gündemine geldiğini söyledi. Yıldırım; şöyle devam etti:

"Oysa ki kazaların önlenmesinde milyonlarca insanın huzur içerisinde gece uyumalarının en önemli teminatlarından biri kılavuz kaptanlardır. Bizler bunun önemini dünyanın en zor doğal dar su yolu olan Türk boğazlarında yaşanan kaza ve arızalarda çok daha net olarak görmekteyiz. Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki, gemide yaşanan bir makine veya dümen kilitlenmesinde köprü üzerinde hemen bir panik ve ilk birkaç dakikada gemi kaptanı neler olduğunu anlamaya çalışırken yoğun bir trafiğin içinde ortaya çıkan riskin farkına bile varmayabilir. Ancak böyle bir durumda bölgeyi ve mesleğini iyi bilen bir kılavuz kaptan, sahip olduğu tecrübe ve soğukkanlı davranışıyla içinde bulunduğu riskten en az zararla gemiyi kurtarmaya çalışacak bu yüzden de sonunda yine ucuz atlatılan bir kaza oldu derken hiç kimse bu gizli kahramandan bahsetmeyecektir. Dünyada yılda ortalama 2 kılavuz kaptanın hayatını kaybettiğini biliyoruz. Türk kılavuz kaptanlarından , değerli kaptanımız Fahrettin Aksu’yu 12 gün önce yine bir görev esnasında hayatını kaybetti. Şüphesiz bu tüm kılavuz kaptanlarımızı büyük bir üzüntüye boğan hadisedir. Bu ve buna benzer olayların daha az yaşanması için alınması gereken her türlü teknik tedbiri veya insan kaynaklı tedbiri almak idare olarak bizim boynumuzun borcudur. Ancak bu konuda gerekli yeni önerileri ortaya koymak bu işi bizatihi yapan tecrübeyi kullanan sizlerin ortaya koyacağı öneriler bizim idare olarak düşündüklerimizden daha fazla önem arzetmektedir. Çünkü benim inandığım bir şey var ‘her zaman,olaylara  icra eden, idare edenden  daha fazla hakimdir’. Şüphesiz icraattan elde edilen sonuçlar idari kararların oluşmasında en büyük etken, en büyük kaynak olmaktadır.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, sözlerini bitirirken tüm katılımcıları, turizm cenneti Antalya’da, görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek;  "2 gün boyunca devam edecek EMPA Genel Kurulu’nun sektörünüze meslektaşlarınıza tüm insanlığa hayırlı olmasını diliyorum. Ayrıca şüphesiz Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ailelerinizle birlikte geldiniz. Bu genel kurulu yaparken Antalya’nın güzelliklerinde ülkemizin güzelliklerinden istifade etmeyi ihmal etmeyin diyerek sizleri saygıyla selamlıyorum." şeklinde sözlerini tamamladı.

Genel Kurul Cuma akşamı sona erecek

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'dan sonra Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Genel Sekreteri Kaptan Ali Cömert, Kılavuz Kaptanların Eğitim ve Yeterlikleri konulu bir sunum yaptı.

Teknik çalışmalarla devam eden Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği 43. Genel Kurulu 24 Nisan Cuma akşamı verilecek Gala Yemeği ile sona erecek.

Genel Kurul'da bugün Kaptan Aykut Erol "Türkiye'de kılavuzluk teşkilatları" konulu bir sunum yapacak.

Cuma günü ise Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Birliği adına Başkan Yardımcısı Cahit İstikbal Genel Kurula hitaben bir konuşma yapacak.
   

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim