Artık 2003'teki liman yok

Çeşme Limanı’ndaki iptalin gerekçesi ne olursa olsun, çözülmesi güç bir durum var ortada. 2003’te 11 milyon 250 bin dolar bedelle Ulusoy Çeşme Liman İşletmesi A.Ş.’ye devredilen Çeşme Limanı’na bedelinden daha fazla yatırım yapılmış. 2003’te betonları, üst yapıları, iskelesi tahrip olmuş 27 bin metrekarelik bir alan teslim aldıklarına dikkat çeken Ulusoy Deniz Yolları İşletmeciliği AŞ Genel Müdürü Mesut Cesur, bugün 85 bin metrekarelik modern bir kompleks oluşturduklarını kaydetti.

İzmir 1. İdare Mahkemesi, Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) 'Hem ro - ro firması sahibi, hem liman sahibi olunamaz, bu durum rekabete aykırıdır' başvurusunu 2004’te reddetti. 2007’de ise, kabul ederek ihalenin iptaline karar verdi.

Davacının UND, davalının da, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) olduğunun altını çizen Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER) 2. Başkanı Erol Soylu, “Biz dolaylı muhatap olduğumuz ve sonucu bize yansıyacağı için davayı izliyoruz. ÖİB, davayı temyize götürecek, bunun sonucunda yine aleyhimize bir sonuç çıkarsa, dava kesinleşmiş olacak. Şu an Çeşme’de işler rutin pozisyonunda sürüyor” diye konuştu.

 

RODER Başkan Vekili Erol Soylu

 Limana 20 milyon dolar yatırıldı

Çeşme Limanı’nın yapılan ihalede 12 milyon 500 bin dolar bedelle Ulusoy Çeşme Liman İşletmesi A.Ş’ye devredildiğini anımsatan Erol Soylu, “Hepsi peşin verildiği için yüzde 10 indirimle, 11 milyon 250 bin dolara maloldu. Bugüne kadar limana yapılan masraf, 8 milyon dolar seviyesinde. Limanın genişlemesi için geri sahada yapılanları da koyduğunuzda rakam 20 milyon dolara çıkar” dedi. Çeşme Limanı için yapılan fiyatla ilgili spekülasyonların da gerçeği yansıtmadığını söyleyen Soylu, şöyle devam etti: “Limanın geliri, gideri bellidir. Limanın, ülkenin bir ekonomik kriz atlattığı dönemin sonrasında alınması da, verilen meblağın ne kadar değerli olduğunu ortaya koyan en önemli göstergedir. Biz, o günün şartlarıyla girdik ve bu ödemeyi yaptık. O gün başka, bugün ise başka bir dünya var. Çeşme Limanı’nın yıllık cirosu 3 milyon dolar. Bunun masrafı 1 milyon; 2 milyon da kar olduğunu varsayalım. 29 yıllığına veriyorsunuz rakamlar ortadadır. Liman için telaffuz edilen rakamların gerçekle ilişkisi yoktur.”

Geri alma uygulamasına rastlanmadı

Bugüne kadar yapılan özelleştirme iptallerinde geri alma gibi bir uygulama olmadığını ifade eden Erol Soylu, “Çünkü, söz konusu yeri alan, halini ve vasfını değiştirmiştir. Verdiğiniz hal ortada olmadığı için alacak durumda değilsiniz. Netice olarak uygulayıcı olan devlettir. Ne olacağını hep birlikte yaşayıp, göreceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Ulusoy Deniz Yolları İşletmeciliği AŞ Genel Müdürü Mesut Cesur

 Gerekçeli kararı almadık

İzmir 1. İdare Mahkemesi gerekçeli kararının henüz ellerine ulaşmadığını belirten Ulusoy Deniz Yolları İşletmeciliği AŞ Genel Müdürü Mesut Cesur da, “İptalin gerekçeli kararını görmeden bir şey söylemek erken. Özelleştirme İdaresi’nin de, aynı davada aynı mahkemenin 2004’te ve 2007’de iki farklı karar vermesini değerlendireceğini ve temyize gideceğini umuyoruz. Sonuçlarını daha sonra göreceğiz” dedi.

1991’de kurulmuş olan Çeşme Limanı’nı, 2003 yılında aldıklarında şimdiki halinden çok uzak bir görünümde olduğuna özellikle dikkat çeken Mesut Cesur, şu bilgileri ekledi: “Limanı aldığımızda, betonları, üst yapıları, iskelesi tahrip olmuştu. Özellikle, özelleştirme sürecindeki tüm yerlerde olduğu gibi, Çeşme’ye de gerekli bakım özen gösterilmemişti. Toplam 27 bin metrekarelik bir alan, bir işletme binası ve iskeleden ibaretti. Sadece, Çeşme-Brindisi arasında yapılan seferlerle; küçük ro-ro gemileri hizmet veriyordu.

Önce, 27 bin metrekarelik alanı 85 bin metrekareye çıkardık. 230 metrelik ikinci bir iskelenin izinlerini alıp, ihalesini yaptık. Mevcut iskeleyi 305 metreye çıkarmak üzere bir proje hazırlayarak, onaylarını tüm kuruluşlardan aldık. Önümüzdeki yıl ikinci iskelenin inşaatına başlıyoruz. Diğer yandan, Çeşme-Sakız arasına hizmet verecek bir feribot iskelesi yaptık. Kötü hava koşullarında yanaşma sorunu olmaması için 140 metre boyunda bir mendirek yapıldı. Yani Çeşme, bizim 2003’te teslim aldığımız liman değil. Fiili olarak neyi teslim edebiliriz. Liman alındıktan sonra, muhtelif kontrat ve ihalelere girildi. Gerek tarafımız, gerekse de, bizlerle kontrata giren tarafların hukuki haklarının da büyük sorunlar yaratacağını düşünüyorum. Fiziki olarak da o parçayı koparıp vermenin ne derece mümkün olduğu ortadadır.”

Alıntı: Lojiport

Editör: TE Bilişim