Armatörlere yeni yaptırımlar geliyor
 
Çevresel faktörler başta olmak üzere armatör ve gemi kaptanlarına yeni yaptırımlar geliyor: Balast değişim alanları, denizi kirleten gemilerin uydudan takibi, P&I ve çevre klozu zorunluluğu, Boğaz geçişlerinde Altın Frank sistemine dönüş…

TC Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, Boğaz güvenliğini sağlamak ve deniz kirliliğini önlemek adına yeni yaptırımları gündemine aldı. Türk limanlarına gelecek gemilere P&I zorunluluğu getiren idare, Boğaz geçişlerinde gemilere çevre klozu şartı getirmenin hukuki yollarını arıyor. Boğazları tankerlerden kurtarmak isteyen Hükümet ise Boğaz geçişlerinde geçiş ücretlerini Montrö’nün özüne dönerek ‘altın-frank’ üzerinden alma planları yapıyor.

Türk Boğazları’nda meydana gelen gemi kazaları ve oluşan kirliliklerin ardından muhatap bulunamaması İdareyi harekete geçirdi. Denizicilik Müşteşarlığı, Boğazları kullanan gemilerin P&I Klüp sigortalarında ‘çevre klozu’ zorunluluğu getirmenin yollarını arıyor.  Nedeni armatörlerin maliyeti düşürmek için bazı klozları teminat dışı bırakması veya P&I klüplerinin standardı düşük yüksek riskli gemilerde bazı klozları teminat dışı bırakması.

Geçiş ücretleri artacak

Boğazlardaki gemi trafiğini azaltmanın yollarını arayan Hükümet ise farklı uygulamaları gündemine aldı.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, boğaz geçişlerinde Türkiye’nin Montrö Anlaşması’ndan kaynaklanan ve ‘altın frank’ olarak adlandırılan geçiş ücreti hakkının kullanabileceğini vurguladı.

İk olarak DÜNYA-Perşembe Rotası’nın gündeme getirdiği ‘altın-frank’ kuru, boğaz geçiş ücretlerini ciddi oaranda artıran bir sistem. 1982 yılında bir kez uygulanmış ve boğaz geçiş ücretlerinin 8 kat artmasına neden olmuştu. Türk armatötler başta olmak üzere traderlardan gelen tepkiler üzerine sitem yeniden dolar üzerinden alınmaya başlanmıştı. Bugün ‘altın-frank’ sistemine geçilmesi halinde ücretlerin 10 katın üzerinde artacağı belirtiliyor.

Bakan Yıldız, boğazlardan geçiş ücretlerini ciddi oranda artıracak bu uygulamayı  temenni etmediklerini, ancak zorda kaldıkları takdirde bunu gündeme getirebileceklerini söylüyor.

Boğazlardan geçişte ücretlerin artırılmasının Türkiye’yi rahatlatacağına, ancak taşımacılık ve üretim yapan bazı firmaların maliyetlerini artıracağına dikkati çeken Yıldız, “Biz öyle bir optimum nokta bulmalıyız ki hem tarihi hem doğal güzellikleriyle İstanbul riske edilmemeli” dedi. Şu anda Boğazlar’dan yılda 150 milyon ton petrol geçtiğini ve 150 milyon dolar gelir elde edildiğini anlatan Yıldız, günde ortalama 18 büyük tanker geçişi olan boğazlarda kaza tehlikesi ile karşı karşıya kalmayı istemediklerini belirtti.

Balast değişim alanları oluşturuldu

Denizcilik Müsteşarlığı’nın üzerinde çalıştığı bir diğer proje ise gemilerin ballast sularına yönelik. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile Denizcilik Müsteşarlığı tarafından, uluslararası deniz trafiğinin ve taşınan balast suyunun riskini belirlemek ve bu riski azaltmak için alınacak önlemleri ortaya koymak amacıyla ”Balast Suyu ile Taşınan Zararlı Sucul Organizmaların Kontrolü ve Yönetimi Projesi” yapıldı.

Proje kapsamında, 2011 yılında yürürlüğe girmesi beklenen ”Gemi Balast Suları ve Sedimanların Kontrolü ve Yönetimi Uluslararası Sözleşmesi” ile Türkiye’nin yerine getireceği sorumluluklar belirlendi. Türkiye’nin de taraf olmasının planlandığı sözleşme yürürlüğe girdikten sonra, 2015′e kadar tüm gemilere balast arıtım cihazları takılarak gemilerin taşıdıkları suların içindeki tüm canlıları arıtması sağlanacak. Proje çerçevesinde, Türkiye denizleri haritalandırılarak, balast değişimi yapılabilecek alanlar rotalara göre analiz edildi. Buna göre, tüm gemiler balast sularını organizma bakımından daha fakir olan açık deniz alanlarında değiştirecekler. Böylelikle istilacı türlerin taşınması riski azaltılacak.

Denizcilik Müsteşarlığı tarafından BOTAŞ Liman Başkanlığında başlatılan pilot uygulamaya çerçevesinde, BOTAŞ limanına gelen tüm gemilere limana girmeden önce uygun bir alanda balast suyu değişimi yapma zorunluluğu getirildi. Geminin riskli olduğunun tespiti durumunda alınan balast suyu örneği analiz için TÜBİTAK’a gönderiliyor. Analiz sonucunda bir istilacı tür tespit edilirse aynı rotadan gelen tüm gemiler bir sonraki gelişlerinde balast değişimi yapmadan limanlara kabul edilmiyor.

Gemiler uydudan izlenecek

AB ile yakın işbirliği çerçevesinde Türkiye, Avrupa Çevre Güvenliği Ajansı’nın (EMSA) tüm AB üyesi ülkelere vermiş olduğu “Clean Sea Net” hizmetine dahil oldu. Bu hizmet kapsamında Türk karasularında kirliliğe neden olan gemiler uydu görüntüleri ile tespit ediliyor ve gross tonajına göre 5 bin ile 120 bin TL arasında ceza uygulanabiliyor. Ayrıca kirlilik yapan gemiler Liman Devleti Kontrolleri kapsamında da tutuluyor.

Denizcilik Müsteşarlığı’ndan alınan bilgilere gore, 6 aydır devam eden pilot uygulama sürecinde kirlilik yaptığı tespit edilen 8 gemide denetimler yapılarak cezai işlem uygulandı. 2011’de ise sistemin tam olarak uygulanacağı ve denetimlerin daha sıkı gerçekleştirileceği belirtildi.

Editör: TE Bilişim