Yaşamak için başka yol bırakmadılar

Onlar, Batı tarafından 'yeni küresel tehdit' olarak gösteriliyor... Birçok ülke donanmalarını onların derme çatma teknelerine karşı seferber etti... Tankerleri kaçırıp, yüklü fidyeler alıyorlar, sonra rehineleri serbest bırakıyorlar...

Donanma gemilerini 'yeni küresel tehdide' karşı seferber eden yönetimler ise çok daha acımasız olabiliyor... Amerikan dergisi WIRED'ın editörlerinden Scott Carney korsanlardan biriyle konuştu...

 - Korsanlığa başlamadan önce ne yapıyordunuz? Sizi korsanlığa iten şey ne oldu?

Dünyadaki bütün hükümetler bizim kıyılarımızın açıklarında. Peki bize ne kaldı? Dokuz yıl önce bu kentteki herkes balıkçılıktan düzenli ve yeterli bir gelir sağlıyordu. Şimdi ise elde avuçta hiçbir şey yok. Ekmeğimizi kazanabileceğimiz hiçbir yol kalmadı. Kendimizi savunmak zorundayız. Kıyılarımızın bekçileri olduk ve ülkemizi korumak için görev aldık. Bize korsan demeyin. Biz koruyucuyuz.

- Korsanlar istenecek fidyeye nasıl karar veriyor? Fiyat düşmek için pazarlık yapmalarını ne sağlıyor?

Bir gemiyi ele geçirdiğinizde, bu bir kazan-kazan durumudur. Her gün çok sayıda gemiye saldırıyoruz, ama sadece birkaçı karlı oluyor. Kimse, Hintli ya da Afrikalı mürettebatı olan bir üçüncü dünya ülkesine ait gemiyi kurtarmaya gelmiyor, o yüzden onları hemen bırakıyoruz. Ama eğer gemi bir Batı ülkesindense ya da petrol, silah gibi değerli bir yük taşıyorsa, o zaman piyango vurmuş demektir. Yüksek bir fiyat veriyoruz sonra anlaşana kadar pazarlığa devam ediyoruz.

- Kıyının çok açıklarında olan bir geminin bayrağını ve konumunu hasıl biliyorsunuz?

Genelde bir gemiye çıkana kadar yükünü, sahibini ya da nereden geldiğini bilmiyoruz. O yüzden taleplerimizi geminin taşıdığı yüke göre belirliyoruz. Değerli bir yük olduğunda medya ile temas kuruyoruz ve rehin durumunu ilan ederek şirketlere pazarlık için baskı yapıyoruz.

- Benim gördüğüm ilk belirlenen rakam alınan fidyenin yaklaşık 10 katı oluyor.

İlk talep ettiğimiz fidyeyi alamayacağımızı biliyoruz, ama bir başlangıç noktası olarak kullanıyoruz ve nihai hedefe kadar pazarlık ediyoruz. Evet ama söylediğiniz aşağı yukarı doğru.

- Gemi ele geçirmenin uzunluğu korsanların kabul edeceği fidyeyi değiştiriyor mu?

Evet. Silahlı adamlar kadar karadaki işçiler, muhasebeciler, aşçılar ve gat (uyarıcı bir özelliği olan bitki) tedarikçileri de masraflı. Uzun pazarlıklar boyunca adamlar yoruluyor ve haftada üç kez dönüşüm yapılması gerekiyor. Buna ek olarak donanmalar bize saldırıyor ve bu yüzden daha düşük fidyeye ikna olabiliyoruz.

- Hangi koşullarda rehin aldığınız kişileri öldürürsünüz?

Rehineler - bilhassa Batılı olanlar - bizim tek gelir kaynağımız, o yüzden onları öldürmemek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Sadece gemi sahipleri ya da acentalarıyla temas kurmayı reddetiklerinde ya da bize saldırdıklarında kendimizi koruyabilmek için ölüm olayları olabiliyor.

- Bir gemi saldırısını başarılı kılan temel faktörler nelerdir?

Başarımızın temelindeki şey, bizim ölmeye hazır olmamız ve donanma gemilerinde bulunanların buna hazır olmaması. Bunun ötesinde belli bir mesafeden hedeflerimizi seçmemizi sağlayan özel ekipmanlar kullanıyoruz. Her zaman ana seyir hattına yakın olmak ve telsizlerimizle diğerleriyle temas halinde olmak zorundayız.

- Bir gemiyi ele geçirmenin en kolay yolu nedir?

Önce bir kişi gemiye çıkmalı, ardından diğer adamların da çıkması için öteki taraftan merdiven ya da ip sarkıtmalı. Karşı koyan olmazsa, bu en iyi yol.

- Bir korsan eylem kaça patlıyor?

12 adamla gerçekleştirilecek bir görev, 30 bin dolardan biraz fazlaya patlar. Ama başarılı bir yatırımcı şansı yakalamak için en az üç ya da dört eylem için para yatırmalı.

-Korsanlar nasıl organize oluyor? (Korsan liderleri, finansörler ve uzmanlar var mı?)

Finansörler, büyük operasyonları planladıkları ve organize ettikleri ve maliyetleri karşıladıkları için en önemli unsur. Finansörler her zaman tüccarlarla, tercümanlarla, işadamlarıyla operasyonlar sırasında ve lojistiğin idaresinde gerekli tedariğin akışını sağlamak üzere anlaşmak zorunda. Her rehin olayında uzun bir tedarik zinciri söz konusu oluyor.

- Korsanlar, rehineleri bıraktığında donanma gemileri tarafından vurulmayacaklarından ya da ele geçirilmeyeceklerinden nasıl emin oluyor?

Fidye konusunda anlaşmaya yaklaştığımızda kesin koordinatlarımız konusunda yanlış bilgi veriyoruz. Kara üssümüzün nerede nerede olduğunu bilmelerini istemiyoruz. Böylece gemideki adamlarımız güvenli bir şekilde kaçabiliyor. Ayrılmadan önce kıyıda gemi olmadığından emin oluyoruz. Vurulmayacağımızın ya da yakalanmayacağımızın garantisi yok, ama bu sadece bir kez Fransız Donanması korsanlar Le Ponnant gemisini terk ettikten sonra gerideki adamlarımızdan bazılarını yakaladığında gerçekleşti.

- Korsan gruplar arasında iç çatışmalar var mı?

Hayır. Korsanlıkta herkesin hayatı birbirinin hayatına bağlıdır. Gruplar arasında bazı profesyonel rekabetler oluyor, ama gerektiğinde bilgi paylaşımı ve lojistikte işbirliği yapıyoruz.

- Bir korsan olmak ne kadar tehlikeli?

Çok tehlikeli. Bazen kıyıdan çok açıktayken erzak bitiyor ve açlıktan ya da soğuktan ölebilirsiniz. Bazen bir gemiye çıkarken boğularak ya da çatışırken ölebilirsiniz.

Editör: TE Bilişim