Akdeniz Boru Hattı 2010'da başlıyor  
 
İsrail Altyapı Bakanlığı Müsteşarı Hezi Kugler, Akdeniz Boru Hattı Projesi'nin, çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve önemli düzeyde uluslararası ilginin bulunduğunu söyledi.

Akdeniz Boru Hattı Projesi konusundaki sorularını yanıtlayan Kugler, Ankara'da yaptığı görüşmelerin çok başarılı geçtiğini ve ilerleme kaydettiklerini bildirdi.

Kugler, “Ankara'da, Akdeniz Boru Hattı (Med Stream) Projesi konusunda yaptığımız görüşmelerde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı, Hindistan Enerji Bakanlığı Müsteşarı, Hindistan Milli Petrol Şirketi temsilcisi ve BOTAŞ yetkilileri vardı. Toplantının başlangıcında, Çalık grubu projenin fizibilite çalışmaları hakkında ayrıntılı ve güncelleştirilmiş bir sunum yaptı” dedi.

PROJENİN BÜTÜN BİLEŞENLERİ ELE ALINDI

Görüşmelerde, projenin bütün bileşenlerini ele aldıklarını ifade eden Kugler, Hindistan daha çok petrol ile ilgilenirken, İsrail tarafı olarak projenin bütün bileşenleri ve ağırlıklı olarak da doğal gaz ithalatıyla ilgilendiklerini kaydetti.

Kugler, şöyle devam etti:

“Görüşmeler çok verimli oldu ve toplantılarda, güncelleştirilmiş detaylı proje bilgileri üzerinde görüş alışverişinde bulunduk, projenin bileşenleri olan petrol, su, fiber optik ve elektrik konularında detaylı bir sunum yapıldı ve bundan sonraki takvimi belirledik.

Ayrıca, bakanlar düzeyindeki çalışma öncesi bir hazırlık toplantısı da gerçekleştirmiş olduk.

Bundan sonraki aşama, fizibilitenin tasarlanması ve başlaması aşaması olacak.”

PROJEYE HİNDİSTAN İLGİSİ

Hindistan'ın, Akdeniz Boru Hattı projesiyle oldukça ilgili olduğunu, özellikle de petrol ithalatıyla ilgilendiklerini vurgulayan Kugler, bu boru hattı sayesinde, Hindistan, Türkiye ve İsrail üzerinden, petrol alabileceğini, hattın kısa ve taşıma açısından ekonomik olması nedeniyle, Hindistan'ın, hem zaman hem de maliyet açısından kazançlı çıkacağını anlattı.

PROJENİN FİNANSMANI

Şu anda, Akdeniz Boru Hattı Projesi'nin fizibilite çalışmaları aşamasında olduklarının altını çizen Kugler, fizibilite çalışmalarının tamamlanmasının ardından gerçek maliyet ve finansman ihtiyacının ortaya çıkacağını bildirdi.

Kugler, projenin uygulanması aşamasında da böyle büyük bir uluslararası projeye, uluslararası piyasa ve uluslararası finansman kurumlarının ilgi göstereceğini inandığını kaydederek, projenin aşamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Şimdi, Hindistan Hükümeti, bu projeye ilişkin incelemelerini yaptıktan sonra, Türkiye, İsrail ve Hindistan, karşılıklı olarak yazılı niyet mektubu ve mutabakatlarını birbirlerine sunacaklar.
Karşılıklı yazılı mutabakatın da bir ay içinde tamamlanmasını bekliyoruz.

Fizibilite çalışmaları bu yılın sonuna doğru başlar ve muhtemelen de gelecek yıl, Haziran ile Eylül ayları arasında tamamlanır. Fizibilite çalışmalarının sorumluluğu Türkiye'nin olacak. Projenin uygulanması ise ortak taraflar arasında olacak.”

Fizibilite çalışmasının maliyetinin de 8 milyon avro düzeyinde olacağı tahmin ediliyor.

PROJE EN ERKEN 2011'DE BİTER

Projenin fizibilite çalışmalarının bu yılın sonuna doğru başlayacağını ve muhtemelen de gelecek yıl Haziran ile Eylül ayları arasında tamamlanacağını belirten Hezi Kugler, “Fizibilite çalışmalarının tamamlanarak raporun çıkmasının ardından, boru hattının inşası, en erken gelecek yıl sonu ya da 2010'da başlar ve proje, en erken 2011 yılında tamamlanabilir” dedi.

HİNDİSTAN PETROL ŞİRKETİNİN SAMSUN-CEYHAN İLGİSİ

Öte yandan, Hindistan Petrol Şirketinin, Samsun-Ceyhan boru hattıyla ilgilendiği ve bu hatta yatırım yapmayı planladığı öğrenildi.

Petrol tedariğini güvence altına almayı amaçlayan Hindistan'ın, Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının, Samsun-Ceyhan kısmı için ciddi bir ilgi gösterdiği belirtiliyor.
Hindistan'ın ardından, Çin'in de Akdeniz Boru Hattı Projesiyle ilgilenmesi bekleniyor.

Fizibilite raporu çıktıktan sonra başka şirket ve ülkeler de bu projeye dahil olmak isteyebileceklerini belirten Hezi Kugler, bu projenin büyük bir potansiyele sahip olduğuna inandıklarını, bu boru hattını kullanmak isteyen başka ilgili tarafların da olabileceğini, o nedenle bu projeyi “Küresel” bir proje olarak nitelendirebileceklerini kaydetti.

Kugler, diğer bazı Uzak Doğu ülkelerinin de, böylesine büyük bir potansiyele sahip projeye dahil olabileceklerini tahmin ettiklerini, ayrıca böylesine önemli bir projenin, finansman konusunda sıkıntı çekmeyeceğini de tahmin ettiklerini de ifade etti.

PROJENİN GETİRECEĞİ AVANTAJLAR

Normal şartlarda, gemilerle, yaklaşık 50 günde Uzak Doğu'ya giden petrol, bu projeyle birlikte Kızıldeniz'den, 19 günde Uzak Doğu'ya gidebilecek. Yani yol, yaklaşık üçte bir oranında azalmış olacak.

Gemi trafiğinin azalması nedeniyle, Boğazlar'daki risk azalırken, gemiler nedeniyle Boğazlar'da bekleme ile ortaya çıkan zaman ve maliyet kaybı da ortadan kalkacak.

Hindistan'a gidecek olan ham petrol, Ceyhan'dan döşenecek bir boru hattı İsral'in Aşkelon limanına ulaşacak ve buradan da yine boru hattı ile İsrail'in Kızıldeniz'deki Elat limanına aktarılacak ve gemilerle Hindistan'a gönderilecek.

İsrail'in Akdeniz kıyısındaki Aşkelon limanı ile Kızıldeniz'deki Elat limanı arasında 1969'da tesis edilmiş olan Süveyş Kanalı;nı by-pass eden 254 kilometrelik 42 inç çapında 60 milyon ton/yıl kapasitedeki boru hattı bulunuyor.

İsrail, ham petrol ihtiyacının yüzde 90'dan fazlasını Karadeniz Bölgesinden alıyor ve gemilerle İsrail limanlarına taşıyor.

Halen, yüzde 10 düzeyinde doğal gaz kullanan İsrail, önümüzdeki yıllarda, kullanım oranını yüzde 40'a çıkarmayı hedefliyor.

İSRAİL TÜRKİYE'DEN SU ALMA KONUSUNDA ISRARLI

Bu arada Türkiye'den su almayı istediklerini vurgulayan İsrailli yetkililer, eski Manavgat projesinin, suyun konteynerler ile taşınacak olması nedeniyle maliyetli olduğunu, ancak denizden arıtmanın da çok maliyetli olması nedeniyle, Akdeniz Boru Hattı Projesiyle, Türkiye'den su temin etmek istediklerini ifade ediyorlar.

Boru hatlarıyla petrol ve doğal gazın nakliye edildiğini, ancak su nakliyesinin henüz dünyada denenmediğinin altını çizen İsrailli yetkililer, bu nedenle, böyle bir girişimin, önemli bir teknik çalışma ve altyapı gerektireceğini vurguluyorlar.

İsrailli yetkililer, sadece Manavgat ile sınırlı olmadıklarını ve fizıbıl olması halinde, Türkiye'nin başka yerlerinden de su alabileceklerini kaydediyorlar.
İsrail, 750 milyon metre küp suyu, denizden arıtma yöntemiyle sağlıyor.

Akdeniz Boru Hattı projesi çercevesinde, birbirine paralel üç boru hattının inşa edilmesi ve buralardan, petrol-doğal gaz, su, elektrik-fiber optik iletimi sağlanacak.

Hindistan'ın ardından, Çin'in de bu projeyle ilgileneceği belirtiliyor.

Kaynak:hurriyet.com.tr 

Editör: TE Bilişim