7. Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı Başladı

7. Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı, İstanbul'da Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği’nin organizasyonu ile başladı. Konferansa farklı ülkelerden çok sayıda delege katıldı.

7. Uluslararası İstanbul Bunker Konferansı, Four Seasons Hotel – Bosphorus’da Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği’nin organizasyonu ile yapıldı. Konferansın açılış konuşmasını Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Başkanı A.Deniz Eraydın yaptı. Eraydın, Yakıt İkmalcileri Derneği ile ilgili bilgiler verdi. Dernek olarak kaliteye çok önem verdiklerini belirten Başkan Eraydın IBIA üyesi olduklarını, İMEAK Deniz Ticaret Odası ile organize olarak çalıştıklarını ayrıca Türkiyedeki Denizcilik akülteleri ile işbirliğine önem verdiklerini anlattı. Dünya denizlerinde  yılda 1,5 milyar metrik ton ürün kullanıldığını belirten Deniz Eraydın sonuçta bunun bir kirlilik durumu ortaya çıkardığını bu nedenlede bir emisyon kontrol alanı ilan edildiğini söyledi. Eraydın bu konuda yapılanları, nelerin düzeltildiğin, yine bu konuda son çıkan kararları ayrıca denizcilikte neler olduğunu konferansta bir arkadaşımız bize anlatacak dedi. 

Türk Boğazlarından yılda yaklaşık elli bin gemi geçtiğin söylereyek sözlerine devam eden Eraydın ayrıca Türk Limanlarının stratejik önemine değinerek yakın zamanda 40 bunker barcına daha ihtiyaç olacağını söyledi. Deniz Eraydın konuşmasının devamında Çanakkale Savaşının 100. yılı olması nedeniyle Çanakkale Savaşı ve sonuçlarından bahsetti.Yine Atatürk'ün söylediği bir sözü hatırlatarak savaşta ölen bütün askerlerin bizim çocuklarımız olduğunu söyledi. "Bizim için 1915 bir kurtuluş mücadelesinin başlangıcı aynı zamanda bir dostluk döneminin de başlangıcı olmuştur" dedi. Eraydın konuklara Boğazın incisi, gemilerin iklmal limanı İstanbul'a hogeldiniz diyerek sözlerini bitirdi. 

Deniz Eraydın'ın açılış konuşmasından sonra İMEAK DTO Yönetim kurulu başkanı Metin Kalkavan söz aldı. Türkçe konuşma yapan Metin Kalkavan'ın ardından Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve Türkiye’ye etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"2011 deki  tahminlerim tuttu"

Piyasalar kısmı ile ilgili konuşma yapacağını belirten Erdoğan “2011 yılında düzenlenen Bunker Konferansı’nda konuşmacı olduğum zaman petrol fiyatlarının çok yüksek olduğu konusuna değinmiştim. Azalması yada artması ihtimalinin yüksek olduğuna vurgu yapmıştım. Bugün de 2015 yılı ve sonrası için tahminde bulunacağım” dedi.

Amerika ekonomisinin yüzde 3 büyümesi piyasalara olumlu yansıdı Japonya ekonomisindeki gerilemenin dünya piyasalarında olumlu bir tepkiyle karşılaşmadığını, buna karşın Amerikan ekonomisindeki yüzde 2 seviyelerindeki bir büyümenin dünya ekonomisine ciddi katkı sağladığını belirten Oral Erdoğan, “Dünya ekonomisine genel olarak baktığımızda büyümelerde dikkatimizi çeken farklılıklar nedir diye, bir defa dünya ekonomisindeki ortalama büyüme 3,5’lerin üzerindedir. Son dönemlerdeki ortalama bize 3,5’lik büyümenin yeterli olacağını gösteriyor. Bazen gelişmiş piyasalar, bazen gelişenler rolleri değiştiriyor. 2014 yılında çok dikkat çeken ise Japonya’nın tek başına negatif bir gösterge ortaya koymasıdır. Halbuki çok ciddi finansal destekler sağlayan Japonya Merkez Bankası’na rağmen bu resesyon durumunun çok da takdir edilmediğini söylemek istiyorum ekonomistler olarak. Hemen bu seneki olumsuz veriye eşlik eden, 2015 yılı sonunda da ekonomik negatifliğini net şekilde ortaya koyacak

"Amerikan ekonomisinin %2 büyümesi pozitif gelişmedir"

Brezilya ve Rusya ön plana çıkıyor. Bunda da petrol fiyatlarının etkisi herkes tarafından biliniyor. Pozitif olarak dikkat çeken unsur ise Amerika ekonomisinin yüzde 2’nin üzerinde büyümüş olmasıdır. Amerika 15 trilyonluk ekonomisini yüzde 2,5 - 3 büyüttüğünde ne kadar artı değer yaratıyor düşünün, birde örneğin Türkiye gibi yıllık 800 milyar dolar milli geliri olan bir ülkenin ekonomisi yüzde 3 büyüse ne kadar etkisi olur onu düşünün. Yani dünya ekonomisini domine etme anlamında Amerika’nın yüzde 2,5 büyümesi ciddi bir değerdir”dedi.

"Dünyada denizcilik piyasalarını vuran Çin etkisi var"

Erdoğan, “Amerika, AB ve Çin ekonomisine birlikte baktığımızda şuan dünyada denizcilik piyasalarını vuran Çin etkisi göze çarpıyor. Amerika ve Avrupa toparlamasına rağmen deniz taşımacılığında aynı fiyat hareketlerini Çin’de göremiyorsunuz. Son 4-5 ayda Amerika’nın uzun vadeli yatırımları daha cazip hale getirebilmek için uzun vadeli yatırımlardaki faiz oranlarını daha yukarılara çekti. Bunun da etkisini hep birlikte gördük. Euro bazlı değerli kağıtlara yatırım yapan yatırımcılar Dolar’a yönelerek yatırımlarını Dolar üzerinden yapmaya başladı ve Dolar-Euro paritesi 1.06 seviyelerine kadar da geldi” dedi.

“Türkiye ekonomisinde yapısal değişim bekliyorum”

Merkez Bankası’nın enflasyonda istenilen seviyelere düşülememesinden dolayı faizleri yükselterek enflasyonu kontrol altına almaya çalıştığına değinen Erdoğan, “Bu görüş enflasyonda yeterli düşüş görürsem faizleri o zaman indiririm görüşü. Burada paradoks oluşturan görüş ise; siz faizleri yüksek tutarsanız üretime yönelecek sermayenin maliyetini de yüksek tutmuş olursunuz ve üretime yönelik fonlama yapılamaz. Dolayısıyla ekonomide bir büyüme de sağlanamaz. İşte bu ikilem konusunda önümüzdeki günlerde, özellikle 7 Haziran’dan sonra daha net bir tablo çıkacak. Bu tablo basit bir tablo olmayacak. Türkiye ekonomisinde yapısal bir dönüşüm yaşanacak diye bekliyorum” dedi. Türk lirasının değeri konusuna da değinen Erdoğan, “Uzun vadeli reel kur endeksimiz 110 seviyelerindedir. Son açıklanan reel kur endeksimiz 102 seviyelerinde.

"Türk Lirası’nın değerinde Dolar’a göre bir iyileşme görülebilir” 

Türk Lirası değer kaybetmiş görünüyor. Merkez Bankası’nın beklentilerine göre Türk Lirası şuan değersiz durumda. Bu durum Merkez Bankası’nın faiz karalarında etkili oluyor. Merkez Bankası istiyor ki Türk Lirası biraz daha değerlensin. Yani o zaman eğer Merkez Bankası haklıysa önümüzdeki günlerde, seçimden sonra Türk Lirası’nın değerinde Dolar’a göre bir iyileşme görülebilir” değerlendirmesinde bulundu.

“Petrol fiyatlarında düşüş görünmüyor”

Bunker piyasalarındaki arz ve talep verilerini birlikte değerlendiren Erdoğan şöyle konuştu; Dünyada yakıta olan talep yükselmesine rağmen üretim tarafında yavaşlama göze çarpıyor. Bu doğal olarak arz talep açışından fazlanın 2015’in başlarında olduğu gibi olmayacağını gösteriyor. Yani petrol fiyatlarının yüksek seyretme olasılığını güçlü kılıyor. Arz, talebi domine eden durumda bir sonuç ortaya çıkıyor. Ama esas konu arz tarafında, bu işi yönetenler, üretenler veya bu işin stoklamasını iyi yapanlar bu konuda manipülatif güce sahipler".

Dünyada deniz taşımacılığına olan talebin 2009 yılından sonra normal seyrinde sürdüğünü ifade eden Erdoğan, “Arz tarafındaki artışa baktığımızda gemi arzındaki muazzam artışlar açısından düşündüğünüzde dünyadaki taşımacılık, gemi filosuna oranlandığında 1 DWT kapasite ile ne kadar ton yük taşınıyor diye bakacak olursak 2006-2005 yılından itibaren azalan rakamlarla karşılaşırsınız. Bu durum gemi fiyatlarında da, time charter kiralamalardaki düşüşün gerçek açıklayıcısıdır. Dolayısıyla burada muazzam artış beklemek imkansızdır, en azından 3-4 sene için” dedi.

Editör: TE Bilişim