Okyanus ve denizler; kontrolsüz ve aşırı avlanma, kirlilik ve küresel ısınmanın pençesinde...

Balık varlığı son 30 yılda üçte bir azaldı.

Eğer şartlar böyle devam ederse, 40 yıl sonra balık kalmayabilir.

Tekne balıkçılığının sürekli artması ve aşırı avlanma balık stoklarında ciddi azalmaya neden oluyor.

Balıkçılık, dünya genelinde yılda 80 milyar dolardan fazla gelir getiren bir sektör...

Ancak denizlerdeki balıklar giderek azalıyor.

Avlanma için giderek daha da derinlere iniliyor. Dünyanın en büyük 15 balıkçılık alanından 11'i tüketilmek üzere.

Balıkların yüzde 20'si yasadışı yollardan avlanıyor.

Aşırı ve kontrolsüz avlanma, deniz ekosistemindeki dengeleri de hızla bozuyor

Balina, yunus, kaplumbağa ve köpekbalığı gibi büyük türlerin yüzde 75'i yok oldu bile.

Kirliliğin en üst düzeye çıktığı, canlı yaşamın yok olma sınırına ulaştığı "ölü bölgelerin" sayısı ve yüzölçümü de giderek artıyor.

Ormanlar gibi karbon gazını emen okyanuslar, son 40 yılda sanılandan yüzde 50 daha hızlı ısındı.

İnsan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan karbondioksitin denizler tarafından emilmesi sudaki asit oranını tehlikeli boyutlarda artırıyor.

Denizlerin ciğerleri olan mercanlar da, asitleşmenin ilk kurbanlarından.

Editör: TE Bilişim