İtalya’da 10. Bölgesel Deniz Gücü Sempozyumu

Sempozyumda Türkiye’yi Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bostanoğlu temsil etti

 Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Avrupa’yı sarsan düzensiz sığınmacı akının birçok ulusal hükümetin yeteneğini test ettiğini, ulusal hükümetlerin yasal düzenlemeleriyle uluslararası işbirliğinin yetersiz oluşunun bu durumu daha da karmaşık hale getirdiğini söyledi. 10. Bölgesel Deniz Gücü Sempozyumu, İtalyan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ev sahipliğinde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50 ülkenin katılımı ile Venedik kentinde yapıldı.

Sempozyumda Türkiye’yi temsil eden Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, yaptığı konuşmada, son yıllarda deniz güvenliğini sağlamak üzere pek çok yeni inisiyatifin ortaya çıktığını belirterek, “Buna karşın, denizde güvenlik için donanmalar halen en yetkin kurumlardır” ifadeleriyle donanmanın önemini vurguladı.

Devlet politikalarının denizlerde uygulanması hususunda donanmaların görevlerini iyi irdelemek gerektiğini kaydeden Bostanoğlu, denizcilik kültürünün her daim hareket odaklı olduğunu ifade ederek, “Görev çağırdığında bunu donanmalar yerine getirebilir. Geriye dönüp baktığımızda bu pek çok sefer kanıtlanmıştır. Türk Deniz Kuvvetleri, Libya’ya silah ambargosunun desteklenmesinden, Somali açıklarında deniz korsanlığı faaliyetlerinin önlenmesine, Suriye’deki kimyasal silahların bu ülkeden çıkarılmasında ve Arnavutluk, Lübnan, Libya, Yemen gibi ülkelerden vatandaşların tasfiyesinde aktif rol oynamıştır” diye konuştu.

Oramiral Bostanoğlu, bugünkü stratejik bağlamda donanmaların savaş konseptinden insani operasyonlara kadar geniş bir yelpazede kullanıldığını dile getirerek, “Ortadoğu’daki sıcak noktalara yakınlığı sebebiyle sığınmacı sorunu Türkiye için de önemli olmuştur. Türk deniz kuvvetlerinin doğrudan katılmadığı ama her zaman işbirliği içinde olduğu ve destek verdiği Türk Sahil Güvenlik ekipleri, 2014 yılındaki 574 vakada yaklaşık 15 bin sığınmacı, 2015’te ise bin 735 olayda yaklaşık 65 bin sığınmacıya müdahale etti” ifadelerini kullandı. Avrupa’yı sarsan düzensiz sığınmacı akının, birçok ulusal hükümetin yeteneğini test ettiğini dile getiren Oramiral Bülent Bostanoğlu, ulusal hükümetlerin yasal düzenlemeleriyle uluslararası işbirliğinin yetersiz oluşunun bu durumu daha da karmaşık hale getirdiğine dikkati çekti. “Donanmalar, sorumluluk gerektiren bu tür faaliyetlerden şüphesiz ki, kaçınamazlar. Ancak, ulusal gücün askeri olmayan unsurları ile donanma birlikte çalışırken çok dikkatli ve seçici olmalıyız” diyen Bostanoğlu, burada üzerinde durulması gereken noktanın; her barış gücünün yasal bir dayanak talep etmesi ve donanmaların çekirdek görev tanımları ile kaynaklarının belirlenmesi gerekliliği olduğunu dile getirdi.

Bostanoğlu, bütün bu sorunlar göz önünde tutulduğunda, denizlerde devlet gücünün tam olarak uygulanması için donanmalar temel unsur mu olmalı sorusunun cevabının “ön koşullu evet” olduğunu ifade etti ve “Donanmayı merkezde tutan milletlerarası ve kuruluşlararası yaklaşım günümüz dünyasında şarttır” dedi. Ev sahibi olan İtalya Deniz Kuvvetleri Komutanı Giuseppe De Giorgi de Akdeniz’de yürüttükleri operasyonların ya insani açıdan sığınmacıları kurtarmak ve insan kaçakçıları yakalamak ya da petrol yüklü gemileri korumak maksatlı olduğunu belirtti. De Giorgi, Suriye krizinde etkin rol almaya başlayan Rusya’nın Akdeniz’deki adımlarına da işaret ederek, “Akdeniz, her zamankinden daha da stratejik bir deniz haline geldi. Akdeniz’deki Rus varlığını dikkate almak durumundayız” dedi.

Editör: TE Bilişim