Kardak fatihi SAT komandosu yıldönümünde anlattı

1996’da Yunanistan ile Türkiye’yi savaşın eşiğine getiren Ege Denizi’ndeki Kardak kayalıklarına çıkarak Türk bayrağı diken SAT komandolarından Hakan Çalışkan o günlerde yaşadıklarını anlattı.

Emekli SAT komandosu, Kardak kayalıklarına Yunan sahil güvenlik botlarının 2013’te 3 kez sınır ihlali yaparak çıktıkları şu günlerde Türk bayrağını adaya diken timi tek görüntüleyen Milliyet muhabiri Garbis Özatay ile biraya geldi. Dünyanın en zor askeri eğitimlerinden geçerek SAT olmaya hak kazanan askerlerin büyük çoğunluğunun emekli olduktan sonra Somalili korsanlara karşı ticaret gemilerinde görev aldığı öğrenildi.

Muğla’nın 7 km batısında yer alan Kardak Kayalıkları’na 24 Aralık 1995’te Figen Akat isimli Türk gemisi çarpmıştı. Karaya oturan gemiyi kurtarmak için başlayan kriz, Ege Denizi’ni paylaşan iki ülkeyi defalarca savaşın eşiğine getirmişti. 29 Ocak 1996’da Yunan deniz piyadelerinin kayalıklara çıkarak Yunan bayrağını dikmesiyle kırmızı alarm seviyesinde savaşa hazırlanan Türkiye başbakan Tansu Çiller’in talimatıyla harekete geçti.

Kayalıklara ağır savaş eğitimi alan Türk Deniz Kuvvetleri’nin en gözde birliği Sualtı Taarruz Timleri’nin gönderilmesine karar verilirken, operasyon 30 Ocak akşamı gerçekleşti. Yunan Deniz Kuvvetleri’nin tüm şifrelerinin çözülmesiyle İstanbul’dan gelen özel birlikten 12 SAT personeli, gece yarısı silahlı çatışma riskiyle kayalıklara çıktı. Yunan bayrağını indirdikten sonra Türk bayrağını diken SAT timi ancak sabah gün ışığında fark eden Yunan askerleri adayı terk ederken, Yunan Genelkurmay Başkanı istifa etmek zorunda kalmıştı. Kardak’a çıkan SAT timini sadece Milliyet fotomuhabiri Garbis Özatay görüntülemişti.

17 yıl sonra bir araya gelen fotomuhabiri Özatay ve fotoğraftaki SAT astsubayı Hakan Çalışkan o günleri anlattı. “SAT için tehlikeli görev yoktur görev vardır” 22 yıl SAT biriminde görev yaptıktan sonra 3 yıl önce emekli olan Hakan Çalışkan, geçtiğimiz bir Yunan gazetecinin ortaya attığı “teker teker öldürüldüler” iddiasına yanıt verdi.

Çalışkan, Yunan internet sitelerinde 12 Türk komandosunun öldürüldüğü haberlerinin kendisini çok güldürdüğünü belirtti.

Çalışkan, “ SAT komandoları için zor görev yoktur. Görev vardır.

SAT imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda verilen görevi yerine getirmek için eğitim alır. Görevin tehlike derecesi yada silahlı çatışma riskini hiç önemli olmaz . Türk bayrağının dikilmesi emri geldiğinde 6’şar kişilik iki tim halinde harekete geçtik. Bodrum’dan hızlı botlarımıza bindik. Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı bir geminin yanında hiç ışık yakmadan ilerledik. Her tarafımız Yunan savaş gemileriyle doluydu. Helikopterleri sürekli güçlü ışıklarıyla denizi tarıyordu ama karşı saldırıya geçebileceğimiz ihtimalini düşünmüyorlardı. Kardak önlerine geldiğimizde 2 bot geminin dümen suyundan ayrılarak 90 derecelik açıyla kayalıklara yöneldi. Şanslıydık çünkü keskin ve dik kayalıklardan oluşan kayalıkların en uygun yerlerinden birine yanaştık. Yinede botlarımızdan birisi delindi. Kayalıkların güvenli olduğunu anlamak için bir süre hareket etmeden mevzi aldık. İlerlemeye başladığımızda çatışma ihtimali iyice güçlenmişti.

Çünkü bizi bekleyen askerler hareket etmemiz için fırsat vereceklerdi. Ellerimiz tetikte yürümeye başladık ve Yunan bayrağının asılı olduğu tepeyi ele geçirdik. Hiç ışık kullanmıyor, hiç konuşmuyorduk. Sonuçta görev belliydi. O bayrak inecek, Türk bayrağı asılacaktı konuşmamıza gerek yoktu. Çok yakınımızda Yunan askerleri vardı.İki timde mesafeli olarak dağıldı. 3 kişi tepeye çıktık. Yunan Bayrağını indirdik, düzgünce katladık ve çantamıza koyduk. Yerine Türk bayrağını diktik. Yunan kuvvetleri bayrak direği rüzgarda sallanmasın ve kalıcı olsun diye sağlamlaştırmıştı. Buna şaşırdık. Bayrağımızı diktik ve beklemeye başladık. Aşağıda mevzilenen arkadaşlarımıza durumu bildirmek için aşağı indik. El işaretiyle anlaştıktan sonra tekrar tepeye çıkarken bu fotoğraf çekilmiş” dedi.


O fotoğraf nasıl çekildi

Milliyet’in en deneyimli fotomuhabiri Garbis Özatay ise sembolleşen fotoğrafı nasıl çektiğini anlattı. Özatay, “Günlerdir süren gergin bekleyişin mutlaka patlak vereceğini biliyordum. 30 Ocak gecesi Bodrum sahilinde otururken, limanda hareketlilik gördüm. SAT timlerinin gittiğini görünce hemen bir balıkçı teknesi tutmak istedim. Balıkçılar denize açılmak istemedi. Vakit çok azdı ve muhabir arkadaşıma bile haber veremiyordum. Saatler sonra bir balıkçıyı ikna ettim. Kayalıklara yanaşırken Türk gemilerinden geri dönün çağrıları balıkçıyı korkuttu. Geri dönmek istedi ama bunun ulusal bir mesele olduğunu anlatınca cesaretlendi. Artık sabah olmak üzereydi. Kayalıkların etrafında tur atarken bayrağa doğru yöneldik. 2 kare fotoğraf çekebildim ve SAT timinin uzaklaşmam yönündeki ikazıyla tekneyi çevirdik. Fotoğrafını çektiğim bu askerlerin tehlikeyi umursamadan görevi yerine getirme arzusu beni çok etkilemişti” dedi. Cezaevinde olmayan SAT emeklileri korsan peşinde Hakan Çalışkan, SAT askerlerinin halen dünyada deniz güvenliği konusunda en çok tercih edilen emekli askerler olduğunu vurgularken, kendisinin de ticaret gemilerine koruma görevi verdiğini söyledi.

Aden Körfezi ve Hint Okyanusu geçişlerinde Somalili korsanların ticaret gemilerine saldırmasıyla doğacak zararın SAT komandolarının dikkati ve savaş bilgisiyle önlendiğini söyleyen Çalışkan “Yunan Deniz Kuvvetleri biz adadayken bomba yağdırabilirdi. SAT’ın hepsi bu görevi yapardı. Biz gittik. Şimdi Somalili balıkçıların ticaret gemilerine saldırması bize basit bir tatbikat gibi geliyor” diye konuştu. Kardak timi ya hapiste ya denizde Emekli astsubay Çalışkan; Kardak’a çıkan 12 kişilik timin iki komutanının da Silivri Cezaevi’nde yattığını söyleyen Çalışkan, timin iki komutanının Ali Türkşen ve Ercan Kireçtepe’nin cezaevinde olduğunu vurguladı. Çalışkan Temmuz 2012’de bir Yunan gazetecinin “Hepsini ajanlar öldürdü” iddialarına ise çok güldüğünü vurguladı.

Çalışkan, “12 kişilik SAT timinden bazıları cezaevinde. Kardak’ta Ali Türkşen ve Ercan Kireçtepe üsteğmen ve tim komutanıydı. Her ikisi de albayken cezaevine girdiler. Diğer arkadaşlarımızda şimdilerde ya benim gibi Aden Körfezi’nde korsanlara karşı güvenlik sağlıyor yada cezaevinde” dedi.

En büyük hayali doğa sporları merkezi kurmak

Doğa şartlarında savaşmayı ve hayatta kalmayı öğrendikleri için doğal yaşamdan kopamadığını söyleyen Çalışkan, kendisi gibi SAT komandosu olan arkadaşı Bülent Kuru ile doğa sporları merkezi kurmayı planlıyor. Gençler paraşütle atlamayı, kamp yapmayı ve denize dalmayı öğretmek için çalışmalar başlayan emekli SAT, Türkiye’nin dağlarında uzun süreli yaşam kampları, nehirlerden kano geçişleri ve doğal yaşam turları düzenleyerek tecrübesini paylaşmayı hedefliyor.
Gökhan Karakaş {Milliyet}
Editör: TE Bilişim