28 Şubat darbe döneminde, Astsubay Başçavuşluk görevini yapan Eyüp Telli, o yıllarda kendisinin, ailesinin ve çalışma arkadaşlarının yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Kendisinin mecburen 38 yaşında emekliliğe ayrıldığını söylerken o dönemde iş aramaya başladığını ama bulmanın zor olacağını belirten Telli, kendisine en büyük desteği kayın validesinin verdiğini dile getirdi.
1978 yılında astsubay olduğunu, 98 yılında da 20 yıllık fiili hizmetten sonra 28 Şubat kararlarına müteakiben mecburen 38 yaşında emekliliğe ayrılmak durumunda kaldığını söyleyen Telli, “28 Şubat öncesi hava kuvvetlerinde üst ast ilişkisi mükemmeldi. Astla üst ağabey kardeş gibi aynı masaya oturan ve samimi sohbetler eden kişilerdi. 28 Şubat’ın öncesi yani 95-96 yılları öncesi astla üstün arasında kopuşlar başladı. Bunun da sebebi amirlerimize baskılar geldi. Yani namaz kılan, eşinin başı kapalı olan, çocukları imam hatibe giden kişileri tespit edeceksiniz bunların sicillerini düşeceksiniz ve ordudan atacaksınız gibi baskılar. Buna bir örnek vermek gerekirse benim ilk sicil amirimle aram çok iyiydi benden da yaş olarak büyüktü ağabey kardeş gibiydi. Sicil komutanımdan rütbesi binbaşıydı bende o zaman kıdemli başçavuşum. Ben hiçbir zaman ona selam vermede yetişemedim hep benden önce selam verirdir öyle bir ilişkimiz vardı. 28 Şubat öncesi siciller verildi tabi ilk sicilimizi de o veriyor. Ama sicil verdikten sonra komutanım beni ne zaman görse yolunu değiştiriyordu sonra bir arkadaşıma bunu söyledim edim ki ‘ Binbaşı beni görünce yolunu değiştiriyor bu adam daha önce bizi gördüğünde bizden önce selam veren kişiydi muhtemelen bu bizim sicilleri düşürdü’ dedim. Arkadaşım da bana ‘ya usta aynısı bana da yapıyor sicili düşürmedi zorunda kaldı bu aklına gelince eziliyor onun için yolunu değiştiriyor’ dedi” ifadelerini kullandı.
Fişlenen askerlerin ordudan atılması için sicillerinin dürüldüğünü belirten Telli, “Askerin sicillerin neden düşürüldüğünü amirler söylemezler ama bizim şahsi dosyalarımız vardır o dosyalardadır nedenleri orada yazar. Nedir o sebepler? Askerliğe uygun değildir, alkoliktir, kumar müptelasıdır, görevini layıkıyla yapmamaktadır ve saygısızdır gibi nedenlerden dolayı sicil düşürürler yoksa bu personel namaz kılıyor, oruç tutuyor, eşinin başı kapalı ve çocukları imam hatipte gidiyor diye sicil düşürülmez. Bu şekilde sicil düşürülürse ilerde bu kişi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidip inancından mütevellit ordudan atıldığından dolayı bu mahkemede hakkını savunma şansı var. Bu şansı vermemek için siciller diğer sebeplerden düşürülür. Bizim de sicilimiz düşürülünce ordudan atılmamak için emekli olmak durumunda kaldık” dedi.
"LOJMANLARA GİZLİCE GİRİP ÇIKTIK"
Türbanın o dönemde kendisi ve eşi için hep sıkıntı olduğunu söyleyen eş Hatice Telli ise, “ Bir gün bir arkadaşımın yanına gitmek için arabayla lojmana gittim. Çıkışta nizamiyede komutanın konvoyuna rastladım. Ben araba kullanıyordum o dönem çok fazla bayan şoför olmadığı için her halde gözüne çarptım komutanın ondan sonra arabanın plakasını aldırmış ve kimin eşi olduğumu öğrenmiş daha sonra ise eşimin sicilleri düşmeye başladı. O dönem lojmanlarda büyük sıkıntı yaşadık arkadaşlarımız geldiğinde seccadeleri saklıyorduk. Lojmana örtülü olduğumuz için gizlice girip çıkıyorduk. Bazı arkadaşlarımızla görüşmemiz kısıtladık. Çocuklarımız kapalı olduğu için okula giderken serviste kapıcı çocukları diye söylediler onlara göre kapıcı çocukları örtünür veya uzun giyerdi” ifadelerini kullandı.
FİŞLEMEK İÇİN AİLE FOTOĞRAFLARIMIZI İSTEDİLER
Askerleri ve aileleri fişlemek ailelerinin fotoğraflarını istediklerini vurgulayan Eyüp Telli, “Bize fotoğraf getirilecek denince eşime geldim sen başı açık bir fotoğraf çektir iki tanede kızımız var kapalı imam hatipte giden kızlarında başı açık fotoğrafını çektirdim. Gittiler fotoğrafları çektirdiler ertesi günde son gün birliğe giderken yanımızda götüreceğiz. Akşam yatarken üst giriş kartım, kimliğim gibi evraklarımız başucuma koyarım unutmayayım diye fotoğrafları da unutmayayım diye cüzdanımın içine koydum. Sabah birliğe vardım fotoğrafları vereceğiz cüzdanı açtım çıkartım fotoğrafı komutana veriyorum ki bir baktım eşimin başı kapalı fotoğrafı. Oysa ben akşam kendi ellerimle başı açık fotoğrafımı koydum ama fotoğraf değişmiş. Fotoğrafı çektirmeden önce eşimle tartıştım açık fotoğraf çektirmemek istiyor günah diye tabi bu tartışmayı çocuklar da gördü. Sonuçta yine açık fotoğrafı çektirdi ama gece ben uyuduğumda kalkıp fotoğrafı değiştirdi diye düşündüm ve kızdım sen düşünmüyorsan ben de düşünmem deyip verdim başı kapalı fotoğrafı. Akşam eve geldim hanım kızdım neden değiştirdin fotoğrafı diye tartıştım. Eşim şok oldu ve ‘ben değiştirmedim’ dedi. Biz tartışırken küçük kızım yan tarafımızda gülmeye başladı meğer küçük kızım fotoğraf tartışmamızdan etkileniyor ve diyor ki ’Babam annemi günaha sokacak’ diye gece biz uyurken geliyor ve fotoğrafı değiştiriyor. Böylece fişlenmemiz fotoğrafla oldu” diye konuştu.
Kaynak: iha