Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ahmet İlerigelen "Pre+Post finansman kredilerinde lider olmayı hedefliyoruz"

Post finansman kredilerinin, Pre finansman kredilerine göre çok daha uzun bir vadeyi gerektirdiğinden dolayı bugüne kadar diğer yerli bankalar gibi Pre-finansman kredilerini tercih ettiklerini söyleyen Ahmet İlerigelen, Gemi finansı konusunda dünyanın sayılı bankalarından birisi olan HVB'nin UCI grubu içerisine dahil olmasının Türk denizcilik sektörüne önemli yansımalarının olacağının altını çizdi. Pre-finansman kredilerinde olduğu  gibi Pre+Post-finansman kredilerinde de lider olmayı ve bu ürünü Türk denizcilik sektörüne en aktif şekilde sunmayı hedeflediklerini ifade eden Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ahmet İlerigelen ile gemi inşa sanayisinde Yapı Kredi ve yerli bankaların hızlı gelişimini konuştuk.    

  • Yapı Kredi’nin denizciliğe ve yeni inşaya nasıl bakıyor? 

    Denizcilik ve gemi inşa sanayi, yarattığı yüksek katma değer ve ihracat potansiyeli nedeniyle Yapı Kredi’nin her zaman destek ve öncelik verdiği gözde sektörler arasında yerini almıştır. Geçmiş yıllardan başlayan bu yakın işbirliği Yapı Kredi’yi  bugün ülkemizde dünya çapında marka olmuş bir çok tersanenin ana bankası konumuna ulaştırdı. Bankamızın  gemi finansmanı konusundaki çalışmaları 1990'lı yıllarda başladı. Bu dönemde sektöre rakiplerimizden önce girişimiz, bu sektörü tüm boyutlarıyla tanımamızı ve gemi inşa finansmanını onlardan önce öğrenmemizi sağladı. Bu süreçte gemi kontratlarını, inşa süreçlerini; malzeme tedariklerini, taşeron anlaşmalarını, teslim süreçlerini ve benzer konuları  bizzat  yaşayarak öğrendik. Sektörü tanıdıkça da sevdik ve  cesaretlendik.

    Sektöre yakınlaştıkça ve tanıdıkça ''altından hava ve su geçen sektörlere kredi verilmez'' tabusunun ne kadar yanlış olduğunu gördük. Tam tersine gemi inşa sektörünün bir çok sektöre nazaran  çok daha az risk taşıdığını anladık. Belli bir kontrata dayalı olması; tipik bir proje finansmanı mantığı içerisinde çalışması ve  projenin her aşamasında kolaylıkla kontrol edilebilmesi gibi noktalar bu sektörün riskini pek çok sektöre göre azaltan unsurlardır. Sonuçta ’Bildiğimiz ve kontrol edebildiğimiz’ bir sektör olduğu için bu sektörde büyüme kararı  verdik. Biz finansal konulardaki deneyimlerimizi sektöre aktarırken, sektörde bizi teknik konularda yetiştirdi. Bitirdiğimiz her işte, ihraç ettiğimiz her gemide yeni bir şeyler öğrendik  ve öğrendiğimiz yenilikleri bir sonraki projelerde uyguladık. Tuzladaki bir çok tersanenin, ilk gemi ihraçlarının Bankamız üzerinden gerçekleştiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

    ·         Sizin ve Türk bankalarının denizcilik sektörüne bakışı değişti mi?

    Biz denizcilik sektörüne açılan kredileri temelde iki farklı  grupta değerlendiriyoruz. Tersanelere  açılan 'Gemi İnşaa Kredileri' (Pre-Finansman) ve denizcilik  sektörüne gemi alımı için açılan Post Finansman (Yatırım) kredileri. Pre-Finansman kredilerini, belli bir kontrata dayalı olmaları, proje bazında kullandırılmaları ve projenin her aşamasının kolaylıkla izlenebilmeleri gibi nedenlerden dolayı daha fazla tercih ediyoruz. Yanı sıra  Pre-Finansman  kredilerinde vade; geminin inşa tarihinden başlayarak teslimi ile sınırlı olup, bu sürede  maksimum 18 ila 24 ay arasında değişmektedir. Kredi riski, geminin tesliminde alıcının yaptığı ödemelerle kapatıldığından bankaların kaynak yapıları ile de daha uyumludur. Post-Finansman kredileri ise Pre-Finansman kredilerinden farklı. Post Finansman kredileri gemi alımı için verilir. Geminin ekspertiz değerine ve tipine göre vade ve koşulları değişir. Bu krediler ikinci el gemi alımı için kullandırılabileceği gibi geminin inşa dönemini de içerecek şekilde yani hem Pre hem Post finansman şeklinde de kullandırılabilir. Pre+Post Finansman şeklinde kullandırıldıklarında, finanse edilen geminin navlun gelirleri oluşmaya başlayana kadar, anapara ödemesiz dönem uygulaması söz konusu olur. Post finansman kredileri, Pre finansman kredilerine göre  çok  daha uzun bir vadeyi gerektirir. Bir geminin kendini amorti etme süresi; navlunlarla çok yakından ilgili olup, bu süre 10 yıla kadar çıkabilmekte hatta  sektörün darboğaza girdiği dönemlerde daha da uzayabiliyor. Teminat açısından bakıldığında ise, gemi  fiyatları dünya ticaret hacmindeki değişimler, uluslararası düzenlemeler, navlunlar, demir çelik endüstrisindeki gelişmeler gibi bir çok değişkene bağlı olarak çok büyük dalgalanmalar gösterebiliyor. Bu da, teminat değerinin muhafazasını zorlaştırmakta ve özel bir ekspertizi gerektirmektedir. Yanı sıra  açılan  kredilerin vadesinin uzunluğu belirsizlikleri artırmakta; kredi riskinin izlenmesini ve kontrolünü zorlaştırmaktadır. Bütün bu nedenlerden dolayı, biz de bugüne kadar diğer Türk bankaları gibi  daha çok  pre-finansman kredilerinde aktif olabildik. Ancak bundan sonraki dönemde  Pre+post-finansman kredilerinde de; pre-finansman kredilerinde olduğu  gibi lider olmayı ve bu ürünü Türk denizcilik sektörüne en aktif şekilde sunmayı hedefliyoruz. Biz banka olarak bugüne kadar ihracata yönelik gemi üreten tersanelerle çalışmayı ön planda tuttuk. Bugüne kadar kullandırdığımız kredilerin %95'ni ihraç amaçlı gemi kredileri oluşturuyor. Kredilendirdiğimiz gemi inşa projelerinin tamamı  Avrupa ülkelerine ihraç edilmiştir. Portföyümüz içerisindeki dağılımında ülke sıralamasında  %30 ile İtalya baştadır. İtalya'yı  %28 ile İspanya, %22 ile Almanya, %10 ile Hollanda, %6 ile Danimarka ve %4 ile Norveç takip etmektedir.

    • Bankanızın bugüne kadar denizcilik sektörüne sağladığı kredi ve teminatlar?

      İşin rakamsal boyutuna bakacak olursak; bugüne kadar yapımı tamamlanan ve ihracı gerçekleşen gemi sayısı 86 olup, bunlar için sağlanan finansal destek 1 milyar doların üzerindedir. Bugün itibariyle, yapımı halen süren ve finansmanı bankamızca sağlanan 35 adet gemi ihraç projemiz mevcut olup, bu yılın ilk 3 aylık dönemi itibariyle toplam riskimiz 469 milyon dolardır. Henüz görüşme aşamasında olan 5-6 projeyle birlikte bu rakamın yıl sonuna kadar 500 milyon dolara yükselmesini bekliyoruz. Sonuçta kümülatif olarak 126 adet gemi ve 1.5 milyar dolarlık bir finansman rakamına ulaşıyoruz. Bu rakamlarla, sektörü kredilendirme açısından ilk sıradaki banka olduğumuzu düşünüyorum. Hedefimiz bu sektördeki  liderliğimizi büyüterek devam ettirmek ve yakın işbirliği içinde çalıştığımız  tersanelerimizin ''Home Bank''i olmayı sürdürmek.

      Kredilendirme oranımız, projenin maksimum %85'iyle sınırlı olabiliyor ve bu oran çok güvendiğimiz müşterilerde %90'a kadar çıkabiliyor. Geri kalan kısım  için tersanenin öz kaynak katkısını  istiyoruz. Geminin inşa süresi boyunca alıcı firmanın vereceği  avans ödemeleri için, tersane lehine 'Advance Payment' teminat mektupları düzenliyoruz ve bu genellikle gemi bedelinin %60'ı kadar oluyor. Gemide kullanılacak makine ve ithal malzeme için ithalat akreditifleri açıyoruz. Geri kalan kısım için ise  harcama belgeleri karşılığı ya nakit kredi kullandırıyor ya da Eximbank kaynaklarından kullanılacak nakit krediler için teminat mektupları düzenliyoruz. Kredinin teminatı olarak, projenin vadesine ve risk yapısına uygun olarak müşteri bazında değişen taleplerde bulunuyoruz. Genellikle tersane ipoteği, gemi ipoteği ve alıcının göndermiş olduğu 'Satın alma garantisinin' temlik edilmesini talep ediyoruz.

      ·         Uluslararası bankalar karşısında Türk bankalarının durumu?

      Bildiğiniz üzere, Türk bankalarının topladıkları mevduatın ortalama vadesi 90 gün gibi çok kısa bir süre ile sınırlıdır. Bu kısıt, 10 yıl gibi uzun bir vadeye çıkan Post+Finansman kredilerinin Türk bankaları tarafından verilmesini zorlaştıran en büyük engeldir.  Bu nedenle, Post-Finansman kredilerinde Türk bankalarının uluslararası bankalar karşısında fonlama açısından rekabet şansı oldukça zayıftır. Kaynak yapısındaki avantajlarının yanısıra yabancı bankalar çok  eski tarihlerden beri Ship-Finance departmanlarını kurmuş ve oturmuşlardır. Bu konudaki bilgi ve deneyimleri Türk bankalarının önündedir. Türk bankalarının deneyim kazanması gerekiyor. Yabancı bankalardaki gibi denizcilik finansmanında uzmanlaşmış ekiplerimiz yok ama bu telafi edilecektir çünkü çok hızlı gelişiyoruz. Bununla birlikte, Türk bankalarında yabancı sermayeli ortaklıkların çoğalması ile birlikte bu dezavantajlar zaman içerisinde ortadan kalkmakta ve özellikle de uzun vadeli post-finansman kredileri yavaş yavaş sektörde görülmeye  başlayacaktır. Özellikle Bankamızın ortaklarından Uni Credit ve grubumuza yeni dahil olan ve  gemi finansmanında dünyanın sayılı Bankalarından biri olan  HVB'nin katılımıyla önümüzdeki dönemde bizim de Post-Finansman kredilerinde yabancı bankalarla rekabet edebilir düzeye ulaşabileceğimize inanıyorum.

      ·         Önümüzdeki dönemde gemi inşaa sektöründeki hedefleriniz nelerdir?

      Hedefimiz bu sektördeki liderliğimizi büyüterek devam ettirmek ve  çalıştığımız dünya markası olmuş blue-chip tersanelerimizin 'Home Bank'i olmayı sürdürmektir. Bunun yanısıra plasman ilkelerimize uyan,  geçmiş performansı olumlu, projesi fizibl olan her tersane ve armatöre de bankamızın kapıları sonuna kadar açıktır. Bankanın yeni ortaklık yapısı sonrası; hem mevcut müşterilerimize hem de yeni kazanacağımız girişimcilere çok daha geniş olanaklar sunma şansına erişmiş durumdayız. Gerek kredi vadeleri, gerek faiz oranları, gerek muhabir limitleri açısından müşterilerimize çok daha büyük avantajlar sunabilecek konumdayız. Sektöre yararlı olacağını düşündüğümüz Yalova Tersane Bölgesi ile yakından ilgileniyoruz, üzerinde çalıştığımız projeler var. Toplam 550 milyon dolarlık bir yatırımdan bahsediliyor. Bu yatırımın yüzde 20’sini almayı düşünüyoruz. Diğer yandan gemi finansı konusunda dünyanın sayılı bankalarından birisi olan  HVB'nin UCI grubu içerisine dahil olması nedeniyle yaratılacak sinerjinin, özellikle Türk denizcilik sektörüne sunulabilecek yeni olanaklar açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.  

      ·         Kredi verirken firmalardan aradığınız kriterler?

      Kredi tahsisi yaparken, öncelikle tersaneyi ve projeyi değerlendiriyoruz. Tersanenin plasman prensiplerimize uygun, mali ve etik kriterler açısından yeterli olup olmadığına bakıyoruz. Tersanenin teknik kapasitesini ve tecrübesini inceliyoruz. Bu amaçla geçmişte inşa ettiği gemilerin tonajlarını ve özelliklerini irdeliyoruz. Daha sonra çok detaylı olarak kontratı inceliyor ve tersane ve banka aleyhine olan hükümleri değiştirtmeye çalışıyoruz. Bu konudaki bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi  müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Alıcıyı yani yabancı armatörü inceliyoruz. Kaç gemisi var, referansları neler, çalıştığı bankalar kim, mali büyüklüğü nasıl ve projenin finansmanı için gerekli kredi limitlerini bankalarından temin etmiş mi? bunlara bakıyoruz. Projenin başlangıcında, alıcıdan gemi alımı için birinci sınıf bir Avrupa bankasından 'satınalma garantisi' getirmesini veya tersane lehine bir 'letter of credit' açtırmasını talep ediyoruz.

      Kaynak:Murat Erdoğan-Beste Önkol/Dünya Gazetesi-Perşembe Rotası

      DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim