Türk denizciliği gelişiyor, küresel oyun kızışıyor

Türk tersaneleri 5 yıl önce teminat bulamadıkları için gemi siparişlerini yurtdışına kaptırıyordu. Bugün 2010'a kadar hepsi dolu. Sektörün büyüklüğü 2,5 milyar doları buldu. Bunun 1 milyarı bakım ve Onarım geliri. Yaklaşık 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Rakamlar gelecek için çok büyük umutlar vaat ediyor.

Dünyadaki ekonomik büyümenin ve küçülmenin ilk belirtileri ve ticaret ivmesinde ibrenin hangi yönde olacağı hiç şüphesiz denizcilik sektörünün taşımacılık kısmimi.) görülür. Çünkü dünya ticaretinin yüzde 90'ı denizyoluyla yapılıyor. 2007 yılına girdiğimiz gün dünya deniz ticaret filosunun taşıma kapasitesi 1 milyar dwt’e ulaştı ve hızla büyümeye devam ediyor. Dünya gemi inşa sipariş defteri ise 350 milyon dwt'i geçti. Mevcut filonun yüzde 35 oranındaki bu tonaj üç yıl içinde filoya katılacak. Sipariş defterinde en büyük artışsa son yüzyılın taşımacılık şekli olarak gösterilen konteyner gemilerinde yaşanıyor.

Bu yılın ilk altı ayında tersanelere verilen toplam 1.5 milyon TEU kapasiteye sahip 284 gemi siparişinin toplam değeri 22.5 milyar dolar. Bugün, dünya konteyner gemi sipariş defterinde 5.4 milyon TEU'luk gemi siparişi bulunuyor. Mevcut konteyner filosunun yüzde 53'ü oranı kabul edilen bu gemiler de üç yıl içinde filoya katılacak. Deniz ticaretinde devam eden bu büyüme, dünya ticaretinde bir düşüş beklenmediğinin de göstergesi.

30 bin kişiyi istihdam ediyor

Türk denizcilik sektörü de, dünya deniz ticaretinin gelişimine paralel seyir izliyor. Türkiye, son 5 yılda gemi ve yat inşa başta olmak üzere, deniz ticareti, liman hizmetleri ve deniz turizminde çok büyük gelişim gösterdi. Beş yıl önce teminat bulamadıkları için gemi siparişlerini yurt dışına kaptıran yerli tersaneler, bugün yeni gemi inşası için ancak 2010 sonrasına gün verebiliyor.

Geçen yıl yeni inşa ve bakım onarımda 2.5 milyar dolar girdi sağlayan gemi inşa sanayisi, yaklaşık 30 bin kişiye istihdam sağlıyor.

Dünyada küçük tonajlı kimyasal tanker inşasında birinciliği elinde bulunduran yerli tersaneler, bugün inşası devam eden ve kesin sözleşmesi yapılan 170'i kimyasal tanker olmak üzere toplam 307 gemi siparişini elinde bulunuyor.

Bu siparişlerin 235'i Türk armatör ve yatırımcısına ait. Yine Türk armatörünün yerli ve yabana tersanelerde toplam 361 gemi siparişi var. Bu gemilerin toplam tonajı ise 13.1 milyon dwt. Bu tonaj şu anda Türk armatörünün 6 milyon dwt i bulan kolay bayraktaki filo ve 7.2 milyon dwt'lik Türk bayraklı filonun toplamına eşit.

Türkler küresel oyuncu

Oysa iki ay önce Türk armatörüne ait sipariş miktarı 7,9 milyon dwt idi. Bu durum Türk armatörünün son yıllarda ne kadar aktif olduğunun göstergesi. Rakamlar sektörü büyük göstermek için abartılmış değil. Bu veriler denizcilik sektörünün en saygın kuruluşlarından İngiliz Lloyd Register'in yayımladığı Fairplay dergisine ait. Denizcilik Müsteşarlığı dahi Türk gemi inşa sanayisinin verilerini bu kurumdan takip ediyor.

Geçmişte kaçakçılıkla ve ödenmeyen Emlakbank kredileriyle gündemden düşmeyen armatörler bugün küresel yatırıma konumuna geldi. Ancak küresel oyuncu olmalarına rağmen geçmişte olduğu kadar gündemde kalamıyorlar. Bunun nedeni ulusal medyanm denizcilik sektörüne yeterince ilgi göstermemesi olduğu kadar gelenekçi denizcilik sektörünün tutuculuğundan da kaynaklanıyor.

Aldıkları kredileri ve kazandıkları parayı denize yatırmadıkları için eleştirilen yerli armatörler, bugün gemi alımı ve yeni inşanın dışında tersane yatırımları da yapmaya başladı. Cengiz Kaptanoğlu'nun sahip olduğu Kaptanoğlu Denizcilik, filosunu büyütmenin dışında 30 milyon dolara Desan Tersanesi'ni satın alarak tersaneciliğe soyundu. Furtrans Denizcilik'in sahibi Faruk Ürkmez ise Anadolu Tersanesi'ni alarak gemi üretmeye başladı.

Faruk Ürkmez ayrıca Yalova'da bir tersane kuracak. DTO Başkanı Metin Kalkavan'ın şirketi Turkon Holding, Sedef Tersanesi'ne 100 milyon dolar yatırım yaparak gelecek yıl 180 bin dwt lik gemilerin inşasına başlamayı planlıyor. 40 firmanın ortaklığı ile kurulan Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret AŞ'nin ortaklan arasında ise ihsan Kalkavan ve Lucien Arkas gibi armatörler bulunuyor.

150 gemi kolay bayrağa kaçtı

Denizcilik sektörünün yüzünü güldüren en önemli gelişme ise Türk bayraklı gemilerin kara listeden çıkması oldu. Türk bayrağı kara listede olduğu için Türk bayraklı gemiler Avrupa limanlannda sıkı denetimlere maruz kalıyordu. Bu tutulmalar ülkemize döviz kaybettirirken, Paris Memorandumumdan usanan Türk armatörün de kolay bayrağa kaçmasına neden oldu.

Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre bu süreçte 150'nin üstünde Türk bayraklı gemi kolay bayrağa geçti. Denizcilik sektörünün geçmişte yaşadığı krizleri bilen biri olarak, son beş yıllı değerlendirdiğimizde, Türk denizcilik sektörünün yelkenlerini şişirerek 'tam yol'la seyrine devam ettiğini söyleyebilirim.

Kaynak: Murat Erdoğan/Milliyet Business


 

Editör: TE Bilişim