TERSANELER 2010'A KADAR DOLU

DENİZCİLİKTE TÜM DÜNYADA BÜYÜK BİR GELİŞME YAŞANIYOR. TERSANELER GEMİ SİPARİŞLERİNİ YETİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR.YOĞUNLUK TÜRK TERSANELERİNİ DE HAREKETLENDİRDİ. ŞİMDİYE KADARKİ EN YÜKSEK DOLULUK ORANI YAKALANDI. TÜRKİYE, DÜNYA GEMİ İNŞA EDEN ÜLKELER SIRALAMASINDA 8'İNCİ SIRAYA YÜKSELDİ


Dünyadaki talebin yoğunluğuyla birlikte Avrupa ülkelerine gemi yapan Uzakdoğu tersanelerindeki doluluk oranının artması Türkiye'deki tersanelere de yaradı. Tersaneler bundan payını alıp 2010 yılma kadar tam doluluk oranıyla çalışmaya başladı. 10 sene önce 161 bin 087 dwt'lik 25 gemi teslim edilirken 2006 senesinde bu rakam 556 bin 285 dwt'lik 100 gemiye ulaştı. 2007'de ise 120 gemi hedefleniyor.

Türkiye'de bulunan 65 tersanede 30 bine yakın işçi çalışırken, yapılan tanker, konteynır gemileri ve özel sipariş yatlarında da kalitesinden söz ettirmeye başladı. İstihdamda yakalanan bu oran yan sanayi çalışanları ile birlikte 100.000 kişiye ulaştı. Tersaneler son 30 yılın en yüksek doluluk oranı ile çalışıyor. Ayrıca yapım aşamasında olan 58 tersanenin de inşası devam ediyor.

Üretim artıyor

Gemi inşa Sanayicileri Birliği (GİS-BİR) üyelerinin istatistik verilerinde, 2006 yılına ait rakamların önceki yıllara göre büyük artış gösterdiği görülüyor. 2005 yılında toplamda 367 bin dwt'lik 88 gemi teslim edilirken, 2006 yılında bu rakam 556 bin 285 dwt'lik 100 gemiye ulaştı.
Bu, Türk gemi inşa sanayinin 2006 yılı için hedefi olan 2 milyar 500 milyon dolarlık rakamı yakalandığı anlamına geliyor. Bunun 1 milyar 500 milyon doları yeni gemi ve yat inşasından, 1 milyar dolarlık kısmı ise bakım ve onarım faaliyetlerinden kaynaklandı.

Türkiye 8'İnci sırada

Türkiye son 10 yılda gemi üretimini neredeyse ikiye katladı. Uzakdoğu ülkelerinin başı çektiği gemi inşa eden ülkeler sıralamasında Türkiye 8'inci sıraya yükseldi.

Türkiye aynı zamanda küçük tonajlı kimyasal tanker inşasında Avrupa'da birinci, İtalya'nın liderliğini sürdürdüğü mega yat inşasında da dünyada 3'üncü sırada bulunuyor. Mega yat üretimi yaptıran yabancı yatırımcılar ise Tuzla'yı yakın takibe aldı.

Dünyada inşa edilen 25 bin 000 dwt altı, kimyasal tankerlerin yüzde 45'i ülkemizde üretiliyor. Üretimimin yüzde 53'ü ihraç ediliyor, ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırayı yüzde 10 ile Malta alıyor, ihraç edilen gemilerin yüzde 46'sını kimyasal tanker, yüzde 10'unu konteynır, yüzde 8'ini kuru yük gemisi oluşturuyor.

2006 yılında teslim edilen gemi kategorileri arasında ilk sırayı 44 adetle kimyasal tankerler aldı. Bu tankerlerin 15'ini yerli, 29'unu yabancı alıcılar oluşturdu, ikinci sırayı ise 9 adetle balıkçı gemileri alırken, üçüncü sırada da 8 adet ile konteynır gemileri yer aldı. 2006 yılı teslim edilen kategorisinde yurt dışı taleplerinde ilk sırayı kimyasal tanker alırken, ikinci sırada da konteynır bulunuyor.
Sektör atağa kalktı

Gemi inşa Sanayicileri Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bayrak, tersanelerin daha yüksek tonajlı gemi üretimine doğru gittiğinin altını çizerek şöyle konuştu: "Osmanlı döneminde274 olan tersane sayısı Cumhuriyet döneminde 33 tersaneye düştü. Bu gün ise inşa halinde olan tersanelerle birlikte 120 rakamını telaffuz edebiliyoruz. Artık sektörümüz ayaklandı. En son Samsun'da bir tersane açtık.

Mevzuat sıkıntılarını aşarak maddi olarak devletten yardım almaya gerek duymayacak hale geldik. Büyüme ve kapasite artışları sorunlarını aşmaya başladık. Gemi yapım ve onarımı dışında gemi yan sanayi ürünlerinin üretim çalışmaları içine girdik. Yakında Karadeniz ve ya Ege kıyılarında bir fabrika açmayı düşünüyoruz. Bu gelişmelerle daha büyük gemiler inşa edebileceğiz."

“Tersanelerimiz küçük”

Dünyanın en büyük yüzer havuzunu inşa ettiklerini söyleyen Tuzla Tersanesi sahibi Kahraman Sadıkoğlu, sektörün sorunlarına değinerek "Türkiye'de 140-150 metrelik kızaklarda 10 bin tonluk gemi 2 yılda yapılıyor. Japonya 200 bin tonluk tankeri bloklar halinde 10 ayda yapıyor. Ülke toplamında 9.5 milyar dolar gelir sağlıyoruz.
Uzakdoğu'da bu rakam 150 milyar dolar. Türkiye'de tersane yok, tersane-cik var. 2010 senesine kadar dolu olmamızın nedeni tersanelerimizin yapısının küçük olması. Küçük arazilerde, küçük işler, çok uzun zamanda yapılabiliyor.

Bizdeki tersaneleri yürüyerek 15 dakikada gezebilirsiniz. Oysa Japon-ya'daki bir tersaneyi dört buçuk saatte gezdim. Devlet bize küçük parseller veriyor. Arazimi büyütmek istiyorum ama devlet izin vermiyor.

Dünyanın en büyük yüzer havuzunu İtalyanlardan aldık. Ama kara alanım küçük olduğu için tam verimli olamıyorum" dedi.

Kaynak: Tuğba Bozkurt/Milliyet Business


 

Editör: TE Bilişim