Pendik ile Tuzla Tersaneleri Arasındaki 'Ölümcül' Fark

İSTANBUL - Pendik'teki İstanbul Tersanesi, sadece son üç ayda sekiz işçinin kazalarda öldüğü Tuzla tersanelerine 500 metre uzaklıkta. Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı, 1850 işçinin çalıştığı tersanede en son ölümcül kaza, 1998'de meydana gelmiş. İşçilerin örgütlü olduğu Türk -İş'e bağlı Türk Harb-İş Sendikası Anadolu Yakası Şube Başkanı Hüseyin Över, "Tuzla'yla, siyah ile beyaz kadar farklıyız" diyor.

Hüseyin Över'e göre Pendik'te, örgütlü bir işyeri ve bilinçli işçi olmanın avantajı var. İşçilere eğitimler veriliyor, önlemlerin alınıp alınmadığı takip ediliyor. İşveren ve sendikanın oluşturduğu, işçi sağlığı ve güvenliği kurulu var:
"Bu kurul, işyerindeki aksaklıkları gündeme alır, çözüm önerilerini ve bunların takibini yapar. İşyerinde uyulması gereken kurallar var. Örneğin, bir iskelenin kuruluş şekli, bağlantıları, iskeledeki çalışacak elemanın nasıl çalışması gerektiği... İşçinin emniyet kemeri, koruyucuları, bareti mutlaka olmalı. İşin türüne göre ayağında çelik ayakkabı veya elektrikle çalışıyorsa, kauçuk tabanlı ayakkabı olmalı. Maske ve eldiven kullanmalı."

20 görevli sürekli denetimde

Pendik'te işçiler bilinçlendirilirken, 'iş emniyetçisi' denilen 20 kadar görevli de çalışanların kurallara uyup uymadığını denetliyor. İşçi güvenlik tedbirlerine uymuyorsa ceza veriliyor. Ayrıca işçiler hem işe girdiği süreçte hem çalıştığı sürede periyodik olarak eğitiliyor.

Pendik'te sigortasız ve sendikasız çalışmak mümkün değil. Tuzla tersanelerinde yaygın olan taşeron uygulamasına, iş yoğunluğunun çok artması gibi istisnai koşullarda ve geçici olarak başvuruluyor. Sigortasız taşeron işçiler de tersaneye sokulmuyor. Tabii Pendik'te de iş kazaları olmuyor değil. Över, "İş kazası olmaması mümkün değil. Bizdeki kazalar genelde, sıyrıklar ve çatlaklar biçiminde" diyor. Över'e göre, 'önlemsizlikler ve hukuksuzlar cehennemi' Tuzla, 'önlemler cenneti' Pendik'ten şöyle görünüyor:

"Tuzla'da 20 binin üzerinde işçi var, 5 bini kadrolu. Geri kalanı her gün sirkülasyona uğruyor. Amele pazarından alınan işçiler gibi. Ne iş olursa yaparlar. Ölüm riski de olsa. İnsanların güvencesi yok. İşverenler taşeron sisteminde ucuz emeğe öncelik verip, maliyeti düşürmek için tedbir almayarak kazalara davetiye çıkarıyorlar. Kurallar uygulanmalı, denetimler sıklaştırılmalı, taşeron sistemi kaldırılmalı. Örgütsüz ve bilinçsiz insanları tehlikeye atmamak lazım. Taşeron sistemi en büyük düşmanımız. İçimiz burkuluyor. Bu kadar kuralsızlık, yasa tanımamazlık olmaz. Yasalar hayata geçmiyor?"

Tuzla tersanelerinde geçen yıl 13, 2008 başından beri de sekiz işçi kazalarda öldü.

Radikal

Editör: TE Bilişim