İşçiler kazayı anlattı
 
Cevat Toy 'un ölümüne tanıklık eden Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB -DER) üyesi işçiler anlatıyor:

Dearsan Tersanesi'nde Güven Makine isimli taşeronda çalışmaktaydık. Kazanın olduğu gün kızakta bulunan, kazanın gerçekleştiği geminin hemen yanında çalışıyorduk. Yaklaşık saat 15:26 sıralarında gemiden gelen bağrışmalar üzerine hepimiz gemiye doğru yöneldik. Yine bir kaza haberiydi yükselen feryatlar. İnsanlar geminin güvertesine doğru yönelmişlerdi biz de hızla güverteye çıktık. Güvertenin ortalarında bulunan menhol deliğinin hemen başında bir işçi arkadaşın ağlayarak feryat ettiğini gördük. İş güvenlikçiler ve işçiler deliğin başına toplanmışlardı. Ben de düşen arkadaşı görmek için deliğe doğru yöneldim.

Yaklaşık 4 metre yükseklikteki delikten düşen arkadaşın yukarıdan vuran ışık sadece gövdesini aydınlatıyordu. Kafası ve ayakları yukarıdan bakınca görünmüyordu. Hayal meyal seçilen kan yanından usul usul sızmıştı. Bir tarafta da feryatlar aralıksız durmadan devam ediyordu. Bir anda ağlayan arkadaş baygınlık geçirdi. Hepimiz arkadaşın yanına sokulup sakinleştirmeye çalıştık. O sıra uzaktan ambulans sirenleri ölüm çanları gibi çınlayarak yakınlaşıyordu.

Ellerinde sedyeden başka hiçbir teçhizat olmadan sağlık ekipleri yukarı çıktılar. Bir panik baş göstermişti. Deliğin içerisi karanlıktan tam gözükmüyordu. Taşçıların fenerleri girdi hemen araya. Sağlıkçılar deliğe doğru uzanıp içeri girdiler. O sıra iş güvenlikçiler ve taşeronlar gemide bekleyiş içerisinde olan işçileri azarlayarak aşağı indirmenin, gelişebilecek herhangi bir tepkiyi başlamadan bertaraf etmenin telaşı içerisindeydiler.

Kazanın şokunu bağrışmalarla o anda atabildim. İşçileri iteklemeye başlayan bir güvenlikçiyle ağız dalaşı başladı o anda. Bu sefer ben bağırmaya başlamıştım, kalp krizi tutanağı mı tutacaksınız neden insanları itekliyorsunuz vb. itiş kakış başlamışken düşen arkadaşın kalbinin durduğunu anladık. Sağlık ekiplerinin aşağı doğru hızla yönelmesiyle ortamda birden bir bekleyiş daha başladı. O anda arkadaşın hâlâ yaşadığını ama her an ölebileceğini anlamıştık. Elektro şok cihazı yukarı çıktı beş dakika geçmemişti ki sağlık ekipleri delikten dışarı çıktılar. Bu sefer ben yine arkadaşın durumunun ne olduğunu sordum. Arkadaşın öldüğünü o anda anlamıştık.

Müdahaleler de ölümü getirdi

Hiçbir ekipman kullanmadan arkadaşın vücudunun belli yerlerine giren demir parçalarını elleriyle çıkartıp arkadaşı sedyeye koymak isteyenler Cevat "ın ölümüne neden olmuş oldular. Yeniden bir itiş kakış ve işçileri olay yerinden uzaklaştırma çabaları başlayınca bu sefer daha gergin bir atmosfer oluştu. Ben bir güvenlikçiyle girdiğim tartışma üzerine adamın üzerine yürüyünce beraber çalıştığım arkadaşlar ve ustabaşı araya girdi.

Gemiden aşağı inmiştik tersane güvenlikçilerinin terörü devam ediyordu. Aşağıda da birçok kere birbirimize girme girişimizde bulunduysak da işçiler tarafından engellendik.

Aşağıda ölen arkadaşın iş arkadaşlarıyla gerçekleşen diyalogda olayın gerçek yüzünü öğrenmiş olduk. Cevat Toy gemide tavcı olarak çalışan arkadaşımız, yemek paydosundan sonra bir daha ortalıkta görünmemiş. Beraber çalıştıkları eniştesi durumu yetkililere bildirdiyse de ciddiye alınmamış. Arkadaşın düşmesinden yaklaşık üç saat sonra eniştesi kendi çabalarıyla arkadaşın düştüğü yer tespit edilmiş. Üç saattir ölmeyen arkadaşımız zamanında müdahale edilebilseydi şimdi aramızda olacaktı. Belki müdahale edildiği zaman doğru bir müdahale yapılabilseydi arkadaşımız yine de yaşıyor olabilirdi.

Ama insan yaşamının hiçe sayıldığı patır, patır insanların göz göre, göre can verdiği tersanelerde böylesi bir bekleyiş ne yazık ki gerçekçi değil. Şimdiye kadar yaşanan cinayetlerin tablosu bir katliam tablosundan başka bir şey değil.

Aşağıda bekleyiş halinde beklerken bu sefer de kapı güvenlikçisi olay yerine doğru işçileri dağıtmaya çalışarak ilerliyordu. Ölümlerin bu kadar alışıla geldiği bir atmosferde işçilerin yaşananlara tepkisiz kalması ve geri çekilmeleri üzerine bu sefer bir kavga da güvenlikçiyle yaşadık. Şefinin geldiğini ve herkesin dağılmasını söyleyerek gelen güvenliğe olayın hezimetiyle bağırarak karşılık verdim güvenlikçi sesini kestiyse de ustabaşı ve arkadaşlar bizi sakinleştirmek için olay yerinden uzaklaştırdılar. İşçilerin tepkisizliği ise cabası.

Çalışma saati bitmeden bizleri gönderdiler. Öbürsü gün de tersanede kimsenin çalışmayacağını söylediler.

SOL/Tümgazeteler.Com

Editör: TE Bilişim