Gemi inşada bıçak kemiğe dayandı

Hem gemi inşa sektörü hem de yan sanayi önümüzdeki birkaç yılın kendileri için belirsiz olduğu görüşünde birleşiyor.

Krizden en ağır darbeyi alan gemi inşa sanayi, yeni sipariş alamayınca çareyi gemi bakım onarım faaliyetlerine ağırlık vermekte buldu. Yeni siparişlerin olmaması tersaneler kadar gemi inşa yan sanayiini de düşündürüyor. Hem gemi inşa sektörü hem de yan sanayi önümüzdeki birkaç yılın kendileri için belirsiz olduğu görüşünde birleşiyor.

Tersanelerde sadece tamir için gemi var

Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri olan ancak küresel krizden en ağır darbeyi alan gemi inşa sanayi, bir yandan can çekişirken bir yandan da tamire yönelerek ayakta kalmaya çalışıyor.

Kriz nedeniyle neredeyse yeni sipariş alamayan tersaneler çareyi gemi bakım onarım faaliyetlerine ağırlık vermekte buldu. 55 yıllık geçmişiyle Tuzla’nın önemli tersanelerinden biri olan Gisan da tamir konusunda Tuzla’da ilk beşe girmeyi hedefliyor.

”Tuzla 40 bin çalışanını kaybetti”

Gemi inşa sanayinin Türkiye’den çok, dışarıya bağımlı bir sektör olduğunu ve dolayısıyla Türkiye’de yaşanan krizlerden çok dünyada yaşanan krizlerden etkilendiğini vurgulayan Gisan Tersanesi Genel Müdürü Türker Yaltır,  bu krizin tersanecileri çok kötü etkilediğini dile getirdi. Yaltır,  “İnsanlar iyimser düşünmek istiyorlar ama burada durumlar kötü. Yılbaşından sonra iyice kötü olacak. Şu ana kadar eski siparişler vardı.  Ama artık yeni sipariş yok. Tuzla’da bulanan 65 bin çalışan sayısı 25 bine düşmüş durumda. Bu insanları geri kazanmak da kolay değil. Birçoğu köyüne döndü. Bir kısmı başka sektörlere geçti. Bu sektörü riskli buldular. Oysaki işçiler bu işin can damarı” dedi. 

“Devlet tek bir somut adım atmıyor”

Devletten bu konuda daha çok destek beklediklerini ifade eden Yaltır, “ Devlet, otomobil sektörüne yaptığı bir desteği neden gemi inşa sektörüne de yapmasın. Bize sitem ediyorlar. Neden bize projeler sunmuyorsunuz diye. Her şeyin bir sırası var. Şimdi tam yapacağımız zaman, bu sefer devlet geri duruyor. Şu anda Tuzla’da bütün tersanelerin ana makineleri var ve iptal edemiyoruz. Ana makineyi sipariş etmişiz. Diyoruz ki, peşinatlarımızı yakın. Biz bu parayı alıp gemi yapacak durumda değiliz. Onlar da ‘hayır sen bu makineyi alacaksın’ diyor. Bunun yanı sıra, bizim çok eski bir koster filomuz var. Aynı hurda araçlara uygulandığı gibi bir kampanya oluşturulsa, bu koster filosunu atıp, bir miktar kendileri teşvik etse, bir miktar da biz elimizdeki makineleri değerlendirerek bir imalata geçsek; tersaneciler bu krizi aşar. Devletin teknik olarak yapabileceği en iyi şey bu.  Şu anda elinde gemisi olup ve bitiremeyip sefere alamayan tersaneler çok zor durumda. Bu konuda bankacıları tersanelere yönlendirip, tersanecilere güven telkin edip bu işin önünü açarlarsa bize çok faydalı olurlar. Öte yandan devlet, bu dönem için tersanecilerin çok ağır yükleri olan SSK, elektrik, enerji, ve peşin vergi konularında da bize yardımcı olabilir. Yoksa bu sektörü kaybedecek. Çünkü bu sektör şu anda can çekişiyor, ölüyor” şeklinde konuştu. 

“Gisan ilklere imza atmanın onurunu yaşıyor”

Yaşanan tüm sıkıntılara rağmen Türkiye ve gemi inşa sanayi için iki önemli projeye imza attıklarını dile getiren Yaltır, “ Yalova’da açtıkları şubelerinde, Kıyı Emniyet Müdürlüğü için inşasına başladıkları yakıt toplama ve şamandıra elleçleme gemisinin hem Gisan için hem de Türkiye için önemli bir referans teşkil ettiğini dile getirdi. Yaltır, “Bu çok özel bir proje aslında. Türkiye de ilk, dünyada da çok fazla yok. İstanbul Boğazı gibi bir tehlikemiz var. Senede yüzlerce tanker geçiyor. Kazalar da oluyor. Yarın öbür gün orda bir gemi kazası olsa yüzyıllardır temizliği korunarak bize devredilmiş bir mirası kaybedeceğiz. Bu gemi ona ani müdahale edebilecek ve toparlayabilecek bir yetenekte. Bu aslında çok önceden yapılması gereken bir projeydi. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bundan toplamda 4 adet yaptıracağını söyledi. Bu da hem bizim, hem de ülke için sevindirici. Bunun altına Gisan tersanesinin imza atması da bizim için çok onur verici” dedi.
Ayrıca Türk bir dizayn firması tarafından tasarlanmış ve inşası devam eden 6500 dwt asfalt tankerinin de gemi inşa sanayi için referans teşkil eden bir diğer önemli projeleri olduğunu ifade eden Yaltır, “ Bundan sonraki hedeflerimiz ise, tamir konusunda ilk beş firmaya girmenin yanında,  kara sektöründe imalatlar yapmak.  Yine Yurtdışı ile ciddi görüşmelerimiz var.  Yeni teklifler veriyoruz. Onları buraya yönlendirmeye çalışıyoruz. Bunların dışında Yalova’daki kapasitemizi artıracağız. Çünkü Tuzla’nın yeni inşa kapasitesini oradan besleyip buranın gemi inşadan arttırdığı gücünü tamire yönlendirmek istiyoruz” dedi.

Gemi yan sanayide 2010’dan sonrası karanlık

En az gemi inşa kadar krizden zarar gören gemi yan sanayi de yeni sipariş alamamaktan şikayetçi.

Gemi yan sanayiinin, gemi inşa sanayi ile bire bir bağlantılı olduğunu dile getiren Türkiye’nin alanında tek üretici firması Ensar Gemi ve Yan Sanayi şirketi Genel Müdürü Özkan Köksal “Gemi inşa sanayi çalışmadığı sürece yan sanayi de var olamaz” dedi. Köksal konuyla ilgili şunları söyledi: Gemi yan sanayi, gemi inşa sanayi ile çok iç içe bir sanayi. Kriz  nedeniyle siparişlerimizde %50’den fazla düşüş yaşandı. Eski siparişlerimiz vardı, fakat onları da armatör finansman sorunu yaşadığı için durdurduğu zamanlar oldu. Ödemelerde aksamalar oldu. Daha sonra bankalarla bu sorun çözdükçe  eski siparişler devam etti. Dolayısıyla bu seneyi onlar besledi. Sektör 2010 ve 2011 yılından pek fazla bir şey beklemiyor. Önce armatör maliyetini çıkaracak, navluna ulaşacak, sonra borcunu yeniden yapılandıracak. Onu yenecek. Ancak o zaman  yeni siparişe geçecek. Öngörüler bu şekilde.”

“Türkiye stratejik konumunu korumalı”

Gemi inşa sektörünün ticari olduğu kadar stratejik önemi de olan bir sektör olduğunu ifade eden Köksal, “Bugün Türkiye dünyada askeri gemi yapan az sayıda ülkeden birisi haline geldi. Bu konumunu sürdürmesi lazım.Türkiye, dünyanın ilk 10 gemi inşacı ülkesinden birisi. Bu avantajlarını  ve stratejik düzeyini koruması lazım. Çünkü bir daha toparlamak çok zor. Hükümet  konuya bu şekilde yaklaşırsa, sahip olduğu bu konumu nasıl koruyabilirim diye düşünürse, ancak o zaman  doğru analizler yapabilir ve doğru karar verebilir diye düşünüyorum. Türkiye gemi inşacı  bir ülkedir ve  bu konuda küresel oyuncudur. Kalitesi ve kapasitesi itibari ile dünyaya kendini kabul ettirmiştir. Ancak özel sektörün serbest piyasa ekonomisini belirlediği  ülkemizde hükümet konuya, özel sektör iyi piyasada da kötü piyasada da kendi başının çaresine bakmalıdır diye yaklaşırsa,  bu yanlış bir yaklaşım olur. Birey olarak görmediğiniz zaman, ülkenin bir değeri olarak gördüğünüz zaman çözüme daha kolay ulaşılır ve bundan herkes fayda görür” şeklinde konuştu.

“Devlet destek verirse bu iş yürür”

Devletin alacağı birkaç önlemin sektöre büyük katkıları olacağı görüşünde olan  Köksal, sektör olarak hükümetten beklentilerini şu sözlerle dile getirdi: “Sayın bakanımız kamu yatırımlarını öne almaya çalıştıklarını, kamunun ihtiyacı olan deniz araçlarının yapımı için finansman ayarladıklarını ve bunun için 600 milyon TL’lik bir bütçe ayırdıklarını açıklamıştı. Bunu hayata geçirebilirlerse, sektöre de büyük katkı sağlamış olacaklar. Böylelikle tersaneler için bir kapasite bir imkanı oluşabilecek. Yine Koster filosunu  yenilemek  gibi bir öneri gelmişti. Bunun üzerinde çalışıldı. Rapor hazırlandı. Bu projeye başlanması, gemi inşa sektörümüzü iki yıl düşük dozajda da olsa çalıştırır. Sonuç olarak sektör,  birinci viteste yol almaya devam ederse, işler açıldığı zaman vites değiştirmesi kolay olur. Ama arabayı  durdurursa, tekrar çalıştırmak zor olacak.“

Editör: TE Bilişim