Türkiye'de gemi sanayicileri butik tersanecilik yapıyor

GİSBİR ve Tor Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Torlak, “Tuzla’daki tersanelerin ürettiği gemiler son derece başarılı olduğunu işaret ederek, 'Türk tersaneleri butik tersanecilik yapmaktadır' dedi.

“Birikimlerimizi sadece kimyasal tanker inşaatlarıyla sınırlandırmamalıyız. Ro-ro gemileri,Ro-Lo gemileri, çimento fabrika gemileri, açık deniz balık işleme gemileri, Car Carrier olarak tanımlanan araç taşıma gemileri, LPG ve LNG tankerleri, ve hatta bir kademe daha ileri giderek ayrı bir inşaat özelliği ifade eden turistik yolcu gemileri inşa edebilecek teknik ve teknolojik düzeye gelebilmeliyiz."

Türkiye’de gemi inşa sanayiindeki gelişmenin analizi yapıldığında kapasitesinin ne olduğu hakkında kesin verilerin ortaya çıkacağını belirten GİSBİR - Gemi İnşa Sanayicileri Birliği Konsey Başkanı ve Tor Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Torlak, Tuzla’daki tersanelerin meydana getirdikleri gemilerin kalitesine bakıldığında son derece başarılı olduğunu işaret ederek, “Türk tersaneleri butik tersanecilik yapmaktadır" dedi.

Son iki-üç yıldan beri inşa edilmekte olan gemilerin dwt fiyatının 2 bin doları geçtiğini söyleyen Torlak, "Azami 50,000 dwt’a kadar olabilecek tonajlar civarında daha özellikli gemilerin inşaatına ağırlık vermemiz doğru olacaktır. Dwt başına 2 bin dolar; hem ekonomik açıdan, hem de istihdam açısından yüksek bir rakam elde etmekte olduğumuzu ve yüksek tonajlı gemilerin öylesine cazip bir hedef olmadığını ortaya koyuyor" dedi.Butik tersanecilikten 300 metreye kadar gemileri inşa edebilen tersanelerin anlaşılması gerektiğini söyleyen Torlak, "Türk gemi inşa sanayiinin gelişimi yeni tersane yatırımlarıyla geliştirmek demek, tonajdan ziyade bu tersanelerin 240-300 metreye kadar gemiler inşa edebilen tersaneler olarak görmeliyiz. Biz halen kimyasal tanker inşaatlarında Avrupa’da birinci sıraya çıkmış durumdayız. Ancak birinciliğimiz 10.000 dwt’a kadar olan kimyasal tankerlerde olmaktadır. Bize çok yoğun siparişler geliyor diye gevşemek olamaz. Zira bu tonaj sıralamasındaki gemilere olan taleplerin azalacağını da biliyoruz" dedi. Yapılan araştırmalar ve ortaya konulan raporların ve istatistiklerin 10.000 dwt kademesindeki kimyasal tanker ihtiyacının doyma noktasına yaklaşmakta olduğu gösterdiğini belirten Torlak, "Bunun yerine 40.000 dwt’a kadar kimyasal tanker diliminde yeni inşa taleplerinin artacağı ortaya çıkıyor. O halde bizlerin bu talebe kendimizi hazırlamamız gerekmektedir" dedi.

Tankerlerle yetinmemeliyiz

Tersanecilerin kendilerini sadece kimyasal tanker inşaatlarıyla sınırlandırmamaları gerektiğini söyleyen Torlak, "Ro-ro gemileri, Ro-Lo gemileri, çimento fabrika gemileri, açık deniz balık işleme gemileri, Car Carrier olarak tanımlanan araç taşıma gemileri, LPG ve LNG tankerleri ve hatta bir kademe daha ileri giderek ayrı bir inşaat özelliğini ifade eden turistik yolcu gemileri inşa edebilecek teknik ve teknolojik düzeye gelebilmeliyiz" dedi.
Avrupa Birliği’ne girmek için çok yoğun çabalar sarfeden Türkiye’de işçilik maliyetlerinin, Uzakdoğu'yal, özellikle de Çin’le kıyaslanabilir durumda olmadığının altını çizen Torlak, "Avrupa Birliği normlarına uymak kaydıyla yerel yönetimlerden bazı destekler veya devletin nakdi değil, ama ayni teşvikleri olabilir. Bunlar; yıllık Milli Gelir payları bin 500 doların altında kalmış bazı kentlerde, ucuz enerji ve bazı vergilerden muaf tutulması, işçilerin ücretlerinden işverene düşen SSK primlerinin düşürülmesi, bedelsiz arazi tahsisi, hatta tersane arazilerinin satışının yapılması gibi teşvikler olabilir" dedi.

Torlak, "Gemi inşa tersaneleri gibi deniz kıyısında kurulması kaçınılmaz olan sanayi yatırımlarında arazilerin devredilmesinin zaruridir. Devlet, bu yatırımlara yönelik projeleri belli bir denetime tabi tuttuktan sonra sanayi yatırımına ait alt yapı hazırlıkları tamamlanmasını takiben, mülkiyetin yatırımcıya verilmesi de sağlanmalıdır" dedi.

Tuzla tersaneler bölgesinin ağırlıklı olarak Türkiye’nin ana tersane merkezi olarak görüldüğünü, ancak başka tersane alanlarının, başka alanlarda daha iyi koşullarda gemi inşa Aresbet ve onarım alanlarının olması gerektiğini vurgulayan Torlak,  "Tuzla’da tüm tersaneler birkaç sene için yeni sipariş alamayacak kadar dolu hale gelmişlerdir. Çok daha önceden böyle bir gelişmenin yaratacağı ihtiyaç görülerek Karadeniz’de, Marmara’da, Ege’de veya Akdeniz’de yeni tersane alanları tahsis edilmeliydi. Biz bunları Gemi İnşa Sanayicileri Birliği üyeleri olarak benim başkanlığımın döneminden başlayarak yeni tersane bölgelerinin tayini ve tespitiyle ve yaşama geçirilmesi hakkında israrcı olduk ve hükümetlerimize raporlarla gelen tehlikeyi, ihtiyacı bildirdik. Şimdiki hükümetimiz süratli bir çalışmayla özellikle Karadeniz’de ve Marmara’da bazı tersane yerlerini tespit ederek tahsis yönüne gittiyse de, genelde çok geç kalındı" dedi.

Kararlar ortaklıkla alınmalı

Denizcilik müsteşarlığındaki gemi inşa ve tersaneler konusunda sorumlu genel müdürlük makamının çalışma tarzına bir itirazı olmadığına söyleyen Torlak "Ancak, tahsis için tayin ettikleri tersane olabilecek alanların tespitinde kesin kararı vermeden önce, bu yerlerin alt yapılarının uygun olup olmadığı kararının Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’yle birlikte verilmesi lazımdı" dedi.

Tersane amacıyla tayin ve pazarlanacak olan yerlerin, devlet tarafından koruma altına alınmış olması, alt yapısı tamamlanmış, enerji bağlantıları gerekli kapasitelerde sağlanmış olması gerektiğini söyleyen Torlak sözlerine şöyle devam etti:

"Tüm bu ciddi çalışmalarımızla elde ettiğimiz kararın özündeki doğrulara rağmen, tespit edilen bir arazi şeridini dörde beşe bölüp, al bu kadar yere yatırım yap demek olamaz. Bunun kimseye faydası yoktur. Türkiye’de bürokratla bürokrasi arasında ciddi sıkıntılar var. Bürokrasideki kuralları bürokratlar farklı algılıyor, farklı tepkilerle ortaya çıkıyor. Bizler ise işin içinden gelen sanayiciler olarak yol gösteriyoruz. Katkıda bulunmak istiyoruz."

Pendik Tersanesi atıl durumda

Tuzla’daki tüm tersanelerin kapladığı alanın büyüklüğü kadar bir alana yayılmış olan Pendik Tersanesi'nin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devredilmesi yüzünden bomboş yattığına dikkat çeken Torlak, "Atıl duran bu tersaneyi gördükçe yüreğim parçalanıyor. En azından alt yapısı bitmiş bir gemi inşa tersanesi orada bomboş yatıyor. Arada bir bir ticari geminin havuzlandığı görüyoruz. Bir de İDO’nun hızlı feribotlarının bakımı yapılıyor. Bu koskoca gemi inşa potansiyeli Türkiye’nin yatırımıdır. Ekonomiye kazandırlması için bundan daha uygun zaman olamaz" dedi.
Başka bir sorunun da Tuzla’daki tersane alanlarının şirketlere satılarak bu arazilerin sahibi durumuna gelmeleri sağlayacak yasal değişikliğin gerçekleştirilmesi olduğunu söyleyen Torlak, "Anayasa’nın 43'üncü maddesi kıyı kenar çizgisi olarak yorumlanan hudutları içersindeki arazilerin şahıs mülkiyetine geçişine engel gibi göründüğü kanısına karşın, Kıyı Yasası'nın 6 ve 7'nci maddelerinin biraz değişiklik yapılması halinde Tuzla’daki tersane alanlarının satışına uygun hale gelebileceğini göstermekte ve yakında çok başarılı bir aşamanın da gerçekleşeceği anlaşılmaktadır" dedi.

Torgem Tersanesi

Torgem Tersanesi’nde bir zamanlar çoğunlukla konteyner gemisi inşaatı gerçekleştirdeklerini anlatan Kenan Torlak, "Son zamanlarda IMO II kimyasal tanker siparişleri gelmektedir. Bu gemi tiplerinde de yoğun bir inşaat faaliyeti sürdürmekteyiz. Bunlar 5,800 - 12,000 dwt arasında. Halen tersanemizde devam eden sekiz proje bulunuyor. Bunlardan beşi inşa halindedir. Geçtiğimiz aylarda Beşiktaş Denizcilik adına Dora isimli ihraç amaclı bir kimyasal tankeri denize indirdik. Bu tankerin çok yakında sefere çıkmasını bekliyoruz" dedi. Torlak'a göre Torgem Tersanesi'nin faliyetelri şöyle: 

Med Marine’e ait Pakize S. Kimyasal tanker, en son olarak denize indirilen kimyasal tanker. Soli isimli bir şirket adına 5,800 dwt’luk tanker aralık ayı sonuna kadar denize indirilecek. Ayrıca 12,000 dwt’luk ve seri halde Fransa’ya 5,800 ve üç adet 3,300 dwt’luk kimyasal tanker inşaatları gerçekleşecek. İki adet 145 metre boyunda 23 metre genişliğinde yolcu gemisinin kabuk inşaat bitmiş durumda.

Torgem Tersanesi’ne son iki yılda 2 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirildi. Bir kesme makinesi daha devreye girdi. Böylece ayda 200-300 ton saç işlenebiliyor. Kreynlerin yanına, 20,000 dwt’luk gemi siparişleri dikkate alınarak 2x 150 ton kaldırma kapasiteli yeni bir kreyn daha inşa edilecek.

Editör: TE Bilişim