Diyarbakır a deniz gelse ne olur ?Her sabah  iki mavinin ufukta  kucaklaşmasına açsa gözlerini mesela..Ağır başlı güneyli rüzgarlar  Diyarbakır a sabahın ilk gülümsemesi olsa..Oradan oraya koşan ve denize ait ne varsa toplayan kara kafalı bebelerin mutlul

Diyarbakır a deniz gelse ne olur ?

Her sabah  iki mavinin ufukta  kucaklaşmasına açsa gözlerini mesela..

Ağır başlı güneyli rüzgarlar  Diyarbakır a sabahın ilk gülümsemesi olsa..

Oradan oraya koşan ve denize ait ne varsa toplayan kara kafalı bebelerin mutluluk çığlıkları ile dolsa sahiller..

Ufukta beliren her siyah nokta limana gelen yeni bir misafir yeni bir dost olup yürüse içine sokakların...

Denizin bereketi zeytin dallarını yeşertirken  koca bir  çınar  da denize uzatsa heybetini..

Mavi atlasın adaleti  ruhlara mıh gibi işlese ve  her akşam gökyüzünde parlayan bir kutup yıldızı olsa..

Balıkçılar her akşam tekneleri dolu , dalyanlarda ki bereketi yoksulluğa inat sofralara taşısa..

Hırçınlığı fırtınalara direnç, suskunluğu cehalete bilgelik kılan denizin yeri olsa Diyarbakır..

Olsa keşke..

Hepimiz biliriz ki ;

deniz hasrettir ..Sabrı öğretir, ruhu terbiye der..

Özgürlüktür deniz..İnsana insan olduğunu, özgür olmayanın güçlü olamayacağını hatırlatır..

Deniz ulaşmaktır sevgiliye.  Dayanabilmenin ödülünü sevdiklerine dokunmakla alırsın..

Deniz yeni insanlar yeni yerler demektir..Farklılığı  kardeşliğe dönüştürür..Sevebilmeyi öğretir..

Deniz arınmadır..Her fırtınadan sonra yenilenen iman seni daha temiz kılar...

Deniz böyle bir şey işte..Düşüncesi bile insana neleri anlatır...

************************************

Her şehit haberinde Kürt kökenli kardeşlerimi , milletimi ve vatanımı daha çok seviyor daha çok bağlanıyorum..Fırtına sonrası imanımın yenilenip güçlenmesi gibi insanıma olan inancım kaya gibi güçleniyor....

Her şehit toprağa düştüğünde  Kürt kardeşime daha çok sarılıyorum..Unutmayın; her şehit bin insana can verir..Şemdinli de korkudan ne yapacağını bilmeyen Kürt bebelerine , analarına, yaşlı ninelere, dedelere de verilen candır şehit Mehmet in şahadeti..Farklılıkların kaybolduğu bir canın bin can olduğu andır ölüm..

Tevazu yok bu sefer...Ben bilgeliğimi denizden aldım..Karada kaybetmem..

Diyarbakırlı insanımızın iki mavi  ufukta nasıl kucaklaşırsa diğer maviye  sarılacak anı beklediğini ben biliyorum..

Hakkarilinin kucaklaşmaya hasret, gözünü  Anadolu ya  diktiğini tenime çarpan yel gibi hissediyorum..

Olağanüstü günleri aşmak sıradan düşüncelerin seline kendini kaptırmayacak kadar güçlü ve insani düşünebilen “özgür” bireylerin işidir..

Ben biliyorum ; Diyarbakır deniz olmuş gökyüzünü bekliyor..