Hürmüz boğazında, bölge tarihinin en kapsamlı askeri tatbikatları başladı. Birleşik Amerika, İngiltere, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri dahil 30 ülkenin katıldığı tatbikatlar Birleşik Amerika’nın girişimi üzerine yapılıyor. Türkiye’nin NATO üyesi olması ve Birleşik Amerika ile müttefik ilişkilerde olması nedeniyle tatbikatlara katılması gerektiği düşünülebilirdi. Oysa tatbikatların katılımcıları arasında Türkiye yok. Bunun sebebi nedir?

Bazı uzmanlara göre Türkiye, NATO’daki müttefiklerine Suriye konusundaki tavrı yüzünden gücendi. Müttefikler Türkiye’yi, Batı’nın ortak tavrını destekleme yolundaki çabalarından kaynaklanan sorunlarla tek başına bıraktı. Diğer bazı uzmanlara göre Türkiye, tatbikatlara katılmayı reddetmekle, bağımsız bir dış politika izlediğini ve Tahran’a karşı koyan Sünni blokuna dahil olduğu iddialarının temelsiz olduğunu göstermek istedi.

Bilkent Üniversitesi’nde görevli uzman Koray Gürbüz, Rusya’nın Sesi Radyosu’na bu konudaki fikirlerini açıklayarak şöyle konuştu:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin Dışişleri Bakanı olsun, Genelkurmay Başkanı olsun veya CIA Başkanı olsun, Türkiye’yi ve Körfez ülkelerini sürekli olarak dolaşmaktadırlar. Bunlar bir plan yapmakta ve ülkeleri de bu plana sokmak için elinden gelenini yapmaktadır ama bu yaptıkları plan bana göre Dünya’yı çok büyük zararlara uğratacaktır; hem ekonomik açıdan hem de Dünya’nın geleceği açısından. Çünkü bölgede yapılacak herhangi bir savaş birçok ülkenin katılımıyla sonuçlanacak ve belki de üçüncü Dünya savaşının çıkma ihtimali doğacaktır. Hürmüz Boğazı’nda yapılan tatbikata 30 ülke katılmakta ve bu ülkelerin amacı, İran’a karşı bir gövde gösterisinde bulunmaktır. Çünkü Hürmüz Boğazı enerji yolları bakımından çok stratejik bir yer olduğu için çok önemli ve bu tatbikatların yapılması da bir tehditkar anlamı oluyor. Bu yüzden bölgedeki ülkelerin, Amerika’nın, İsrail’in ve İngiltere’nin önderliğinde yapılan böyle bir tatbikata katılması yanlış ve İran, Rusya ve Çin’i bu tatbikata karşı bir koz vermek anlamına geliyor. Eğer İran, Rusya, Pakistan, Hindistan, Çin ileride ayrı bir tatbikat yaparlarsa haklı olurlar. Türkiye’nin bu tatbikata katılmamasının sebebine gelince de, katılması bir kere yanlış olurdu, çünkü Türkiye’nin tatbikatları daha önceden planlanan tatbikatlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tatbikatları en az bir yıl öncesinden planlanıp ona göre hazırlıklar yapılır ve ona göre tatbikat yapılır. Ama şu anda bölgede yapılan tatbikat herhangi bir plan ya da programı olmayan sadece bir gövde gösterisi amacıyla yapılan bir tatbikattır. Ve bu tatbikatın bir harekat ya da bir muharebe şeklinde olacağını zannetmiyorum. Bu tatbikat sadece silahları göstermek için yapılan bir tatbikat olacaktır. Yani, Amerika, İngiltere ve diğer ülkeler elindeki silahlarını tehdit etmek istedikleri İran, Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan’a gösterecekler, bu kadar. Türkiye’nin bu tatbikata katılması İran’a karşı ve Rusya, Çin gibi diğer ülkelere karşı durmasının bir göstergesi olurdu, bu yüzden çok yanlış bir karar olurdu. Dolayısıyla Türkiye’nin bu tatbikata katılmaması, yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum.

Arap Baharının başlangıcında Batı ülkeleri özellikle Fransa, İngiltere ve Amerika, Orta Doğu halklarını kışkırtarak Arap Baharı denen bir şey yaptılar. Ve Arap Baharı Suriye’ye kadar geldi. Suriye’ye kadar geldi ama Suriye konusunda çekingen davrandı çünkü Suriye’nin arkasında Rusya var. O yüzden Amerika Suriye’ye fazla müdahale etmek istemiyor. Ve buna Türkiye’yi alet etti. Ve Türkiye bu oyuna geldi. Şu anda Amerika’nın yaptığı açıklamalara ya da diğer Batı ülkelerin yaptığı açıklamalara bakarsak Türkiye’nin yalnız bırakıldığını görüyoruz. Yani, Türkiye Suriye’ye düşman yapıldı ve Türkiye şu anda Suriye konusunda hem ikili ilişkilerde hem de sınırından geçen mülteciler konusunda Batılı ülkelerden yeterli bir destek görmüyor. Türkiye Amerika’nın oyununa geldi. Bu yüzden Türkiye çok kısa zamanda bölgedeki ülkelerle görüşüp Suriye ile olan ilişkilerini düzeltmesi gerekiyor. Eğer düzeltmezse Suriye ile Türkiye arasında çok şiddetli bir geçimsizlik ve ileride başını ağrıtacak çok büyük sıkıntılar olabilir. Kaldı ki Türkiye’de artan terör eylemleri Suriye ile olan ilişkilerin bozulmasından kaynaklanıyor. Eğer Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler normal bir şekilde devam etseydi Türkiye’de meydana gelen terör olayları bu kadar sık olmazdı. Bu yüzden Türkiye’nin Batı ülkelerin özellikle Amerika’nın söylediklerinden ziyade kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi gerekir. Bölgede bir savaşın meydana gelmesi ve Türkiye’nin bu savaşa katılması gelecekte çok büyük zararlara yol açabilir. Bu yüzden Türkiye’nin herhangi bir tatbikata ya da buna benzer şeylere katılmaması gerekir.”

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu başkan yardımcısı Prof. Dr. Kamer Kasım’ın bu konudaki görüşü ise başkadır. Kasım’ın düşüncesine göre, Ankara’nın Batı müttefiklerine gücenmesi için neden yok. Hürmüz Bogazı tatbikatlarına katılmayı reddetmesi, Türkiye’nin bölgesel ihtilafları önlemeye yönelik Ortadoğu politikasının ana yönünü yansıtıyor.

Prof.Dr. Kamer Kasım şunları söyledi:

“Türkiye bir NATO ülkesi, NATO bünyesinde yapılan girişimlerde yer alıyor. Özellikle Karadeniz’de, Ege’de ve Akdeniz’de çok aktif ama Hürmüz Boğazı’ndaki bu hareketliliğe Türkiye’nin iştirak etmemesinin çok özel bir nedeni olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki şu anda İran-Türkiye ilişkileri iyi durumda değil. Türkiye, İran’ın Suriye politikasından rahatsız, İran’ın Esed rejimine verdiği destekten rahatsız. Bu yüzden de zaten Celili filan üst düzeyde karşılanmadı Türkiye’de. Ama Türkiye genel olarak, yani İran ile olsun ya da diğer Orta Doğu ülkeleriyle olsun doğrudan zaten çatışma içine girmeyi istemiyor. Şunu düşünün, Irak savaşında Türkiye istirak etmedi, ne 1991 Irak müdahalesinde Türkiye asker gönderdi ne de 2003’teki Irak müdahalesine Türkiye Irak’a asker gönderdi. Bu şekilde bakarsak, Türkiye genel olarak Orta Doğu’da tek başına askeri angajmanlara girmemekte. Askeri anlamda Orta Doğu’da genel anlamda müdahil olmama politikası zaten var. Bu da onun bir parçası olarak düşünülebilir. Zaten Türkiye-İran ilişkileri şu anda Suriye konusunda olan görüş farklılıklarından dolayı zor bir dönemden geçiyor. Bir de hatırlamak gerekir, İran’ın buna benzer bir tatbikatı olmuştu geçmiş aylarda. Bu belki de ona cevap niteliğinde de olabilir. Yani, Amerika, “ben de burada müttefiklerimle birlikte askeri varlık gösterebilirim” mesajını vermiş oluyor. Ama ben ne Amerika’nın ne de İran’ın çatışma niyetinde ve kararlılığında olduğunu düşünmüyorum. İran da şu aşamada bunu göze alamaz. Amerika Birleşik Devletleri de zaten seçim yılında böyle bir girişimde bulunmaz.”

SP. Görüldügü gibi, birçok konudaki görüşleri farklı olan Türk uzmanları, Türkiye’nin Birleşik Amerika ile müttefiklerinin Hürmüz bogazı tatbikatlarına katılmayı reddetme kararının gerekçeleri olduğu fikrinde birleşiyorlar.
Editör: TE Bilişim