DIE PRESSE
ANKARA'NIN EGE KAVGASINDA TESTERE GICIRTILARI

Avusturya'da yayımlanan Die Presse gazetesinin 28 Ekim 2005 tarihli sayısında, "ag./hd." rumuzuyla ve yukarıdaki başlık altında bir yorum yer almıştır. İnternetten sağlanan yorumun çevirisi şöyledir:

Ankara, tozlu raflara tekrar el attı. Milli Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi'ne göre, Atina, Ege Denizi'ndeki kara sularını altı milden 12 mile genişlettiği takdirde, Türkiye açıkça komşu ülke Yunanistan'ı savaşla tehdit ediyor.

Bu mesele, özünde yeni olmamasına karşın, yine de şaşırtıcı oldu. 1995 yılında Meclis'te benzer bir karar alınmıştı. Ankara'nın AB çabaları göz önüne alındığında, bu "casus belli" (savaş nedeni) açıklaması beklenmedik bir durum.

"Milli Güvenlik Politikasına İlişkin Siyaset Belgesi"nin aslında AB üyelik müzakerelerinin başladığı 3 Ekim'den önce belirlenmesi bekleniyordu. Anlaşılan bu tarih göz önünde bulundurularak kararın ertelenmesi gündeme gelmişti.

Belge, kötü bir zamana rastladı. Önümüzdeki ay, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in, 46 yıl sonra Başbakan düzeyinde gerçekleşecek ilk ziyaret için Ankara'ya gelmesi bekleniyor.

Ege sorunu, on yılları aşkın bir süredir gündemi meşgul ediyor. Devletler arası hukuk normlarına göre, mesele ortadadır: Deniz Hukuku Konvansiyonu Yunanistan'a, kara sularını 12 mile genişletme hakkını tanımaktadır. Bu durum ise, Türkiye'nin, uluslararası kara sularına açılmasını çok fazla güçleştirecek ve Ege denizindeki askeri manevra alanlarını neredeyse imkansız kılacaktır. Bu nedenle iki NATO üyesi ülke, 1996 yılında az kalsın bir silahlı çatışmaya yol açabilecek bir kargaşaya sürükleniyordu.

Zaten Kıbrıs sorunundan ötürü de gergin olan ilişkilerde, Türkiye'de 1999 yılında meydana gelen şiddetli deprem sonrasında örülen "deprem diplomasisi" bir dönüm noktasına işaret etmişti. O zamandan beri en azından genel atmosfer bakımdan çok şey düzeldi. Yunanistan, Türkiye'nin AB'ye katılımının en önemli destekçilerindendir. Türkiye uzmanı Heinz-Jürgen Axt (Duisburg Üniversitesi), Die Presse ile mülakatında, "Siyasi atmosfere 'casus belli' kavramı hiç de uygun düşmüyor" diye açıklıyor.

Kaynak: Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim