KRASNAYA ZVEZDA: ÇELİŞKİLERLE DOLU BİR KARADENİZ

MOSKOVA, 29/06(BYE)--- Tirajı günde 50 bin olan liberal eğilimli Krasnaya Zvezda gazetesinin 29 Haziran 2007 tarihli sayısında, Oleg Gorupay imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yazının özet çevirisi şöyledir:

Geçenlerde, İstanbul'da KEİ zirvesinin yapılmasından sonra, şu günlerde Karadeniz bölgesi yine dünyanın odak noktası oldu.

KEİ zirvesinde konuşma yapan Putin, bölge ülkelerinin giderek artan ekonomik potansiyeli sayesinde Karadeniz bölgesinin dünyadaki rolünün giderek arttığını ve bu nedenle birçok ülkenin KEİ'ye ilgi duyduğunu belirtti. Putin, KEİ'nin tüm potansiyelini henüz kullanmadığını ve şu aşamada örgüte yeni üyeleri kabul etmenin gereksiz olduğunu vurguladı. Rusya Devlet Başkanı, Balkanlar ve Karadeniz bölgesinin, Rusya'nın daima ilgi duyduğu bölgeler olduğunu ve Rusya'nın, diğer ülkelerle birlikte KEİ çerçevesinde çeşitli projeleri geliştirmek işin yoğun çaba harcayacağının altını çizdi.

Kuşkusuz, KEİ çerçevesinde eşit haklı ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği Büyük Avrupa'nın kurulmasına yardımcı olacak.

ABD ve NATO ise, Karadeniz bölgesine yönelik farklı yaklaşımlar sergiliyor. 1997'de hazırlanan "Yeni Amerikan Çağı Projesi"nin ekibi (ekibin çekirdeğini George Bush, Dick Cheney, Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz oluşturuyor) ABD Senatosunda şu görüşü ortaya koymuştur: "Karadeniz, Avrupa tarihinde hep 'kara delik' olarak kalmıştır. Bugün ise bu bölge, ABD ve Avrupa'nın stratejik çıkarları açıdan çok büyük önem taşımaktadır. Halen AB tükettiği enerji kaynaklarının yüzde 50'sini ithal ediyorsa, 2020 yılına doğru yüzde 70'ini ithal edecek demektir. Bu artışın karşılanması yalnızca Karadeniz bölgesi sayesinde mümkün olabilir."

Belgede, Karadeniz bölgesinin ABD'nin kontrolüne alınması gereğine işaret ediliyor. Batılı uzmanlara göre, Karadeniz bölgesinin kontrolü sayesinde, Rusya'nın "zayıf noktası" olan Kuzey Kafkasya'yı kontrol etmek mümkün olacak. Ayrıca ABD, söz konusu bölgeye, ciddi kriz geçirmekte olan Orta Doğu'ya açılan "stratejik koridor" gözüyle bakıyor.

Pentagon, NATO'nun 2001 yılından bu yana Akdeniz'de gerçekleştirdiği "Aktif Girişim" adlı operasyonunu Karadeniz'e de yaymak istiyor. Bulgaristan, Romanya, Gürcistan ve Ukrayna bu plana destek verdi; Türkiye ve Rusya ise kesin bir şekilde karşı tutum aldılar.

Türkiye'nin, kendine göre bir takım hukuki ve stratejik gerekçeleri bulunuyor. En önemli hususlardan biri şudur: Ankara, Boğazlar'da gemi trafiğini belirleyen ve 1936'da imzalanan Montrö Anlaşmasına uyulmasını istiyor. Anlaşma, Boğazlar'dan askeri gemilerin geçişini sınırlıyor ve aynı zamanda Boğazlar'ın Türkiye'nin mutlak kontrolünde olmasını öngörüyor. Ankara, ABD'nin ısrar etmesi sonucunda Montrö Anlaşmasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği konusunun gündeme gelmesinden tedirgin. Ayrıca, Türkler, NATO'nun Karadeniz'de Aktif Girişim adlı operasyonunun yapılmasına -Moskova'nın bunu, Rusya-NATO Konseyi çerçevesindeki işbirliğine zarar verici bir unsur olarak algılayabileceğini öngördükleri için- olumsuz bakıyor. O halde NATO, bölgede Rusya ile karşı karşıya gelebilir. Oysa Türkiye, başta ticari ve ekonomik ilişkiler olmak üzere, Rusya ile bugünkü ilişkilerinden memnun. Ayrıca, Amerikan askeri gemilerinin Karadeniz'de bulunması genel güç dengesini bozacak. Türkiye ve Rusya ise bunu istemiyorlar.

Anna Sokolovskaya adındaki Rus uzmana göre, Irak savaşının başlamasından sonra Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler önemli derecede değişikliğe uğradı. Batı'nın eski müttefiki olan Türkiye, giderek hem ABD'den, hem de NATO'dan uzaklaşıyor. Bu arada, Washington, açıkça "Kürt kartını" oynamaya başladı. Bugün birçok Türk politikacı, ülke yönetimini Batı'yla ilişkiler yerine, Rusya ve Karadeniz bölgesine yakın bulunan BDT ülkeleriyle işbirliğine yönelme çağrısında bulunuyor. Bizce, ABD bu çağrıları göz önünde bulundurmak zorunda. Çünkü, Washington'un Türkiye'yi müttefik olarak kaybetmesi durumunda, bölgedeki bütün stratejisi suya düşecektir.

Bilindiği üzere, Karadeniz'de "Blackseafor" adlı ortak deniz kuvvetleri grubu faaliyet göstermektedir. Blackseafor, "Karadeniz ülkeleri arasındaki işbirliği ve diyaloğun kurulması gereğinden" hareketle Bulgaristan, Gürcistan, Rusya, Romanya, Türkiye ve Ukrayna tarafından 2001 yılında kurulmuştu. Blackseafor'un amacı, deniz kuvvetlerine ait savaş gemilerinin, denizde arama, kurtarma, insani yardım ve çevreyi koruma, denizi mayınlardan temizleme ve Karadeniz ülkelerini kapsayan iyi niyet ziyaretleri yapmaktır.

2006 yılında Rusya, Türk Deniz Kuvvetlerinin "Karadeniz Uyumu" askeri tatbikatına katıldı. Tatbikat, Türk Deniz Kuvvetlerince 2004'den bu yana icra edilmektedir. Tatbikatın amacı, Karadeniz'in Güney-Batı kesimindeki -özellikle terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasını önlemek amacıyla- şüpheli gemileri kontrol etmektir. Türkiye, Karadeniz ülkelerinin tamamını, Karadeniz Uyumu Tatbikatına resmen katılmaya davet etti. Rusya, bu çağrıdan sonra operasyona katılan ilk ülke oldu.

Karadeniz'in sahildar ülkeler tarafından kontrol edilmesine inanan ve bu ülkelerin diğer bir ülkenin yardımı olmadan kendi seyrüsefer güvenliğinin ve bir bütün olarak bölgede güvenliğin sağlanabileceğine inanan Rusya, "Karadeniz Uyumu" tatbikatına katıldığı gibi, Blackseafor için gerekli olan gemileri hemen tahsis etti.

Kaynak: BYEGM

Editör: TE Bilişim