Mahalli seçimler yaklaşırken  aday seçimleri ülkemizde ki bas gündemlerden birini oluşturuyor..Mahalli seçimlerde adaylar üstünde kopartılan kavgaları, spekülasyonları ve nerdeyse her adayın kurtarıcı bir kimlik olarak halk kitlelerine sunulması beni her

Mahalli seçimler yaklaşırken  aday seçimleri ülkemizde ki bas gündemlerden birini oluşturuyor..

Mahalli seçimlerde adaylar üstünde kopartılan kavgaları, spekülasyonları ve nerdeyse her adayın kurtarıcı bir kimlik olarak halk kitlelerine sunulması beni her zaman olduğu gibi simdi de ziyadesiyle rahatsız etmekte. İnsana olan tapınma bu yüzyılda bitmeli artik. Bilgi cağı ve onun çocukları inşallah insana olan tapınmayı ortadan kaldıracaklar, geleceklerini  bilgi ile yıkanmış ellerine alacaklardır. Bundan kuşkum yok.

Türkiye’mizde demokratik isleyişin ana arterlerinin olmaması var olanın da islememesinin en büyük nedeni  hilafsız  herkesin demokrasi havarisi olup kimsenin demokratik örgütlenmeyi halk tabanına taşımak istememesidir . Liderlik sultası siyasi partiler yasası ile teminat altındadır. Kimse de dokunmaz ona.

Kendi sorununu çözemeyecek durumda bırakılan ve bunun edilgenliğine alışmış kitleler  sonuç da çözümü kurtarıcalar da aramaya başlarlar. Bir milletin içine düşebileceği en büyük zaaflardan biri  de budur . Bunu asmak  tabana yayilan demokratik haklarin ekonomik refahla bicimlenip sosyal devlette yasam bulup ve de hukukun üstünlüğü ile guvence altina alindigi  sistemlerde mümkündür.

Sonuçta kurtuluşu sahislarda beklemek evine birinin ekmek getirmesini beklemekten çok farklı değil bence. Ne getirirlerse onunla yetinirsin.Bu ulke kimsenin degil.. Hepimizin..Sorunlar da oyle.. Neyse bu konuda fazla ileri gitmeden burada duralım.

TUSIAD hükümeti eleştirip duruyor bu arada. Nedeni IMF den gelecek paradan pay almak. Benden söylemesi. Eğer devlet birilerine yardım edecekse  deniz sektörü de bundan payini almalidir. 

DTO  bu konuda daha aktif olmalıdır.

Herkes kendi derdine düşmemelidir.

Zaman  bir gemi tayfası gibi birlikte  hareket etme zamanıdır. Bu sadece zor durumda olan armatörler ve tersane sahipleri için değil ayni zamanda ekmeğini kaybeden binlerce emekçi içinde üstlenilmesi gereken bir sorumluluktur. İyi Kaptan fırtınalı sularda belli olur.

Her hizmetten alikonmus gemi (laid up vessel) en az 20 kişinin ekmeğinin funda edilen demirle birlikte denizlerin karanlıklarında kaybolmasıdır.Donen pervane ve atılan demir  hic bir zaman bu kadar carpici sekilde “bereketi ve yoksulluğu” hatırlatan simgeler olmadilar..Suvarilerin Vira Bısmillah haykirisini  hic bu kadar ozlemedik..


Bu krizden en az hasarla kurtulmak ancak sektorun asgari olasi ortak zararlarini tespit etmekle mumkun.Boyle bir calisma var mi?.

Bu kriz ozellikle cok buyuk yatirimlari olan sirketlerin YATIRIM RISK ANALIZI yapacak kisileri bundan boyle istihdam etmesi gerektigini de dusundurmelidir..

Bu arada bütün Turk denizcilerini hic bir ayrim gozetmeden kucaklamayı amaçlayan BADER in oluşumunu desteklediğimi bildirmeden gecmeyecegim..Türkiye’de denizcilik sektöründe  gecikmiş bütünleştirici  sivil  bir hareket. Kesinlikle siyasalaştırılmamalı..

Vira Bismillah diyen Suvarilerin sayilarinin artmasi dileklerim ve dualarimla yazimi  sonlandiriyorum.

Allah yardimcimiz olsun..

Sevgiler herkese...