Siyaset nedir diye bir araştırma yaptığınızda değişik tanımlamalara rastlıyoruz; siyasetin Arapça seyis kelimesinden türeyen devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olduğunu söyleyen bir düşünce var mesela. Çoğu ansiklopedi de bunu okursunuz..Eski Yun

Siyaset nedir diye bir araştırma yaptığınızda değişik tanımlamalara rastlıyoruz; siyasetin Arapça seyis kelimesinden türeyen devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olduğunu söyleyen bir düşünce var mesela. Çoğu ansiklopedi de bunu okursunuz..Eski Yunan politik yaşamında ise siyaset polis e ve devlet e ait etkinlikler olarak belirtilir..Zaten günümüz politika bilimi de politik hareketleri, bu hareketlere bağlı güç edinilmesi ve bu gücün kullanılmasını incelemiyor mu? Nerden çıktı siyaset demeyin..Deniz Haberin verdiği bilgiye göre akademik eğitim almış, donanımlı,  tecrübeli denizci arkadaşlarımız, ağabeylerimiz siyasete resmen aday adayı olarak girmiş bulunuyorlar. Yolları açık olsun..İnşallah seçilirler ve hatta yürütme de yer alırlar.
 
Denizci kimliği ile meclise girip yasama hatta yürütme organında ETKİN OLARAK yer almanın önemi deniz sektörümüz açısından önemli , yaşamsal ve geç kalmış bir gereksinimdir. Siyaseti toplumsal sorunların çözüm sanatı olarak da değerlendirmek gerekir..Aristonun da dediği gibi siyaseti toplumun halka dair yaptığı hareketler olarak da görebiliriz..O zaman denizci toplumun, yani bizlerin ve içimizden çıkıp meclise giden bireylerin siyasi güce sahip olmaları, bu gücü kullanılabilme olanağına kavuşmaları sorunlarımızın çözümü için bugüne kadar elde ettiğimiz en büyük olanak olacaktır..Eğer düşündüğümüz gibi var olan sorunlara denizci siyasetçiler meclise girmeleri halinde çözüm getirebilirse bu katkı denizci toplumun halkımıza  tekrar iş olanakları yaratması anlamına gelecektir.
 
Eğer meclis de denizci geçmişi olan, denizci geleneğinden gelen dostlarımızın sayısı artarsa öncelikle denizcinin yıpranma hakkının geri verilmesi için gerekli bütün girişimleri yapmalarını bekleyeceğiz ve bu konunun da takipçisi olacağız.
 
Siyasetin bir uzlaştırma yöntemi olarak kullanıldığını ve bunun için de siyasetin için de bulunmak gerektiğini herhalde bilmeyinimiz yok..Dünya denizlerin de bayrak dolaştırıp nice ülkeleri gezmiş, her dinden, her dilden, her ırktan insanları görmüş olan denizciler dünya insanın ortak paydasının insanın özgürce ve refah için de yaşama hakkı olduğunu din, dil, ırk farklılıkların ise insana ve yaşama ait zenginlik olduğunu kavrayacak bilince ve zengin bir zihine sahiptir..Dolayısı ile bir denizci- siyasetçi kendi ülkesinde , barışın , uzlaşının ve toplumsal geleceğimizin öncelikle insanın mutluluğu esasında en güçlü siyasi savunucuları olacaktır. Olmalıdır.
 
Tek adam diktatörlüğünü kaderleri sanıp yıllardır bu rejimler altında ezilen, sömürülen komşu, dost ülkelerin halklarının ayaklanmalarını buna bağlı iç savaşları ve dış müdahaleleri sanırım ibretle izliyoruz..Ve bir kez daha Cumhuriyetimizin, demokrasimizin, çağdaşlaşma yolunda ümmet olmaktan çıkıp millet olma temelinde oluşmuş toplumsal bilincimizin değerini anlıyoruz..Ve meclise girecek olan bütün milletvekillerinin bu değerlerin koruyucusu olduğuna inanıyoruz..
 
Sevgiler herkese