Marmara Adası'na Bekleniyorsunuz 
 
Marmara Adası'nın hem keyfe hem kedere iyi gelen pek çok tarafı var. Bir kere havasında hiç nem yok. Nedeni ise bölgede çıkan mermerin nemi emme özelliğine sahip olması.  

Saraylar beldesinin tarihi özellikleri de ada ziyaretçilerinin ilgisini çekiyor. Ancak tarihten ve mermerden sıkılırsanız sorun yok, alternatif çok. Sırtınızı dağlara yaslayınca karşınızda koylarını açmış bekleyen masmavi bir deniz bulacaksınız.

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz, birçok alanda olduğu gibi 'ada' konusunda da 'yarım' kalmış! Denizi çok, adası az. Türkiye'nin bu azınlıkta kalmış en önemli adalarından biri de Marmara Adası. Ülkemizin ikinci büyük adası olma özelliğinin yanı sıra burasının dünyada rutubet olmayan 2 yerden biri olduğu iddia ediliyor. Sebebi ise bölgede çıkan mermerin rutubeti emme özelliğine sahip olması.

Temiz hava ve bol oksijen, tatilcilerin adayı tercih etmesindeki en önemli etkenlerden sadece birkaçı. Zira zeytini ve balığı ile hem keyfe hem de kedere iyi gelen tarafları var.

Eğlence konusunda komşusu Avşa Adası ile rekabet etmek gibi bir popülizm yarışına girmemiş olması, özellikle sakin ve huzurlu bir tatil arayışındaki ailelerin öncelikli tercih sebebini oluşturuyor. Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük medeniyetlere beşiklik eden ada, turizm ve mermercilik alanında çok önemli bir konumda yer alıyor.

Salt bir ada olma özelliğinden çok tarihi, turistik ve sanayi alanında öne çıkan özellikleri ile alternatifli bir dinlence yeri olarak dikkat çeken Marmara Adası'na, İstanbul'dan deniz otobüsü, Erdek ve Tekirdağ'dan ise tekneyle ulaşabilmek oldukça kolay...

Karadeniz adası marmor!

Adanın ve Marmara Denizi'nin adı Saray beldesinde çıkarılan mermerden gelmekte. 'Marmara' sözcüğü Bizans döneminde İtalyan gemiciler tarafından mermer anlamında kullanılan "marmor" sözcüğünden türemiş.

1923 öncesi altı yerleşiminden beşinde çoğunluğu Rumların oluşturduğu adaya, ahali mübadelesi sonrası Giritli Müslümanlar yerleştirilmiş. 1960'lardan itibaren adaya Karadeniz Bölgesi'nden de bir iç göç yaşanmış. Bu yönü ile Marmara Denizi'nin ortasında küçük bir Karadeniz şehri istihdam edildiğini söylemek mümkün.

Tarih, mermer ve deniz...

Ada'nın dikkat çeken en önemli beldesi Saraylar. Antik çağlarda 'geyik adası' anlamına gelen Prokonnesos ismi ile anılan belde, daha sonra Bizans imparatorunun amansız bir hastalığa yakalanan kızı için yaptırdığı saraydan dolayı Palatia (Saraylar) adını almış.

Saraylar beldesini Marmara Adası'ndan ayıran en belirgin özellik, adeta köstebek yuvasına dönen mermer ocakları. Bu beldede olma ayrıcalığını size yaşatan en önemli faktör, dağın yamacında binbir zahmetle çıkarılan mermerin sahilde heykeltıraşların elinde nasıl bir sanat eserine dönüştüğüne yerinde şahit olmanız.

Bu tarihi âna tanıklık etmeniz bununla sınırlı kalmıyor. Biraz ileride ise insanoğlunun binlerce yıl önce dokuduğu tarihî eserleri bulabileceğiniz açık hava müzesi sizi eski çağların gizemiyle tanıştırıyor.

Tarihten ve mermerden sıkıldıysanız sorun yok çünkü burada alternatif bitmiyor. Sırtınızı dağlara yaslayınca karşınızda koylarını açmış bekleyen masmavi bir deniz bulacaksınız!

NE YENİR-İÇİLİR?

Ada'nın "İçersen koruk, olmazsın moruk" sloganıyla özdeşleşen koruk suyu, karadut dondurması, zeytini, kekiği, kuşburnu çayı ve adaçayı oldukça meşhur. "Ada Sahillerinde Bekliyorum" şarkısına kendinizi kaptırmadan yükseklere doğru çıktığınızda kekiğin o baş döndüren kokusuyla tanışmanız, huzura erdiğiniz anın resmidir! Bir adaya düştüğünüzde yanınıza ne alırsınız bilinmez; ancak bu adada yiyeceğiniz üç şey; koruk suyu, karadut dondurması ve balık olmalı mutlak.

NELER YAPILABİLİR?

Ada büyük, suyu serin diye düşünmeyin derin derin. Yapılacak aktivite adanın oksijeni kadar bol. Ada coğrafyası yürüyüş tutkunları için oldukça güzel mekânlar sunmakta. Bunun yanı sıra granit ve mermer türevi kayaçlardan oluşan yapısı nedeniyle dağcılık sporu ile ilgilenenler için ideal sınıfa girecek parkurlar bulunuyor. Ayrıca dağ bisikleti, dalış, kano, avcılık ve yelken meraklıları için önemli bir uğrak yeri sayılabilir.

Ada sokakları açık hava sergisi

Saraylar'da bu yıl 13.sü düzenlenen "Prokonnesos Uluslararası Mermer Heykel Sempozyumu", dünyada en uzun süren heykel etkinliği olarak dikkat çekiyor. Mimar Sinan Üniversitesi'yle ortaklaşa düzenlenen organizasyon, yerli ve yabancı heykeltıraşların eserlerinin beldenin sokaklarında sergilenmesi ile tamamlanıyor.

Peru, Bolivya, Japonya, Çin, Romanya, Fransa, Almanya, Hollanda, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkelerden gelen heykeltıraşlar bugüne dek 112 heykel yapmış. Helenistik dönemden beri yaklaşık 3 bin yıldır mermercilik yapılan Ada'nın Belediye Başkan Vekili Süleyman Aksoy, dünyada saf mermerin sadece Marmara Adası'nda üretildiğini, diğerlerinin ise doğal taş olmaktan öteye gitmediğini ileri sürüyor. 
 
Saraylar'da 1912 yılında Kayserili Mehmet Bey tarafında işletilen mermer taş kesme fabrikası Türkiye'de kurulan ilk buharlı mermer fabrikası. Ancak bugün vârislerin burasını atıl tutmaları ve devir konusunda belediye ile ihtilafa düşmeleri nedeniyle fabrikanın içindeki makineler çürümeye yüz tutmuş.

 

Editör: TE Bilişim