Volga’da Türkler Tarkan’la coşuyor Kizhi’nin yapılarına hayran kalıyor

Avrupa’nın en uzun nehri Volga, başkent Moskova dahil Rusya’nın 20 önemli şehrinden geçiyor. Güneşin batmak bilmediği yaz günlerinde kruvaziyerle Moskova’dan yola çıkıp St. Petersburg’a ulaştığınızda tüm ülkeyi görmüş gibi oluyorsunuz. Okurumuz Emin Özgönül, beyaz gecelerde 12 günlük tura çıktı, yedi limana uğradı, izlenimlerini yazdı.Volga üzerinde süzülen geminin adı Leonid Krasin. Sovyet İşçi Partisi’nin ilk üyelerinden biriydi Krasin. Sovyet siyasetçinin adını taşıyan yataklı gemi, şimdi Moskova-St. Petersburg arasında tur yapıyor.

Volga, Valday Tepeleri’nden doğuyor. 3500 kilometre uzunluğundaki nehir, deniz seviyesinden 28 metre aşağıdaki Hazar’a dökülüyor. Moskova ya da St. Petersburg’dan “Beyaz Geceler turu”na çıkan gemiler nehrin yanı sıra Ladoga ve Onega göllerinden geçiyor. Rusya’nın en eski yerleşimlerinden Mondrogi, Kızhi, Goritzy, Yaroslav ve Ugliç’e uğruyor. Üç gün St. Petersburg, iki gün de Moskova’da demirleyip, yolcularına bu iki önemli şehri tanıma fırsatı sunuyor.

BAS PARALARI LEYLA’YA

Krasin gemisi 23 yaşında, Alman yapımı, üç katlı ve 260 yolcu kapasiteli... Saatteki hızı 25 kilometre. Aşçısından doktoruna, fotoğrafçıdan animatöre 100 personel görev başında. 15 metrekarelik kamaraları açılıp kapanır yataklı, banyolu, buzdolaplı. Zaten yolcular kamaraya sadece uyumak için giriyor. Seyir anında ücretsiz Rusça ya da Rus şarkıları kursları gibi etkinlikler düzenleniyor. Akşamları yemekte animasyonlar, konserler düzenleniyor. Sahneye çıkan opera sanatçısı Türk yolcuların talebiyle Tarkan şarkılarını bile repertuvarına almış. 65 kişilik Türk grubuyla katıldığımız bu gezide, kimi geceler saat 24.00’te dizüstü bilgisayarından “Bas bas paraları Leyla’ya” eşliğinde sahneye veda ediyor.

Gemide bar hariç her yerde dışarıdan getirilen gıdalar tüketilebiliyor. Türkler kahvaltının zayıf olacağını hesaplayıp beyaz peynir ve zeytin takviyesiyle, tedbirli gelmiş. Güvertede içkilere eşlik eden kuruyemişler de Türkiye’den... Kimileri Moskova’da, limanın hemen karşısındaki Azeri markete uğrayıp, bira ve votka stoğu yapıyor. Gemide içme suyu ücretsiz, ekstra içkiler keseye dokunmuyor. Bira, votka-limon 150 ruble, yani yaklaşık 7,5 TL.

PUŞKİN’E İLHAM VERMİŞTİ

Moskova’nın nehirden Baltık, Karadeniz, Hazar ve Ladoga’ya açılmasını 128 kilometrelik bir kanal sağlıyor. Dört yılda tamamlanıp 1937’de açılmış. Yapımında mahkumlar çalıştırılmış. Doğaya karşı verilen mücadelede bir milyon kişi ölmüş.

Volga üzerinde 8 hidroelektrik santralı, 19 köprü ve 11 baraj var. Gemiler nehirde yol boyunca 17 seviye havuzundan geçiyor. Bu havuzlara doldurulan ya da boşaltılan su sayesinde, yükseliyor, alçalıyor, yoluna devam ediyor. 

İlk durağımız Uglich, bir zamanların ticaret merkezi. Saati, sütü ve peyniri meşhur. Ünlü Çayka saatleri burada imal ediliyor. 937 yılında kurulan ve bugün 40 bin kişinin yaşadığı kentin adı “Köşe” anlamına geliyor. Volga tam burada keskin bir dönüş yapıyor. Korkunç İvan’dan sonra Çar adayı olan Prens Dimitri annesiyle birlikte daha güvende olması için gönderildiği Uglich’te 1591’de 8 yaşındayken boynu kesilerek öldürülmüş. Can verdiği yerde şimdi Kan Kilisesi yükseliyor. Şehrin karmaşık günleri Puşkin’in, “Boris Godunov” adlı eserine de konu olmuş.

İkinci durağımız Moskova’ya 640 kilometre uzaklıktaki 700 bin nüfuslu Yaroslav. Rusya’nın popüler turistik merkezi bir zamanlar başkentti. Her yerde kentin simgesi baltalı ayı figürleri ve kentin kuruluş tarihi 1002 göze çarpıyor. Deri, balık üretimi ve Yar birasıyla öne çıkan şehirde 77 kilise bulunuyor. Ülkenin ilk tiyatrosu da burada perdelerini açmış.

300 BEBEKLİ MATRUŞKALAR

Gemide Rus hediyelik eşyaları da satılıyor. İç içe geçmiş Matruşka bebekler, kehribar ziynet eşyaları en çok rağbet göreni. Matruşka, kavak ya da ıhlamurdan yapılıyor. Kalitesizse ısı farkına dayanamayıp çatlıyor. Matruşka’nın doğuşu, “Dört kızlı bir marangozun eseri” diye özetleniyor. Bugün içinden 300 bebek çıkan Matruşkalar bile var...

Bu kez başkentten 900 kilometre uzaklıktaki 700 nüfuslu balıkçı köyü Goritzy’deyiz. “İsa’nın Dirilişi Kilisesi”yle ün salmış... 1544’te yapılan kilise, kentin en eski yapısı. Devasa Kadınlar Manastırı ve hemen yanında Aziz Demetrius Kilisesi var. Çan Kulesi 17, Kutsal Üçleme Katedrali 18’inci yüzyıldan kalma. Kirillov ve Slovki Manastırları da kentin önemli simgelerinden. Açık hava pazarında hediyeliklerden kurutulmuş balığa kadar her şey satılıyor. Tezgahtarlar bikinili...

GÜNEŞ SAAT 23.15’TE BATIYOR

Volga’da “Beyaz Geceler” turu haziran-ağustos arasında yapılıyor. Bu dönemde güneş gece saat 23.15’te batıyor. Sonra da gökyüzü koyu lacivert bir tona bürünüyor, tamamen kararmıyor. Saat 03.00’te güneş doğuyor. Gemideki yolcular önce güvertede güneşin batışını izliyor ardından da, yeniden doğuşuna tanıklık ediyor.

KENDİ KÜÇÜK ŞÖHRETİ BÜYÜK

Onega Gölü’ndeki Kizhi Adası’nın ahşap yapıları UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. 22 soğan kubbeli Preobrajenski Kilisesi peri masalından çıkmış gibi. Nestor Usta çivi kullanmadan, çam kütüklerinden, oyma tekniğiyle yapmış. Rivayete göre usta “Böyle güzellik bir daha yapılamaz” diyerek baltasını göle atıp mesleği bırakmış... Kizhi Adası, 8 kilometreye 1,5 kilometre boyutlarında minik bir toprak parçası... Rus ahşap mimarisinin sergilendiği bir açık hava müzesi... Uzak, yakın köylerden ahşap yapılar sökülüp Kizhi’ye getirilmiş ve yeniden monte edilmiş.

VOTKANIN 2700 ÇEŞİDİ

Romantik bir masal diyarı olan Mondrogi’de her şey ahşap... Evlerin duvarlarını da ahşap işlemeler süslüyor. Küçük kentte Semaver ve Votka Müzesi de var. Boy boy semaverler ve tam 2700 çeşit votka... Moskova’ya 1700 kilometre uzaklıktaki kentin adı, “Bataklıktaki çam ağaçları” anlamına geliyor. Mondrogi ahşap hediyelik eşyaların merkezi... Küçük kafelerinde satılan vişneli tatlılar da çok rağbet görüyor. Fayton ve at gezileri ise kasabanın klasikleri arasında...

/_np/0036/17620036.jpg

 

Editör: TE Bilişim