Denizde 30 saat mahsur kaldı  

Deniz tutkusuyla bilinen ünlü işadamı Mustafa Koç'un teknesiyle çıktığı Split seyahati sırasında fırtınaya yakalanıp 30 saat denizde mahsur kaldığı ortaya çıktı.

Motor Boat&Yachting dergisi, tam bir deniz aşığı olan Burcu Esmersoy’dan tekne sohbetleri gerçekleştirmesini istedi. O da ilk olarak Mustafa Koç ile bir araya geldi. ışte derginin aralık sayısında yer alan o söyleşi...

Deniz tutkusunun size kimden geçtiğini tahmin edebiliyoruz. Geçmişe dönüp baktığınızda hatırlayabildiğiniz ne var denizle ilgili?

- Biz Boğaz’da büyüdük. 1966’dan itibaren Anadolu Hisarı’ndaki evimizde denizle iç içe bir hayatımız oldu. 8 yaşındayken 1,5 beygirlik Johnson bir motorum oldu, bir tane de tahta sandal. Bütün gün onun üstünde geçiyordu.

Tekne merakınız o günlere dayanıyor demek ki...

- Hem de nasıl! Biraz kendi merakım, biraz babadan geçme bir aşk o.

Çocuklarınız da bu konuda sizi takip ediyor...

- Evet, bizimkiler çok küçük yaştan beri yelkenli kullanıyor ve denizle iç içe yaşıyorlar. Akranları gibi jet-ski ile dolaşmak yerine benim gibi lazer tekne kullanmayı tercih ediyorlar. Jet-ski’nin hem gereksiz ve tehlikeli bir sürati var hem de gürültü kirliliği yaratıyor. 

DÜNYA TURU YAPMAYI  HİÇ DÜŞÜNMÜYORUM

 Seyahatlerinizde kalabalık arkadaş gruplarını mı ağırlamaktan hoşlanıyorsunuz yoksa teknede çekirdek aile çok daha iyi, diyenlerden misiniz?

- Onu çok iyi dengelemek lazım, çünkü teknede çok büyük bir kalabalık çoğu zaman sıkıntı yaratabiliyor tahmin edersiniz ki. Sonuçta kara gibi değil, kaçacak yeriniz olmadığı için sıkıntı yaşanma ihtimali de daha yüksek olabiliyor. O bakımdan bazı hafta sonları aile, bazı hafta sonları arkadaş grubuyla ama çoğunlukla birkaç teknenin beraber olduğu seyahatleri tercih ediyoruz.

Dünya turu yapmayı düşünüyor musunuz?

- Hayır, hiç düşünmüyorum. Çok zamana ihtiyaç duyulan bir seyahat dünya turu ve ben özellikle şu sıralar böyle bir seyahate merak duymuyorum.

BENİM KAPTANIMI ÖYLE  KOLAY KOLAY SATIN ALAMAZLAR

Kendiniz kullanıyor musunuz teknenizi?

- Evet, tabii ki. Zaten ben tekneyi yaparken ne istediğimizi çok iyi biliyordum ve gerçekten teknem Türkiye’de amaca uygun yapılmış en iyi teknelerden biridir. Dolayısıyla hem boyut hem de sistem olarak kullanabileceğim bir tekne olmasına özen gösterdim.

Tecrübenizin ve deniz bilginizin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?

- Teknik olarak diyemem ama bileğimin ve deniz bilgimin çok iyi olduğuna inanıyorum. Zaten kaptanım Mustafa Güneş hem mekanik anlamda çok yeterli hem de kendini geliştiren bir yapıya sahip. Çok şanslıyım.

Bu kadar iyi bir kaptansa, transfer etmek isteyen de çoktur...

- Var tabii ama bizim geçmişimiz çok eskiye dayandığından ve birbirimizden ayrılamayacağımızdan öyle kolay kolay satın alamazlar kaptanımızı.

EŞİME PUPPY DERDİM TEKNENıN İSMİ ORADAN

Biraz da yarış tekneniz Papili’den bahsedelim isterseniz. Papili ne demek?

- Eşim Caroline, tanıştığımızda 19 yaşındaydı. Ben ona puppy (papi) derdim. Papi bizim aramızda bir takma isim. Teknenin ismi de oradan geliyor.

 Peki Papili ile tanışmanız nasıl oldu?

- Tekneyi internette görüp beğendim, biraz araştırınca böyle bir tekne istediğime karar verdim. Dümenli değil de yekeli bir tekne Papili. Arkası geniş ve açık, kullanımı kolay. Tekne bugüne kadar üç, dört yarışa katıldı ve başarılı da oldu.

Su altı fotoğrafçılığı merakınız da var değil mi?

- Hem fotoğraf hem film çekiyorum artık. 1980’den beri tüplü dalıyorum ama tüpsüz dalmayı da çok seviyorum.
 

Editör: TE Bilişim