Ders kitaplarında İtalyan asıllı İspanyol kaşif Kristof Kolomb'ın Amerika'yı keşfettiği anlatılır fakat ne kadar Kızılderiliyi öldürdüğü anlatılmaz. Laurance Bergreen, Kolomb'un dört seyahatini anlattığı yeni kitabı "Columbus: The Four Voyages"de, Colomb'un amaçları ve yaptıkları katliamlarla ilgili açıklayıcı bilgiler veriyor. Kolomb'un seyahatleri hem Avrulpa'nın yayılmacılığı hem de saha sonraki keşif hareketleri açısından önem taşıyor. Çünkü Colomb'un açtığı yol üzerinden giden Avrupalılar emperyal yayılmalarını ve keşiflerini onu örnek alarak katliamlar üzerinden sürdürmüşlerdir. Kolomb aynı zamanda Avrupa merkezciliği ve bireyciliğin sembol isimlerinden biri olarak kilise sonrasında yeni Avrupa hegemonyası ve insan tipolojisinin nasıl olacağının örneğini göstermiştir.
 
Bahama adaları, Haiti, San Salvador ve Küba kıyılarına yaptığı ilk seyahatlerde yerli halkı temas kurmuş bu seyahatlerinde yerli halk için günlüğüne şu kayıtları düşmüştü:
 
"Onlara kılıçlarımızı gösterdik. Demir silahları ilk kez gördükleri anlaşılıyor. Kesmenin ne demek olduğunu bilmediklerinden, bazıları kılıçların keskin tarafını tutunca ellerini kestiler.  Bu insanlar ne herhangi bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyorlar, birbirlerini öldürmeyi bilmiyorlar. Hiç silahları yok... Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar. Komsularını kendileri kadar çok seviyorlar. Her zaman gülümsüyorlar."
 
Kolomb günlüklerinde yerli halkın beyaz Avrupa ırkından çok farklı olduğunu kendilerini misafir eden bu insanlara hediyeler verdiklerini söylemektedir. Fakat bu hediyeler veba mikrobu taşıyan giysiler olduğu çok sonradan öğrenilecektir. Kilise tarihçilerinden Bartolome de Las Casas, Kolomb'un iyi bir Hıristiyan olmadığını, yerli halka Hıristiyanlığı yaymak yerine onları öldürdüğünü adamlarından 40 tayfayı Haiti'de bıraktığını 500 kadın ve erkekten oluşan yerli halkı teşhir için İspanya'ya getirdiğini söylemektedir.
 
Kolomb'un 1493-1496 tarihleri arasında gerçekleştirdiği ikinci gezi bir katliam örneğidir. Colomb 17 gemi ile Küba, İspanyol adaları,Haiti ve Jamaika'ya gelir. Beraberinde savaşçı ve ateşli silahlar getirmiştir. Haiti'de yerli halk Awarklara salgın mikrobu taşıyan hediyeler verilir. Awarklar, Colomb'un niyetini anlamakta gecikmezler ve mukavemet ederler. Toplu, tüfekli, zırhlı İspanyol savaşçısı iki ay içerisinde 50 bin yerliyi katleer. Daha sonra Kolomb Hispania denilen bölgeye yönelir ve katliamlarını burada devam ettirir. Bu adalarda yaşayan halkın üçte biri bu katliamlardan üçte biri de Avrupalıların getirdikleri salgın mikrobundan hayatını kaybeder.
 
Kolomb üçüncü gezisini Güney Amerika kıyılarına yapar şimdiki Venezuela denilen ülkenin sahiline çıkar burada Maya uygarlığının kalıntılarını taşıyan yerli halkla karşılanır ve Mayalılardakatliamdan nasibini alır ve binlercesi öldürülür hayata kalanlar köleleştirilir. Bergreen kitabında bu gazinin bir keşif niteliğinde olmadığını Las Casas'ın yazdıklarından çıkarmaktadır. Kolomb'un dördüncü gezisi 1502-1504 tarihleri arasında gerçekleşir. Kolomb bu geziye oğlu Ferdinand'ı da götürmüştür. Ferdinand'ın yıllar sonra yazdığı "Historie Concerning the Life and Deeds of the Admiral Don Christopher Columbus" adlı eserinde babasını savunmasına rağmen İspanyolların yerlilere karşı ne kadar zalim ve gaddar davrandığına işaret ettiğini belirtmektedir.
 
Kaynak: Brooke Allen, Barnes and Noble, www.salon.com
Editör: TE Bilişim