İlk kurşun Avustralya'da atıldı

Avustralya'nın Broken Hill adlı madenci kasabasında 1. Dünya Savaşı'nın hemen başlarında, Çanakkale Savaşları'ndan bir kaç ay önce, Anzak askerlerinin trenlerle taşınmasından rahatsız olan Osmanlı tebaası 2 kişi, bu trenlerden birine taarruz kararı almıştı. Avustralya kayıtlarına ''Türk'' olarak geçen bu iki şehit, Anzaklara ilk kurşun atanlar olarak biliniyor.

Olayın yaşandığı ''Beyaz Kayalıklar''ı açık hava müzesine dönüştüren ''Broken Hill''liler, tarihi olayı turizm amaçlı kullanıyor. Avustralya'daki Türk toplumu arasında da ''vatanları için çarpışarak ölen'' bu iki kişi anısına bir anıt dikilmesi tartışılıyor.

Avustralya'da 1995-1998 yılları arasında Türkiye'nin Canberra Büyükelçisi olarak görev yapan emekli büyükelçi ve tarihçi Bilal Şimşir, ''Broken Hill'' olayıyla ile ilgili yaptığı açıklamada, Osmanlı Devleti'nin 1914 Kasımında Almanya ile müttefik olarak İngiltere'ye karşı 1. Dünya Savaşı'na girdiğini hatırlattı.

Osmanlı Padişahı ve Halife Mehmet Reşat'ın İtilaf Devletleri'ne karşı Müslümanlara cihat çağrısında bulunduğunu ifade eden Şimşir, bu çağrıya da Broken Hill'de yaşayan iki Müslüman'ın 1 Ocak 1915 günü Anzaklara karşı savaş açarak cevap verdiğini kaydetti.

Avustralya kıtasını doğudan batıya bağlayan tren yolunun geçtiği küçük madenci kasabası Broken Hill'de dondurma satıcısı Gül Mehmet ile devecilik yapan Molla Abdullah, Anzak askerlerinin Osmanlı'yla savaşmak üzere trenlerle taşınmasından rahatsız olduklarını ifade eden Şimşir, olayı şöyle anlattı:''Karar alıyorlar, 2 piyade tüfeği ediniyorlar ve bir treni pusuya düşürüyorlar. Avustralya gazetelerinin yazdıklarına göre, trendekiler tesadüfen yılbaşı dolayısıyla pikniğe giden siviller. Bunun farkına varmadan bir yerde siper alıyorlar ve trene ateş ediyorlar. Dört kişi can verirken, Gül Mehmet ile Molla Abdullah, Beyaz Kayalıklar denilen yerde çarpışarak ölüyorlar.''

''BURADA BİR ŞEHİTLİĞİMİZ OLSUN''

Avustralyalıların olayın yaşandığı yerde Gül Mehmet ile Molla Abdullah'ın kullandıkları kişisel eşyaları, silahları, dondurma arabasını ve Türk bayrağını açık hava müzesi şeklinde koruma altına aldıklarını belirten Şimşir, büyükelçilik görevi sırasında Broken Hill'de incelemelerde bulunduğunu ve buraya bir anıt dikme fikrini 1997 yılında Avustralya'daki Türk toplumuyla paylaştığını anlattı. Türk toplumunun ekonomik olarak belli bir gücü bulunduğunu ifade eden Şimşir, şöyle konuştu:

''Fikir şuydu: Bunu Türkiye'den para istemeden kendileri dikebilirdi ve kendilerinin bir anıtı olurdu. Yıldan yıla ziyaret ederler ve bununla övünürlerdi. Türk toplumu anıt komitesi oluşturdu, fakat sonuç alınamadı. Bazıları, bu iki kişinin Avustralyalılara saldırmalarını uygun görmedi. O günkü savaş şartlarını düşünmeden hareket ederek, onları terörist gibi görerek karşı çıktılar. Halbuki, bu iki kişi kendilerine göre Türk bayrağını çekmişler ve bir savaşa girmişler. Osmanlı halifesinin çağrısına uyarak, canları pahasına Avustralya'yla savaşa kalkışmışlar.

Bazıları da 'bunlar Türk müydü Afgan mıydı?' tartışması açtı. Avustralya gazetelerinin hemen hepsi 'İki Türk Avustralya'ya savaş açtı' diyordu. Bunlardan birinin cebinden çıkan mektupta da 'Ben Abdülhamit ülkesindenim' yazıyordu. Öyle olmasa bile Türk bayrağı ile ölen, Türk devletine destek vermeye çalışan bu iki kişiyi şehit olarak telakki ediyorum ve burada bir şehitliğimiz olsun düşüncesiyle hareket ettim.''

''AVUSTRALYALILAR DA KENDİ ÇOCUKLARI GİBİ GÖRMELİ''

Bilal Şimşir, Broken Hill'e bir anıt dikilmesi fikrinin son bulmadığını ve bunun mutlaka gerçekleşeceğine inandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:''En geç Çanakkale Savaşı'nın 100. yılında Türkler tarafından Broken Hill'e bir anıt dikileceğini umuyorum. Böyle bir anıtın, Türk-Avustralya ilişkilerine olumlu katkısı olur.

Biz, bu konuda Avustralyalılara kendi ülkemizde çok hoşgörülü davrandık. Avustralyalılar, dünyanın öbür tarafından gelip Çanakkale'de bize saldırmışlar, fakat biz onları kucaklamışız. Atatürk'ün Anzak askerlerini sahiplenici çok güzel sözleri var. Çanakkale'de bize karşı savaşan binlerce Anzak'ı kendi topraklarımızda kucaklayarak, kendi çocuklarımızdan saydık. Avustralyalıların da eğer tereddütleri varsa, o tereddütlerini aşıp, bu iki insanı kendi çocukları gibi görmeleri lazım. Bizim yaptığımızın aynısını Avustralyalılardan beklemek hakkımızdır.''

BROKEN HILL'DE NELER YAŞANMIŞTI?

Broken Hill'de yaşananlar, Türk toplumu içinde tartışmalara neden olurken, Molla Abdullah ve Gül Mehmet'in başından geçenler dönemin belgelerine ve gazetelerine şöyle yansımıştı:

''Gül Mehmet, güney kıtada yaz aylarına rastlayan yılbaşında dondurma satışından oldukça iyi para kazanmıştı. Hemşehrisi deve çobanı Molla Abdullah ise kasaplık yapıyordu... Tebaası oldukları Osmanlı İmparatorluğu topraklarına Avustralya da asker gönderme kararı almış ve bu durumdan ikisi de hiç memnun değildi. Hatta Gül Mehmet, İstanbul'a dört kez gitmiş, o zamanın Sultanı Abdülhamid'in imparatorluk için savaşması yolunda mühürlü bir emrini de almıştı.Aynı günlerde geleneksel olarak her yılbaşı yapılan pikniklere katılmak için çok sayıda Broken Hill sakini de bilet almıştı. Tren, saat 10.00'da hareket ederken, Morgan Street'in sonunda raylar üzerinde duran bir dondurma arabası yolcuları şaşırtmış, arabanın üzerindeki ay-yıldızlı bayrağa da bir anlam verememişlerdi. Arabanın biraz ilerisinde ise yere uzanmış ellerinde tüfekleri olan iki kişi görünebiliyordu. Ancak bunların ne yaptığı hala anlaşılamamıştı.Tren bir viraja girerken birden ateş etmeye başladılar... 'Türk' diye anılan iki savaşçı, taarruzun ardından Rocky Hill'e doğru yürüdüler.

Bu arada, şehirde toplanan kalabalık da bu kişileri aramaya başladı. İki grup Beyaz Kayalıklar'da karşılaştı. Buradaki çarpışmada, Gül Mehmet aldığı 16 kurşun yarasıyla, Molla Abdullah ise başına isabet eden bir mermiyle olay yerinde can verdi.''

Avustralya kayıtlarında ''Türk'' olarak geçen bu 2 şehidin, Anzak askeri taşıdığını sandıkları trene yönelik taarruzlarında biri kadın 3 kişi ölmüştü. Bir Avustralyalı da açılan ateşte evinin bahçesinde vurularak hayatını kaybetmişti.Belgelerde, Gül Mehmet ve Molla Abdullah'ın üzerlerinden çıkan mektupta, ''kimsenin etkisi altında kalmadan trene saldırmayı planladıkları'' yazılıydı.

''TÜRK'' TURİZMİ

Alüminyum, gümüş ve bakır üretimine devam edilen Broken Hill'de bugün, tren taarruzunun yapıldığı yerde tren kompartımanı sergileniyor. Avustralyalıların ziyaret ettiği yerlerin başında gelen tren kompartıman anıtındaki tabelada, ''Türkler'' yazısı dikkati çekiyor. Kasaba müzesindeki tabelalarda ise ''Türk'' ibaresi yer alıyor.

Beyaz Kayalıklar da etrafı tel çitle çevrili halde korunurken, o zamanki dondurma arabasının birebir maketi de sergileniyor.

Kaynak: SABAH Gazetesi

Editör: TE Bilişim