Efsunlu Gemi, Mahmudiye Kalyonu

1829 yılında İstanbul Tersanesi’nde, dönemin en büyük gemisi olarak inşa edilmiş.

Üç ambarlı, 201 m.. uzunluğunda, 56 m. genişliğinde. Tam 128 topu vardı.

Ama tek özelliği bu değildi. Ona insanüstü varlıkların yardım ettiğine inanılırdı. Rivayete göre, Kırım Harbi ilan edildiği gece, Haliç’te demirli bulunan kalyon aşka gelerek, kendi kendine demirlerini koparıp, köprülere doğru yol almıştır. Yine Sivastopol bombalanırken, Mahmudiye Kalyonu’nun, kendiliğinden bir iskele bir sancağa döndüğü ve her iki taraf topları ile kaleyi dövdüğü anlatılmıştır.Bir gece subaylar ve askerler uyurken, gaipten gelen bir emirle kimsenin haberi olmadan Mahmudiye savaş hattına varmış, limana girmiş, sabah uyandıklarında kendilerini savaşın ortasında bulan mürettebat ile Ruslar büyük şaşkınlık yaşamışlar, fırsattan istifade eden Türkler Sivastopol’u bu şekilde fethetmişlerdir.

1829 yılında İstanbul Tersanesi’nde Mühendis Mehmet Efendi ile Mimar Mehmet Kalfa tarafından inşa edilmiş olan ve o dönemde dünyanın en büyük gemisi olma sıfatının taşıyan üç anbarlı Mahmudiye Kalyonu, Sivastopol’un bombardımanına Müttefik Filo ile birlikte katılmıştır. İlahi güçler tarafından korunduğuna inanılan, adeta bir “Hayalet gemi” misyonu taşıyan Mahmudiye kalyonunun uzunluğu 201, genişliği 56 metre idi. 128 topu ile dünyanın en büyük gemisine duyulan hayranlık, zamanla insanüstü varlıkların yardım ettiği düşünülen bir efsaneye dönüşmüştür. 

Mahmudiye Kalyonu’nun halk arasında gizli güçlere sahip olduğuna inanılması da bu döneme rastlamıştır. Halk arasında dolaşan rivayetlere göre, Kırım Harbi ilan edildiği gece, Haliç’te demirli bulunan Mahmudiye Kalyonu aşka gelerek, kendi kendine demirlerini koparıp, köprülere doğru yol almıştır. Yine Sivastopol bombalanırken, Mahmudiye Kalyonunun, kendiliğinden bir iskele bir sancağa döndüğü ve her iki taraf topları ile kaleyi dövdüğü anlatılmıştır. 

Kırım Harbi’ne katılan Ali Dayının anlattığına göre, Sivastopol muhasarasına iştirak eden Müttefik donanmanın en kuvvetli gemisi Mahmudiye imiş. Bir gece subaylar ve askerler uyurken, gaipten gelen bir emirle kimsenin haberi olmadan Mahmudiye savaş hattına varmış, limana girmiş, sabah uyandıklarında kendilerini savaşın ortasında bulan mürettebat ile Ruslar büyük şaşkınlık yaşamışlar, fırsattan istifade eden Türkler Sivastopol’u bu şekilde fethetmişlerdir. Günden güne artan hikayeler bu gemiyi bir efsane haline getirmiştir. Halk, mübarek gecelerde ak sakallı, sarıklı bir takım insanların, geminin güvertesinde saf tutup, namaz kıldıklarını gördüklerini iddia etmiştir.
Bundan başka, Kırım Harbi’ne iştirak eden Mahmudiye’ye, Barbaros Hayrettin’in bayrağının bir eşi yaptırılarak çekilmiştir. Muhasara sırasında müttefik donanma bayraklarının, Rus gülleleri ile lime lime olmasına karşılık, bu bayrağa hiçbir şey isabet etmemesi de bu rivayetlerin artarak devam etmesine neden olmuştur.

Efsunlu olduğuna inanılan Mahmudiye Kalyonu, 2. Abdülhamit döneminde kaynak sıkıntısına düşen hükümet tarafından memur maaşlarını karşılamak için parçalanıp müteahhitlere satılmıştı.

DenizHaber.Com

Editör: TE Bilişim