HİCAZ FATİHİ SELMAN REİS SULTANBEYLİ'DE ANILDI

Hint Okyanusunda Osmanlı-Portekiz Mücadelesi ve Osmanlı'nın Güney Siyaseti

Selman Reis, Kızıldeniz girişinde, en büyük ülküleri mukaddes toprakları ele geçirmek ve Kâbe'yi yıkmak olan Portekizlilere yönelik destansı mücadele vermiş, kutsal toprakların korunmasına büyük katkı sağlamış bir denizcidir. Büyük Türk Denizcisi Selman Reis'in hayatı ve çalışmaları Prof. Dr. İdris Bostan ve Dr. Yusuf Alperen Aydın tarafından Sultanbeyli'de anlatıldı.

Sultanbeyli Belediyesi tarafından düzenlenen “Kutsal Toprakların Büyük Koruyucusu Selman Reis”i anma programı 29 Mart 2011 Salı akşam günü Sultanbeyli Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Program öncesi Osmanlı deniz tarihi ile ilgili kitaplardan oluşan mini bir kitap sergisi yapıldı. Ayrıca Denizcilik Müsteşarlığımız tarafından basımı yapılan Osmanlı Gemilerinden oluşan resim sergisi açıldı. Ziyaretçiler tarafından büyük bir merak ve ilgi ile gezilen serginin ardından salona geçildi. Program başlangıcında Osmanlı Savaş gemileri ve teknolojileri hakkında Mercan Dede'nin müziği eşliğinde bir slayt gösterisi yapıldı. Daha sonra  Dr. Yusuf Alperen Aydın tarafından “Sultan'ın Kalyonları” ismi ile yayınlanmış kitabından konuklara Osmanlı Gemileri hakkında bilgi verildi ve gelişimi anlatıldı. Osmanlı gemileri teknolojilerini anlamadan Osmanlı'nın denizlerdeki başarısı anlaşılamaz düşüncesini anlatıldı.

Programa katılan misafirlere İdris Bostan'ın Osmanlı deniz tarihi üzerine yazılmış eserlerinden hediye edildi. Daha sonra programa ismini veren Selman Reis konusunda söz alan Prof. Dr. İdris Bostan çok kapsamlı olarak Selman Reis hakkında katılımcıları ve kamuoyunu aydınlatan şu bilgileri verdi:

Mekke ve Medine'yi Portekiz İstilasından Koruyan Büyük Kahraman Selman Reis

“Selman Reis, Kızıldeniz'de Portekizlilere karşı sürdürdüğü başarılı savaşlar sonucu Osmanlılara Yemen kapılarını açan, Cezayir'in Gönüllü levendlerinden ünlü bir korsan-denizcidir.

Portekizlilerin kutsal topraklara ve ticaret yollarına yönelik tehdidi karşısında Hindistan'daki Gücerat Sultanı ile Yemen Emiri,  Memlük Sultanı Gavri'den yardım istemiş, o da yeterli deniz gücüne sahip olmadıkları için Osmanlı Padişahı II. Bayezid'e başvurmuş, bunun üzerine iki bin denizci ile Selman Reis yardıma gönderilmişti.

İlk defa 1511'de Süveyş'te hazırlanan elli kadırgadan oluşan donanmaya kaptan tayin edildi. Cidde'ye geldiğinde donanma mühimmatının saklanması için Mekke Şerifiyle birlikte burada bir kale inşa etti.

Selman Reis, 1514'de Süveyş tersanesinde yaptığı yirmi kadırga ile Sultan Gavri'nin takdirini kazandı ve donanma komutanı olarak denize açıldı.  1515 yazında, Sultan Gavri'nin isteği üzerine Portekizlilere karşı bir sefer için Hindistan'a gitti. Diu limanına vardıklarında Gücerat Sultanı ile ittifak yaparak Portekizlileri bölgeden uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak Portekiz'in Goa kalesini tahkim etmesi sebebiyle kaleyi alamayarak geri döndü.

Yavuz Sultan Selim'in daveti üzerine Nisan 1517'de Kahire'ye gitmek üzere iken bir Portekiz donanmasının Cidde'ye gelmekte olduğunu öğrenen Selman Reis, halkın isteğiyle oradan ayrılmadı. Otuz barça ve kadırgadan oluşan Portekiz donanması karşısında Cidde'yi savunarak düşmanın karaya çıkmasına izin vermeyen Selman Reis, top ateşiyle üç kadar Portekiz gemisini batırmış, kendisine ait de dört gemi yandı. Cidde savaşı, kadırgadan oluşan Akdeniz tipi bir filonun Okyanus tipi donanma karşısında savunmadaki askeri gücünü göstermesi bakımından önemli kabul edilmektedir.
Daha sonra Kahire'ye giderek Yavuz Sultan Selim'le görüşen Selman Reis hakkındaki şikayetler sebebiyle bir ara hapsedildi ve sonra İstanbul'a götürüldü. İstanbul'da Yemen'in önemi hakkında devamlı görüşmelerde bulunarak 1523'te tekrar Mısır'a döndü. Selman Reis, Mısır valisi Ahmet Paşa'nın desteğiyle donanma, asker ve top tedarikinde bulunarak yeniden gittiği Yemen'i ve bazı yerleri Osmanlı topraklarına kattı.

Pargalı İbrahim'e Layiha Sunuyor

Selman Reis, 1525'te Mısır'a gelen Veziriazam (Pargalı) İbrahim Paşa'yla görüşerek Yemen hakkında ikinci raporunu sundu. Bu raporda Hindistan deniz ticaret yolunun önemi üzerinde durarak bu yolların güvenliği için Portekizlilerdeki kalelerin geri alınması gerektiğini anlattı. Selman Reis'e göre gerekli mürettebat sağlandığı takdirde Portekizlileri bölgeden uzaklaştırmak kolay olacaktı.

Selman Reis, binlerce levent ve tüfekli askerden oluşan ordunun başında Mekke'ye geldi. Hac farizasını tamamladıktan sonra Cidde'ye ve oradan donanmasıyla Yemen'e gitti. Zebid ve Taiz'i ele geçirerek pek çok mal ve servet topladı. Daha sonra zeydîler üzerine yürüdü ve  Aden'e kadar gitti. 1527'de bütün Yemen'e hakim oldu.

Selman Reis yaklaşık iki bin kişilik Rumî  askeriyle Kamaran'a geldi ve adayı imar etti. 1528'de Selman Reis'in Portekizle olan mücadelesinin sürdüğü ve yedi Portekiz gemisini zaptettiği ve batırdığı haberleri alınmaktadır.

Hayreddin Bey, Yemen Serdarı olmasına rağmen Yemen savaşlarını Selman Reis yapmıştı. Bu gelişmelerden rahatsız olan Hayreddin Bey leventlerle işbirliği yaparak 934 senesi sonlarında Eylül 1528'te Selman Reis'i öldürttü ve mallarına el koydu. Bu durum karşısında Yemen'de bulunan yeğeni Mustafa Bey de Selman Reis'in yetiştirdiği Hoca Seferle işbirliği yaparak Hayreddin Bey'i öldürttü.

Selman Reis, Osmanlıların Kızıldeniz'de tutunmasını sağlayacak temelleri atması, Kızıldeniz'deki Osmanlı-Portekiz Mücadelesinde önemli rol oynayarak Portekiz tehdidine karşı ciddi bir mukavemette bulunması ve hepsinden önemlisi yazdığı raporlarla Hind Okyanusuna açılan Osmanlı ilerlemesine öncülük etmiştir.

Osmanlıların Kızıldeniz ve Yemen bölgesine gitmesinin sebeplerini en iyi açıklayan karar yine Osmanlı Divan-ı Hümayûnunun kararıdır. II. Selim'in Mekke Şerifi'ne gönderdiği Nisan 1568 (Zilka'de 975) tarihli mektupta bu açıkça görülmektedir:

“Vilâyet-i Yemen'in feth u teshîri husûsu mücerred tahsîl-i mâl içün olmayup el-ıyâzu billâh Portukal kâfirin müslümanlara musallat olup ol vilâyete müstevli olması gayret ü hamiyyet-i dîn-i mübîne münâsib olmayup husûsan metâf-ı halk-ı cihân ve kıblegâh-ı âlem u âlemiyân olan Ka‘be-i Muazzamanın sıyâneti ehemm-i mühimmât ve cümle-i ferâiz u vâcibâtdan olduğu mukarrerdir”

Editör: TE Bilişim