Roma döneminden kalma batıklar tespit edildi 
 
DAÜ Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi, Antalya-Kemer kıyılarında arkeolojik çalışma yaptı.

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi tarafından geçen haziran ayında Antalya-Kemer kıyılarında başlatılmış olan sualtı araştırmaları sırasında Roma döneminden kalma batıklar tespit edildi. 

Antalya’nın Kemer ile Finike ilçeleri kıyıları arasında yaklaşık 25 gündür çalışmalarını sürdüren DAÜ ekibi, yüksek arkeolojik öneme sahip iki gemi batığı ile çok sayıda tarihi eser buldu. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü izinleriyle Antalya Müzesi denetiminde yapılan çalışmalara Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Sualtı Arkeoloji Merkezi ve Konya Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeoloji bölümü de destek veriyor.

Çalışmalarda bulunan eserlerin tespitinde yan taramalı sonar sisteminin büyük faydası görüldü. Deniz altına bırakılan tow bölümünün dibe yollamış olduğu ses sinyalleri dipte form veren batık ve tarihi eserleri teknedeki bilgisayarın ekranına taşıyor.

Arkeologlar bu görüntülerin tarihi eser olduğunu tahmin edince konumları GPS cihazıyla belirleniyor.  Türkiye ve KKTC’de yalızca iki üniversite tarafından bu amaçla kullanılan cihaz sayesinde 7 farklı arkeolojik eser önce bilgisayar ekranında görüntülendi, daha sonra üzerlerine dalış yaparak sualtında tespit edildi.

Sualtında bulunan her eser hem fotoğraflanıyor hem de video cihazlarıyla üç boyutlu olarak görüntüleniyor. Ekibin içinde bulunan mimar ve bilgisayar uzmanları ise bu görüntülerin uydu fotoğraflarıyla birlikte açılmasını sağlayarak teknolojik bir görsel envanter sistemi oluşturuyor.

Yapılmakta olan bu çalışmalar Türkiye’de ilk kez sistematik tarama yöntemleriyle birlikte uygulanıyor. DAÜ ekibi yalnızca batıkların bulunduğuna dair yapılan ihbarlar üzerinde çalışma yapmıyor. Ekip açık deniz dahil olmak üzere bütün kıyılarda dip taraması yapıyor. Böylelikle tahmin edilmeyen yerlerde bulunan tarihi eserler de bilimsel olarak tespit edilmiş oluyor. Bu arada denizin dibinde turist teknelerinden düşmüş merdivenler, fırtına sırasında uçmuş pergola yapıları ve sel sularıyla sürüklenmiş malzemelere de rastlanıyor.

DAÜ tarafından bulunmuş olan bu batıkların yerleri henüz açıklanmıyor. Ancak bu batıklardan biri kıyıya çok yakın bir yerde bulunuyor ve birbirine yapışmış on binlerce amfora kırığından oluşuyor. Bu batığın turizme açılabilmesi için DAÜ bölge belediyeler birliği GATAB ile bir çalışma başlatmış durumda. İzinler alınabildiği takdirde bu batık Türkiye’de dalış turizmine açılmış ilk batık olacak. Batığın tüm parçaları birbirine kaynamış olduğu için deniz dibinden sökülebilmesi mümkün değil. Geminin gövdesi ve diğer ahşap yapıları sudaki canlılar ve dalgaların etkisiyle tamamen yok olmuş durumda. Batıkta kötü niyetli kişiler tarafından verilebilecek bir zarar veya çalınma söz konusu olamayacağı için Antalya-Kemer kıyılarındaki bu batığın turizme açılmasında bir zarar bulunmuyor.

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Ufuk Taneri tarafından yakından takip edilen ve desteklenen bu çalışmada Kemer Türkiz Marina tarafından tahsis edilen bir motor yat kullanılıyor. Sualtı arkeologu Hakan Öniz tarafından yönetilen çalışma aynı zamanda GATAB ve Türkiz Otel tarafından da destekleniyor.

Sualtı arkeolojisi alanında geniş olanaklara sahip olan DAÜ, şu an Türkiye’de devam eden toplam 7sualtı arkeoloji kazı ve araştırmasının 3’ünü yürütüyor. Bu tip ileri teknoloji kullanılarak yapılan bilimsel tespit çalışmalarının yakında Kuzey Kıbrıs kıyılarında da başlatılması bekleniyor. DAÜ ekibi Ağustos ayında İstanbul Küçükçekmece gölünde sualtı kazısına ve İstanbul Avrupa yakası kıyıları sualtı tespit çalışmalarına başlayacak.

 

Editör: TE Bilişim