Ver uşağını geri Karadeniz! 
 
TİMUR SOYKAN

İSTANBUL - Pazar rehavetindeki İstanbul, Karadeniz kıyılarından gelen 'mini tsunami' dehşetiyle şaşkına döndü. Rumeli Feneri'nde gezmeye çıkan aileden baba ile kızını, kıyıya vuran dalgalar yutmuştu. Sahilde dün arama çalışmaları vardı. Altı yaşındaki kızı Aylin'i kurtarmak için denize atlayan baba Cemal Tayfun Gökhan'ı arama çalışmalarına dört-beş metrelik dalgalar izin vermezken, Gökhan'ın iyi yüzme bildiğini ve bir kaya oyuğuna saklanmış olabileceğini düşünen ailesi, umutla bekledi.
Trabzonlu köklü bir aileden olan Cemal Tayfun Gökhan, İstanbul'da doğup büyümüştü. Babası büyük bir asansör şirketinin ortağıydı. Gençliğinde Galatasaray'ın amatör takımında futbol oynamıştı. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitiren Gökhan, mastırını yapmak için ABD'ye gitti. Üniversitede eşi Kolombiya asıllı Aleksandra ile tanıştı. Burada evlenen çift, 1990 yılında Türkiye'ye döndü. Cemal Tayfun Gökhan büyük bir lojistik firması olan Serlog'da genel müdür olarak çalışmaya başladı. Türkiye'ye geldikten kısa süre sonra Zekeriyaköy'deki bir villaya taşındılar. Önce bir erkek çocukları oldu. Altı yıl önce de Aylin dünyaya geldi. Kızları bu yıl Zekeriyaköy'deki bir anaokuluna başladı, oğulları ise koleje devam ediyordu.

Dayı ziyaretlerine geldi

Önceki gün Aleksandra'nın ABD'de yaşayan dayısı Carlos Franklin İstanbul'a ziyaretlerine geldi. Pazar sabahı, misafirlerini Galata Kulesi'nde kahvaltıya götürdükten sonra evlerine döndüler. Öğle yemeğini evlerinde yedikten sonra Franklin'i gezdirmek için Anadolu Feneri'nde kalenin önündeki kayalıklara gittiler. Cemal Tayfun Gökhan, eşi Aleksandra, çocukları ve Franklin bir süre tarihi Fener Kalesi'nin çevresinde gezdi.

Kayalıkların üstündeydiler

35 yaşındaki anne Aleksandra 11 yaşındaki oğluyla kayalıklardan kalkmış, kaleye bakıyorlardı. Franklin ve Aylin ise kayalığın üzerinde denizi seyrediyordu. Deniz kasım ayında çoğunlukla olduğu gibi hırçındı. Bu sırada büyük bir dalga, Franklin ile Aylin'in üzerinde durduğu kayaya vurdu veAylin'i sürükleyerek denize çekti. Önce dayı, ardından onların sürüklendiğini gören baba Cemal Tayfun Gökhan dalgaların arasına atladı. Gökhan, iyi bir yüzücüydü.
Sahilde yaşananları, kalenin açıklarında bulunan balıkçılar da gördü. Kıyıya yaklaştılar. Franklin ve Aylin'i görüp, bir süre sonra sudan çıkarmayı başardılar. Ancak Aylin için artık çok geçti, boğulmuştu. Franklin ise kayalıkların arasındayken kırılan bacağıyla suyun üstünde kalmayı başarmıştı. Balıkçılar, onları denizden çıkarırken baba Gökhan suya atladıktan sonra bir daha hiç görünmemişti. Franklin, Amerikan Hastanesi'nde tedavi altına alınırken Cemal Tayfun Gökhan'ı arama çalışmaları gece geç saatlere kadar sürdü.
Tarihi kalenin önünde geniş bir alana yayılan kayalıklarda dün de sahil güvenlik ekipleri, Gökhan ailesinin yakınları, büyük dalgalar karşısında eli kolu bağlı bekliyordu. Tarihi kalenin, kayalıklar üzerinde onlarca kişinin bakışları, denizdeydi. Uzmanlar, Gökhan'ın kayalıkların arasına sıkışmış olabileceğini söylüyordu. Sahil güvenlik dalgıçları, dalgalar nedeniyle dalamadı. Ailenin getirdiği bir dalgıç da kısa bir süre sonra denizden çıkarak, beklemekten başka çarelerinin olmadığını söyledi. Ancak Gökhan'ın endişeyle bekleyen yakınları umutlarını yitirmemiş, "Belki bir kayalığın içindeki boşluğa sığınarak hayatta kalmayı başarmıştır" diyordu. Dört sahil güvenlik botu ve bir helikopter, gün boyu kıyıyı ve açıkları taradı. Deniz ortasında sarı bir nesne görününce kalabalık heyecanlandı. Ancak sahil güvenlik botu yaklaşınca bunun bir kova olduğu anlaşıldı.

Radikal

 

Editör: TE Bilişim